Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında tüm halkın kenetlenerek demokrasiye, milli iradeye, bayrağa sahip çıktığını hatırlatan Aşut, artık normalleşme sürecinin başlaması gerektiğine değindi.
“Mersin iş dünyası olarak bugünden sonra bizim işimiz üretime, ihracata, istihdama odaklanmaktır” ifadelerini kullanan Aşut, “Bir yandan meydanlarda demokrasi nöbeti tutarken diğer yandan her birimiz kendi çalışma alanlarımıza sahip çıkmaya, eskisinden daha çok çalışmaya devam etmeliyiz. Memleket ve millet adına sorumluluklarımızı yerine getirmeye devam etmeliyiz” çağrısı yaptı. Yaşanan sıkıntılar sonrasında Mersin’in ekonomik durumunu da değerlendiren Aşut, Organize Sanayi Bölgesi’ndeki elektrik ve doğalgaz tüketimini takip ettiğini, küçük bir gerileme olmasına rağmen herkesin çalışmaya kaldığı yerden devam ettiğini vurguladı. Geçmiş yıllarda yaşanan en küçük bir sıkıntıda bankaların firmalarla görüşmek için günde 2-3 kez randevu talep ettiğini hatırlatan Aşut, “Şimdi ise hiçbiri gelmiyor. Normal, rutin sohbetlerimizi yapıyoruz ve karşılıklı birbirimizden bilgi alıyoruz. Şu andaki tek sıkıntı moral. Moral pompalamamız gerekiyor” dedi.
Ticaretin dümdüz bir yol olmadığını dile getirerek ticareti her tarafı dikenlerle çevrili, yokuş aşağı slalom yapılarak inilen bir yola benzeten Aşut, “Dikenlere dokunmadan işletmenizi doğru şekilde doğru yola indirmelisiniz. Biz bu konuda tecrübelendik. Son dönemlerde yaşananlar bizleri 2023 hedeflerimiz konusunda daha da kamçıladı. Mersin iş dünyası işinin başındadır, dünyaya entegredir, üretmeye, yeni pazarlar bulmaya, yeni ürünler ihraç etmeye, iş ve aş vermeye devam etmektedir” diye konuştu.
“OHAL’in millet ile bir ilgisi yok”
Olağanüstü Hal’in (OHAL) milletle bir ilgisi bulunmadığı hatırlatmasını da yapan Şerafettin Aşut, “OHAL, bu alçak terör şebekesi, bu gerici, laiklik ve demokrasi düşmanı örgüt için ilan edilmiş bir süreçtir. İşte bu anlamda, MTSO olarak, Mersin iş dünyası olarak bu mesajı vermek ve tüm dünyaya bunu duyurmak için buradayız. Mersin iş dünyası olarak bugünden sonra bizim işimiz üretime, ihracata, istihdama odaklanmaktır. Siyaseten hedeflerine ulaşamayan çevrelerin, ekonomik anlamda ülkemize zarar vermesine izin vermeyeceğiz” dedi.
Yaşananların ülkeyi birbirine daha çok kenetlediğini vurgulayan Aşut, yıllardır yaratılmak istenen sanal kutuplaşmaların bir gecede bitirildiğini söyledi. Aşut sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu millet, arkasında küresel güçlerin oyunu olduğuna inandığımız bu belayı tek yumruk olarak def ettikten sonra, 2023 hedefleri dahi az gelecektir. Gerekirse daha az uyuyacağız, daha çok çalışacağız, daha çok gayret edeceğiz. Çünkü bu, bizler daha güzel yaşayalım, demokrasimiz ve Cumhuriyetimiz sonsuza dek sürsün diye canını verenlere, şehitlerimize borcumuzdur.”
“Uzaklaştığımız ilkelere geri dönme zamanıdır”
Bugün gelinen noktanın analizini de yapan Şerafettin Aşut şu noktalara değindi:
“15 Temmuz gecesi yaşanan olayların arkasında son 40 yıldır bazı ilkelerden uzaklaşmanın bedelleri vardır. Nedir bu ilkeler? Uzaklaşılan ilk konu dogmatik değil, akılcı ve bilime dayanan bir eğitim. Eleştirel ve sorgulayan bir eğitime dönülmeli. Kurumlara memurların siyaset veya taraf odaklı değil, liyakat odaklı alınması. Kutsal dini duyguların siyasete alet edilmesinin engellenmesi ve siyasetin kışlaya, camiye ve okula sokulmaması. Yani, laik sistemin değerinin anlaşılması. Devletin temel ilkelerinin Hukuk Devleti ilkelerine dayandırılması.
MTSO olarak eğitim konusuna yaptığımız vurgu zaman zaman eğitimle çok uğraştığımız yönünde eleştirilmişti. Sanırım bunun ne kadar önemli olduğu bugün daha çok anlaşılıyor. MTSO olarak bu kriterlerin olduğu eğitime destek olmaya, gündem yapmaya devam edeceğiz. Eğitim her alanda Odamızın odak konusu olacaktır.”
Aşut, Oda olarak eğitimden sonra önemsedikleri ve Türkiye’de öncü oldukları bir diğer konunun ise inovasyon ve ar-ge kapasitesinin artırılması ve yüksek teknolojili üretime geçiş olduğuna değindi. MTSO’nun geçmişte yaptığı ar-ge ve inovasyon çalışmaları yanında son olarak Tırmıl Sanayi Sitesi’nde Tedarik Zinciri Test ve Ar-Ge Laboratuvarı kurduğunu hatırlatan Aşut, bu laboratuvardaki üç boyutlu yazıcı ve tarayıcı kullanımı sayesinde tersine mühendisliğin uygulandığı öncü kurum olduğunu hatırlattı. “MTSO, imalatta yaşanan küresel devrimi Mersin üreticisinin ayağına getirmiştir” diyen Aşut, “Elbette yüksek teknolojiye geçiş, ar-ge veya inovasyon bir günde olacak şeyler değil. Ancak bunun en öncelikli adımı bu eko-sistemi yaratmaktır. MTSO olarak amacımız ve çabamız bu alt yapıyı kurmak, iyi örnekler yaratmak ve rol-model olmaktır” ifadelerini kullandı.
“Dış Ticaret İstihbarat Projesi önemli”
Gerek Mersin, gerekse Türkiye’nin ihracata dayalı bir büyüme modeli bulunduğunu hatırlatan Şerafettin Aşut, bu durumun MTSO’yu dış ticaret firmalarının küresel ticarette elini güçlendirecek bir proje hazırlamaya yönelttiğini anlattı. Böylece Dış Ticaret İstihbarat Projesi’nin oluştuğunu kaydeden Aşut, “Projeyi hazırladık, Kalkınma Ajansı’ndan destek aldık ve işi bölgesel düşünerek yanımıza Tarsus ve Adana Odalarını da alarak projeyi ortaya koyduk. Amacımız yurt dışı ile ticaret yapmak isteyen firmalarımızı yalnız bırakmamak ve onlara pazarlarla, firmalarla ilgili gereken istihbaratı vermektir” dedi. Bunun için MTSO bünyesindeki ilgili personeli eğittiklerini ifade eden Aşut, “Amacımız firmalarımızın risklerini azaltmak ve onları daha rekabetçi hale getirmektir” diye konuştu.
“Mersin’de makro anlamda bir sorun yaşanmıyor”
Mersin’de makro anlamda bakıldığında büyük bir sorun yaşanmadığını belirten Şerafettin Aşut, “Biz Mersin iş dünyası olarak Tarım, Sanayi, lojistik, Turizm alanlarında ülkemizin öncü kenti olmaya, bu alanlarda devam eden projeleri tamamlamaya yılmadan devam edeceğiz” dedi.
Yaşananları dış mihraklı bir gövde gösterisi, ülkeyi ekonomik olarak çökertmek isteyen bir proje olarak değerlendiren Aşut, şunları söyledi:
“Burada bize düşen her birimizin kendi görevlerini layıkı ile yerine getirmesidir. İş dünyası ihracatını yükseltmek için eskiden olduğu gibi bugün de valizi elinde kapı kapı dolaşırsa bu sıkıntıları kısa sürede atlatırız. Sıkıntılar bizi yıldırmamalı. Ekonomiye uzun vadede bakmalıyız. Rusya krizinde de aynı sıkıntıları yaşadık. O süreçte arkadaşlarımın hepsi elinde valizleriyle farklı ülkelere farklı ürünler sunmaya çalıştı. başarılı da olduk. Belki bu kez daha farklı, üzerimize farklı boyuttan geliyorlar. Bu kez daha çok çalışıp, sizlerin de desteği ile daha çabuk atlatmalıyız. Siyasetçi siyasetini, iş dünyası kendi işini yaparsa başarı gelecektir. Yılmadan, hükümetimizin yanında olarak daha rahat atlatacağımızı düşünüyorum.”
“Türkiye’den şirket toplamaya çalışıyorlar”
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Şerafettin Aşut, Türkiye’ye yatırım yapılmaması yönündeki açıklamaları nasıl değerlendirdiği sorulduğunda, “Yatırım yapmayın diyenler öldü fiyatına Türkiye’den şirket toplamak için bu açıklamaları yapıyorlar. Bizim şirketlerimizi kimseye vermeye niyetimiz yok. Hepimiz ayaktayız ve işimizin başındayız. Bu toplantıyı b nedenle yapma ihtiyacı duydum. Bu çıkışı bizim yapmamız lazım. Çünkü biz işimizin başındayız, üretmeye, istihdama, katma değer oluşturmaya devam edeceğiz.”
MTSO Üyesi bir kısım şirket yetkilerinin bu dönemde yaşadıklarının hatırlatılması üzerine ise Aşut, “MTSO, 14 binin üzerinde üyesi olan bir kurum. Meclisimiz de 81 kişiden oluşuyor. Bizim her camiadan insanla çalışma prensimiz var. Kimseyi ayıramayız, güç birliğimiz de oradan geliyor. Bugüne kadar devleti yanıltanlar bugün bizi de yanıltmış olabilirler. Bizim bununla ilgili tedbir alma durumumuz olamaz ama devletimiz OHAL çerçevesinde gerekli ayrıştırmayı yapacaktır. Konu hukuki bir konudur. Bu nedenle bu konulara girmek istemiyorum. Biz kendi işimize bakacağız. Sonuçta Türkiye ve Mersin ayağa kalkacaktır” yanıtını verdi.
Tanrıöver: “Türkiye iyi gidiyor”
Türkiye’nin iyiye gittiği mesajını veren MTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kasım Tanrıöver ise özellikle S&P derecelendirme kuruluşunun açıklamalarına yönelik yöneltilen soruları yanıtladı. Tanrıöver şunları söyledi:
“Öncelikle şunu belirteyim Türkiye’nin S&P ile bir anlaşması yok. Ama yurtdışı firma olunca yurtdışındaki yatırımcılar tarafından önemseniyor. Ben raporu baştan sona okudum. Raporda sadece Türkiye hakkında bir tane ekonomik veri var. O da kısa vadeli dış borç. Onun dışında raporun tamamı bizde siyasi istikrarsızlık olabilirmiş, gösteriler artabilirmiş, hükümet düşebilirmiş yönündeki açıklamaları içeriyor. Bunu nereden biliyorsun diye sormazlar mı? Siyasi mühendislik yapıyorlar. Gelişmelere bakın tam tersi oldu. Raporda Türkiye’nin 2016 sonuna kadar yaklaşık 168 milyar dolar borcu var deniyor. Bu rakam birçok Avrupa ülkesinden daha iyi bir rakamdır. Bu borcun yaklaşık 100 milyar doları devletin, 68 milyar doları ise özel sektörün borcu. Bunların da bir kısmı nakit ödenecek, kalan bölümü de teminatı olan borçlardır. Bu nedenle Türkiye’de bir sıkıntı yoktur. İyiye gidiyoruz.”