MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI
Türkçe English
MTSO 13. Yıl
ÇAĞRI MERKEZİ 0850 304 33 33
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin Cennet Cehennem

Jeofizik Mühendisi Ercan deprem endüstrisi oluşturulmasını önerdi 27.09.2024 tarihinde yayınlandı

Türkiye’nin bir deprem bölgesi olduğunu ve hayat devam ettiği sürece bu depremlerin süreceğini kaydeden Yüksek Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, iş dünyasına deprem endüstrisi oluşturma tavsiyesinde bulundu. Bina güçlendiriciler, sarsıntı yalıtıcıları gibi malzemeler üretilmesi gerektiğini kaydeden Ercan, başlangıçta önem verilen binalar olmak üzere zamanla tüm binaların altına konulacak sarsıntı yalıtıcılarıyla yıkımların önüne geçilebileceğini vurguladı. 


Jeofizik Mühendisi Ercan deprem endüstrisi oluşturulmasını önerdi

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 14 No’lu İkamet Amaçlı İnşaat, 15 No’lu Mühendislik ve Mimarlık, 16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretimi ve Ticareti, 30 No’lu Sigortacılık Hizmetleri, 39 No’lu Emlak ve Destek Faaliyetleriyle 40 No’lu Genel İnşaat Faaliyetleri Meslek Komitesi işbirliğinde Kentsel Dönüşüm ve Sürdürülebilir Şehirler Konferansı düzenlendi. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, Yönetim Kurulu Üyeleri, Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, Yüksek Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan’la sektör temsilcilerinin katıldığı toplantıda kentsel dönüşüm süreci ve uygulamaları detaylı olarak ele alındı. Üç oturumda tamamlanan konferansta afet yönetimi, dirençli ve sürdürülebilir kentler, dünyadaki iyi uygulamalar uzman konuşmacılar tarafından dinleyicilere aktarıldı. İki gün süren organizasyonun ikinci gününde ise konunun uzmanlarının katılımıyla Kentsel Dönüşüm Çalıştayı düzenlenerek Mersin’e bu konuda ışık tutacak yol haritası belirlendi. 
Toplantının açılışında konuşan 15 No’lu Mühendislik ve Mimarlık Meslek Komitesi Meclis Üyesi Güven Doğan, hayata geçirdikleri proje kapsamında neler yaptıklarına ve neleri hedeflediklerine değindi. Mersin’i depremlere, doğal afetlere hazırlamak adına merkezi ve yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve kent dinamikleriyle birlikte hareket etmek istediklerini kaydeden Doğan, bilimsel verilere dayanarak, kentsel dönüşüm uygulamaları, güçlendirme ve kentsel planlamayı hayata geçirip güvenilir bir yaşam alanı oluşturmak istediklerini söyledi. Doğan, yürüttükleri faaliyetlerle kamuoyunu bilinçlendirip lobi faaliyetlerini yürütmeyi hedeflediklerini aktardı.

Çakır: “Hepimiz kendimizle yüzleşmek zorundayız”
Bazı konuların ancak o konuda büyük bir sorun yaşandığında önem kazandığını, bazılarınınsa büyük yıkımlar, felaketler yaşansa da zamanla unutulduğunu kaydeden MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, “Bu nedenle hepimiz kendimizle yüzleşmek zorundayız. Kendisiyle yüzleşmeyen toplumlar gelişemezler” dedi. Bu noktada ele alınması gereken konulardan birisinin de kentsel dönüşüm olduğunu kaydeden Çakır, bugüne kadar yaşanan depremleri hatırlatarak, bu depremlerin ekonomik zararlarının ölçüldüğünü ancak yitirilen canların bedelinin ölçülemeyeceğini söyledi. “Bugün İstanbul’da beklenen deprem olursa Türkiye ekonomisinin yarısı yok olur deniyor? Böylesi bir depremde sadece maddi zarar mı yaşanır?” sorusunu yönelten Çakır, “İnsanımızı korumak zorundayız. İşte bu anlamda Kongrenin büyük fayda sağlayacağına inanıyorum” dedi.

Özyiğit: “MTSO’yu kutluyorum”
Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit ise, “Böylesi hayati bir konuda konferans organize etmesi nedeniyle MTSO’ya teşekkür ediyorum” diyerek sözlerine başladı. Yerel yönetimlerin kentsel dönüşümdeki önemine dikkat çeken Özyiğit, ancak geçmişten gelen yükler, yanlış uygulamalar nedeniyle çözüme ulaşmanın zaman aldığını söyledi. Kentsel dönüşüm başlığı çözülmeye çalışılırken diğer yandan sürdürülebilir ve sağlıklı kent yaşamının devamının sağlanması gerektiğine de dikkat çeken Özyiğit, bu konuda belediye olarak yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgi paylaştı. 

Ercan: “Yer Denetim Kuruluşları kurmalıyız”
Konferansın açılışında konuşan Yüksek Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, depremleri felakete dönüştürenin insanlar olduğunu belirtti. Depremin güneşin doğması kadar doğal bir doğa olayı olduğunu vurgulayan Ercan, Türkiye’nin dünyanın en güzel ülkesi olması, tüm uygarlıkların beşiği olmasını deprem bölgesi olmasıyla açıkladı. “Çünkü deprem bölgesi demek jeotermal enerji, kaplıca, madenler, içme suyu, maden suyu demek” ifadesini kullanan Ercan, “Özetle deprem Tanrının laneti değil bir nimetidir. O zaman depreme uygun bir yaşam sürmeliyiz” dedi. 54 yıllık deneyimini aktarmak istediğini belirten Ercan, ardından Türkiye’de depreme yönelik bugüne kadar yürütülen çalışmaları özetledi. Mücadele noktasında Yapı Denetim Kuruluşları kurulduğunu hatırlatan Ercan, ancak bunun tek başına yeterli olmayacağını belirtti. Deprem yıkımlarının yüzde 65’inin yerden gelen sorunlardan kaynaklandığını hatırlatan Ercan, “Kötü zeminde iyi yapı olmaz. Demek iyi yer seçeceksin. Bunu seçmek için de mutlaka Yer Denetim Kuruluşları kurulmalı. Yer denetlendikten sonra yapı denetim kuruluşu yapıyı denetlemeli” dedi. Yeri jeofizik ve jeoloji mühendislerinin denetlemesi gerektiğini kaydeden Ercan, bu denetimin ardından eğer uygun bir alansa daha yapı oluşmadan Yapı Güvenlik Belgesi çıkarılıp tapuya işlenmesi gerektiğini vurguladı. Yer ve yapı denetim kuruluşlarının aynı zamanda bir sigorta şirketi gibi çalışması gerektiğine dikkat çeken Ercan, “Yerde bir sıvılaşma olur, yapıda oturma yıkılma olursa bu kuruluşların yapının tüm sorumluluğunu üstlenmesi gerekir. Bunlar yapılırsa depremin adı felaket olmaz” ifadesini kullandı.

“Mersin’de rezonans çalışmasına başlanmalı”
Depremi yeteneksiz yöneticilerin, ekonomik yoksulluğun, düşük eğitim düzeyinin ve kaderci anlayışın felakete dönüştürdüğüne dikkat çeken Ercan, konuşmasını Mersin’i değerlendirerek sürdürdü. Mersin’den fay geçmediğini ancak yıkım için fay gerekmeyip sarsıntının yeterli olacağını kaydeden Ercan, “Mersin’in sorunu zemin sıvılaşması ve buna bağlı hissedilen aşırı çalkalanma” dedi. Kentsel dönüşüm için sahil kesiminin tamamen yeşil alan olarak bırakılıp Toroslar’a doğru önce bir katlı yapılar arkasına iki-üç katlı yapılar yapılarak devam edilmesi gerektiğini kaydeden Ercan, “Toros Dağlarına istediğiniz kadar yüksek kat yapabilirsiniz” dedi. Mersin’de tüm kentte vakit kaybetmeden rezonans çalışmasına başlanması, hangi bölgenin sarsıntıdan daha çok etkileneceğinin saptanması gerektiğini vurgulayan Ercan, bina kat sayılarının üniversitelerin çalıştığı sıvılaşma haritaları dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğini söyledi.  
Mersin’in Kahramanmaraş depremini 6 şiddetinde hissettiğini ve kentteki tüm zeminle yapıların yorulduğunu hatırlatan Ercan, “Şu anda yerin eski özellikleri yok. Kenti depreme hazırlamak istiyorsanız önce göçü, nüfus artışını durdurup yapıları öyle planlamalısınız” değerlendirmesini yaptı. 

“Kentsel Dönüşüm ve Güçlendirme Uygulamaları”
Modetarötörlüğünü Mersin Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fikret Zorlu’nun yaptığı ilk oturumun konusu “Kentsel Dönüşüm ve Güçlendirme Uygulamaları” oldu. Deprem Güçlendirme Derneği Başkanı Sinan Türkkan bu oturumda güçlendirmenin onarım, tamirat ya da tadilatla karıştırılmaması gerektiğine değindi. Güçlendirmenin geçici bir çözüm olmadığını, binanın zeminiyle birlikte üç boyutlu ele alınıp zayıf bölgelerin güçlendirilerek istenilen deprem performans seviyesine getirildiğini belirten Türkkan, bu konuda en büyük eksiğin yetişmiş teknik eleman bulunması noktasında yaşandığını söyledi. Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Başkanı Yaşar Bahçeci ise kentsel dönüşüm konusunda en çok gayrimenkul değerleme noktasında sorun yaşandığını kaydederek, mülkün piyasa değerinin fiziki özellikleri, çevresel, sosyal özellikleri, jeolojik durumu gibi tüm etkenler gözetilerek oluşturulduğunu söyledi. Eyüp Belediyesi Başkan Koordinatörü Özcan Biçer, İstanbul’da yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgiler paylaşıp, “Sürekli kentsel dönüşüm konuşuluyor ama tüm yapı stoğunun kentsel dönüşümle yenilenmesini milli servetin tamamını harcasanız yapamazsınız. Burada önemli olan dayanıklılık. Bugüne kadar binaların yer seçimleri yanlış yapılmış, yanlış mühendislik hizmeti alınmış. Hepsini yıkıp yeniden yapmak mümkün değil. Bunun yerine binayı güçlendirme yöntemiyle yerinde korumak mümkün. Bu, sosyal anlamda da finansal anlamda da karbon ayak izi anlamında da daha iyi bir yöntem” dedi. Mersin Yapı Müteahhitleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nesim Ekinci ise müteahhitlerin gözünden kentsel dönüşümü anlattı. Mersin’in Türkiye’nin en kaliteli konutlarının yapıldığı il konumuna geldiğini belirten Ekinci, kentsel dönüşüme de ihtiyaç olduğunu kaydedip bölgesel çalışmalar yapılması gerektiğini söyledi. 

“Kentsel Dönüşümde Finansman Destekleri ve Hukuksal Süreç”
Moderatörlüğünü İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Hepşen’in yaptığı ikinci oturumda kentsel dönüşümde finansal destekler ve hukuksal süreç konuşuldu. Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Av. Ali Güvenç Kiraz, 6306 Sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası’nı değerlendirdi. Mevcut durumda bu yasanın tam olarak ihtiyacı karşılamadığını belirten Kiraz, yasanın hangi yönlerden yeniden ele alınması gerektiğini aktardı. Sigortanın sadece bireylerin değil ekonominin de teminatı olacağını vurgulayan
Quick Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Soner Tekbaş, sektörün yakın zamanda tanımaya başladığı bina tamamlama sigortasına değindi. “12 Haziran’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın da desteğiyle bina tamamlama sigortasının kentsel dönüşümde bir engeli kalmadı” diyen Tekbaş, “Bugüne kadar arsa sahibi müteahhide güvenmiyordu, müteahhit başka güvenceler istiyordu, bu sigorta tüm tarafları güvence altına alan bir unsur haline geldi” diyerek sigortanın detaylarını aktardı. Garanti BBVA Konut Finansmanı Satış Müdürlüğü Direktörü Songül Yeşilçimenli kentsel dönüşümde bankanın sağladığı finansman desteklerini anlattı. Kentsel dönüşümde finansa erişimin önemine ve zorluklarına değinen Yeşilçimenli, “BM 2050’de dünya nüfusunun yüzde 70’inin büyükşehirlerde yaşayacağını söylüyor. Bu nedenle yaşanabilir, sürdürülebilir şehirler kurmak çok önemli. Bu da kentsel dönüşüm gerektiriyor. Banka olarak biz de bu anlayışla çalışıyoruz” dedi. 

Göksu: “Mersin’i Toroslardan denize doğru planlamalı”
Kentsel Strateji Uzmanı Ali Faruk Göksu ise Mersin’e kentsel dönüşüm konusunda farklı bir projeksiyon çizdi. Kentsel dönüşüm sorununun imar planları yaklaşımıyla çözülemeyeceğini, şehir planlaması yaklaşımı gerektiğini kaydeden Göksu, bu konuda Ankara’da ilk kez hazine garantisi olmadan yürüttükleri projeleri aktardı. Her şeyin hayal etmeyle başlayacağını ve Mersin’i planlarken de denizden değil dağdan bakarak hayal kurulması gerektiğini ifade eden Göksu, “Mersin’in geleceği için gençleri işin içine katacak ortamlar yaratmalısınız. Mersin’in 5 akarsuyu var. Bu mavi koridorları yeşille birleştirip kente hava aldırmalısınız. Her bir koridor farklı bir tema ile hazırlanabilir. Biri doğa ve ekoloji, biri kültür ve tarih biri tarım ve gastronomi, diğeri spor ve sağlık gibi farklı koridorlar olmalı. Her bir koridora hikayeler yazılabilir. Mersin geleceğini çok farklı kurgulayabilir” dedi. Kentsel dönüşümün bir gayrimenkul geliştirme süreci olarak algılanmaması gerektiğini vurgulayan Göksu, “Artık hayal kurarak şehir planlama dönemine geçmeliyiz. Proje geliştirirken önce hayal kurup senaryo yazmayı bilmeliyiz. Tasarlanmış her proje kendi kaynağını kendisi yaratır” ifadelerini kullandı.

“Belediye Başkanlarının Kentsel Dönüşüme Bakışı”
Moderatörlüğünü Mersin Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fikret Zorlu’nun gerçekleştirdiği son oturumun konuşmacıları ise Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri Daire Başkanı Kemal Zorlu ile Yenişehir Belediye Başkan Yardımcısı Berna Dinç oldu. Belediyelerinin konuyla ilgili çalışmaları hakkında bilgi aktaran konuşmacılar önümüzdeki süreçte neler yapılması gerektiğine değindi. 
 



Sayfa gönderiliyor. Lütfen bekleyiniz

ARKADAŞINA GÖNDER