Her terör eylemi, amacı ne olursa olsun bir insanlık suçudur. Terör eylemleri dünyanın neresinde ve hangi ülkesinde gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin, sadece o ülkeye karşı değil, tüm insanlığa ve tüm dünyaya karşı işlenmiş suçlardır. Bundan dolayı tüm ülkelerin samimiyetle işbirliği yapması gereken bir konudur. Bu vesileyle İstanbul Atatürk Havalimanı’nda meydana gelen terör saldırısında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza, şehit düşen emniyet görevlilerimize Allah’tan rahmet, yararlılara acil şifalar diliyoruz. Mersin iş dünyası olarak tüm terör eylemlerini şiddetle lanetliyoruz.
Ve özellikle devletimizden sadece birer kukla olan terör örgütleri ile mücadele etmesini değil, asıl bu kuklaların iplerini ellerinde tutan ve ikiyüzlü politikaları ile bölgemizi ve dünyayı cehenneme çeviren kişi, gurup ve bazı samimiyetsiz ülkelerin teröre izin ve bazen destek veren politikalarını bozmalarını, onlara karşı elimizdeki yaptırımları uygulamalarını bekliyoruz. “Yurtta barış, dünyada barış” gibi bir kuruluş felsefesi olan bir ülke ve millet olarak bu olayları hak etmiyoruz. Bu olaylar bu felsefeden uzaklaşmamıza neden olmamalı, ülkemiz dünyada barışa hizmet etmeye devam etmelidir.
Brexit bir şeyin sonu ama çöküşü değil
Geçtiğimiz haftalarda İngiltere yaptığı referandum sonunda Avrupa Birliği’nden ayrıldı. Elbette bu, bir günde bitecek bir olay değil. Verilen sözler, imzalanan anlaşmalar ve yükümlülükler var. En az iki yıl sürecek bir çıkış süreci var. Ancak, sonuçta artık İngiltere AB’de değil. Bu bizim AB üyelik sürecimizi etkilememelidir. İngiltere’nin şatları ve nedenleri başka, bizim amaçlarımız başka… AB üyelik sürecimiz her anlamda ülkemize katkı sunmuştur. Demokrasi, insan hakları, ekonomik gelişme gibi konularda son 40-50 yılda aldığımız mesafe küçümsenecek bir mesafe değildir. AB gibi gelişmiş bir bölge ile ticaret yapmamızın ekonomimize getirdiği kalite anlayışı, gelişmiş pazarlara iş yapmanın neden olduğu teknolojik gelişmeler de bu ilişkinin bir sonucudur. Bundan dolayı bizim AB üyelik sürecindeki amaçlarımız ve kazanımlarımız bize özgüdür. Yılların kazanımları ile kurulan Avrupa Birliği, bir günde dağılacak bir oluşum değildir. Elbette ülkemiz için önemli bir hedefse de bize yarar sağladığı sürece bir parçası oluruz. Aksi takdirde Türkiye büyük önder Atatürk’ün dediği gibi, yeni kurulan dünyada yerini alır, boşta kalmaz.
“Yurtta barış, dünyada barış” kuruluş felsefemizdir
Uzun süredir dış politikamızda sıkıntılar vardı. Sıfır sorun, sıfır huzura dönmüştü. Ancak, İsrail ve Rusya ile başlayan olumlu, akılcı dış politika, sanırım duygusal yaklaşımlarla zarara uğrayan dış ilişkilerimizi düzeltecek gibi görünüyor. Korkmadan ve çekinmeden bu olumlu ilişkileri arttırmalıyız. Barış ülkelere sadece refah getirir, mutluluk getirir. Ve savaşın galibi olmaz. Mersin iş dünyası olarak bu olumlu adımların Mısır ile de başlayacağını umuyor ve hükümetimizin bu adımlarını destekliyoruz. Bu konuda üstümüze düşen görevlere hazırız. Biz Mersin iş dünyası olarak gerek İsrail’le, gerek Mısır iş dünyası ile iletişimizi zaten kesmemiştik. Bir aracı rol oynamayı bırakmadık. Ülkeler arasında ebedi dostlular ve ebedi düşmanlıklar olamaz. Bundan dolayı Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak üyesi olduğumuz uluslararası oluşumların toplantılarında sorun yaşadığımız ülkelerin temsilcileri ile sürekli bir araya geldik, onların da adım atması gerektiğini söyledik ve ilişkileri kopartmadık. Hükümetimizin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın attığı bu adımlar bizim de başlattığımız olumlu ilişkileri taçlandırmış oldu. Bölgenin denge devleti olan Türkiye’den beklenen de budur. Sorun yaratan değil, sorunları çözen ülke olmak…
Gerçek gündem olan ekonomi unutulmamalıdır
Dünyada ve Türkiye’de bu gelişmeler yaşanırken, hayat devam ediyor ve Mersin iş dünyası olarak ekonominin gerçek sorunlarını ihmal etmeden, unutulmasına izin vermeden çalışmalarımıza devam ediyoruz. Çünkü üretmek zorundayız, ihracat yapmak zorundayız, 78 milyona iş ve aş vermek zorundayız. Geçtiğimiz aylarda MTSO olarak iki temel sektörümüz olan sanayi ve lojistik sektörlerinin sorun ve çözümlerine odaklandığımız, beyin fırtınası ve ortak akıl toplantıları diyebileceğimiz Arama Konferansları düzenledik. İş dünyasını, ilgili kamu kurumlarını, STK’ları ve üniversiteleri bir araya getirdik. Sorunları belirledik, farklı çözümlere odaklandık, farklı seslere kulak verdik. Bugün gazetemizde detaylı bir şekilde sonuç raporları yayınlandığı için konuya fazla değinmeyeceğim ancak şunu her iki Arama Konferansı sonunda çok çarpıcı bir şekilde gördük ki, Mersin iş dünyası devletinden para puldan çok yatırım ortamının geliştirilmesini istiyor. Yatırım için arazi üretilmesini bekliyor. Mersin özelinde bölgenin kalkınması için tüm iş dünyasının tek ses olduğu Çukurova Uluslar arası Bölgesel Havalimanı, Mersin Lojistik OSB ve yeni OSB’lerin artık hayat geçmesini bekliyor. Çünkü bölge ve ülke için hayati olan bu yatırımlar geciktikçe ülkenin 2023 hedeflerine darbe vuruluyor. Bazı yatırımlar vardır ki sadece yatırım yapılan yere katkı sunar. Ancak, Mersin öyle bir kent ki; bu kente liman yapıldıysa, ülkenin ihracatının ve ithalatının yükünü çekiyor ve hala ülkenin en büyük ikinci limanı. Bu kente bir serbest bölge yapıldıysa hala ülkenin en verimli çalışan serbest bölgesi olmaya devam ediyor. Şuna gönülden inanıyoruz ki, eğer havalimanı ve lojistik merkez projemiz hayata geçerse bu sadece Mersin’in değil, bölgenin ve ülkenin zenginliği olacaktır. Vergi sıralamasında ülkenin en büyük altıncı ekonomisi olan Mersin, ülke ekonomisine çok daha fazla katkı veren bir kent olacaktır.
Hükümetimizin yatırım ortamını iyileştirme atağını destekliyoruz
Yatırım ortamının iyileştirilmesi ile ilgili 13 Haziran’da Başbakanlık tarafından Meclise sunulan bazı yasa maddelerindeki tasarı değişikliklerini olumlu ve yerinde buluyoruz. İş dünyasının üzerindeki ataleti atması için çok önemli bir konudur. Tasarıda yatırım ortamına ilişkin işlem maliyetlerin azaltılması, faizsiz finans ürünlerinin arttırılması, Ar-Ge desteklerinin arttırılması ve uygulama farklılıklarının kaldırılması, şirket kuruluş maliyetlerinin azaltılması, yatırımcılara teşvik belgesi süresince emlak vergi muafiyeti getirilmesi, çek düzenlemesi öngörülmesi gibi konulardaki gelişmeleri olumlu buluyor ve yatırım ortamı düzeldikçe üretime dönük yatırımların artacağına inanıyoruz. Başta Başbakanımız Binali Yıldırım, Kalkınma Bakanımız Lütfi Elvan olmak üzere emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.
Yakında kutlayacağımız Ramazan Bayramı’nın yarattığı huzur atmosferinin tüm milletimiz ve Müslümanlar için yeni bir başlangıç olmasını, tüm insanlığa huzur getirmesini diliyorum. Tüm üyelerimizin, Mersin iş dünyasının, Mersinlilerin ve milletimizin mübarek Ramazan Bayramı’nı şahsım ve Mersin Ticaret ve Sanayi Odası adına kutluyorum.
Değerli dostlarım, malını kaybeden bir şeyini kaybeder ama umudunu kaybeder her şeyini kaybeder. Her gecenin bir sabahı, her kışın bir baharı var düsturu ile Ramazan Bayramı’nın bize en çok ihtiyacımız olan şeyi, yani umut getirmesini diliyorum.