MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI
Türkçe English
MTSO 13. Yıl
ÇAĞRI MERKEZİ 0850 304 33 33
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin Cennet Cehennem

GÖZDEN KAÇAN GELİŞMELER… 14.03.2016 tarihinde yayınlandı

Çoğu zaman köşe yazılarımızı vizyon oluşturmak için kullanıyoruz, ki bu gerçekten çok önemlidir. Gerek küresel gerekse ulusal ekonomideki vizyon açan gelişmeleri, yenilikleri Mersin iş dünyası ile paylaşıyoruz. Sonuçta, bizi her alanda dönüştürecek olan şey bilgidir. Ancak, bu haftaki köşe yazımızda yine iş dünyamızda vizyon oluşturacak konulara değinirken, gündelik gelişmelerde gözden kaçan veya iş dünyamızın yoğun gündeminde bakma veya görme fırsatı olmadığını düşündüğümüz konulara değinmek istiyoruz. Özellikle Şubat 2016’da yaşanan ve iş dünyası açısından olumlu veya olumsuz algılanabilecek bazı önemli gelişmeleri özellikle iş dünyamız ile paylaşmak istiyoruz.


GÖZDEN KAÇAN GELİŞMELER…

Öncelikle iş dünyası olarak bizlerce olumlu algılanan bazı gelişmelere değinmek isterim. Uzun süredir gündemde olan trafik sigortası konusunda, kusurun paylaşılması ve primlerin azaltılacak olması olumlu bir gelişmedir. Yine son zamanlarda tartışma yaratan asgari ücret konusunda, asgari ücret artışının işverene maliyetini azaltmak için brüt 2 bin 550 TL ve altı maaş alan işçileri kapsayan desteğin başlamış olması ekonomi açısından olumludur. Böylece işverenler 100 TL eksik beyanname verecektir.  Öte yandan, ülke ekonomimiz için çok önemli olan mevduatın artması konusunda devletin büyük bir çabası görünüyor. Mevduat artışı neden önemli derseniz? Bir ülkede mevduat ne kadar fazla ise, bankalar bu mevduatı krediler yolu ile yerli yatırımcılara, iş dünyasına aktarır ve ülke ekonomisinde önemli bir kaynak oluşur. Peki, ülkenin yeterince mevduatı yoksa ne olur? O zaman bankalar veya iş dünyası dış borçlanmaya gider ve iş dünyasının dış borcu artar. Bu borç dövize endeksli olduğundan her ekonomik dalgalanma borcu daha da arttırır. Bundan dolayı kabine mevduata destek yoluyla kaynak yaratma konusunda ısrarcıdır.  Bunun yolarından birisi de BES denen Bireysel Emeklilik Sisteminin teşvikidir. Bu konuda devlet destekleri revize edilmiştir. Mevduat oluşturma ve bu yolla kaynak yaratma anlamında olumlu gelişmelerdir.


Dış dünyadaki gelişmeler…
Biraz da dış dünya ile ilgili olumlu gelişmelere bakarsak: Londra Yardım Konferansı’nda, Suriyeli sığınmacılar için 10.7 milyar USD taahhüt toplanmış ve bunun belli bir kısmını Türkiye alacak gibi görünüyor. En azında bundan sonraki yükün paylaşılması ve bütçe üzerinde yük oluşturmaması anlamında olumludur. Almanya’nın denizaltı ve motor teknolojileri transferiyle Piri Reis Denizaltı inşaatına Gölcük’te başlanmış olması ve yine Alman Linde Grup ile Erdemir’in modernleşme yatırımının gerçekleşmesi Türkiye-Almanya, dolayısıyla Türkiye-AB ilişkiler anlamında, bu ilişkilerin sağlamlığı ve devamı anlamında önemli bir gösterge ve mesajdır. AB bizim, ne olursa olsun, en güvenli ve istikrarlı pazarımızıdır, ekonomi ortağımızıdır. Bakınız, Suudi Arabistan hayatında ilk kez dış borç alma durumuna geldi. Çevre ülkeler zaten siyasi anlamda istikrarsız, diğer körfez ülkeleri ve kuzeyde Rusya 35-40 dolara düzen petrol fiyatlarından dolayı bütçe açıkları ile boğuşacaklar ve 2016 petrol gelirlerine mahkum olan pazarlarımız için ve dolayısıyla bizim için parlak gözükmüyor.  Çin ithalatını %25 azalttı. Bundan dolayı, AB ve yeni yeni yükselen ABD pazarı bizim için vazgeçilmezdir.
Olumsuz denilebilecek gelişmeler neler derseniz? AB’nin 3 milyar Euro’luk yardımı Şubat sonuna kadar gelecekti ama Merkel “Mart ayında durumu izlememiz gerekiyor” dedi. Bu da ilişkilerimizi biraz gerdi diyebiliriz. Özellikle bölgemizi ilgilendiren bir gelişme ise; Rusya’ya sebze ve meyve ihracatındaki düşüş oranları oldukça yüksek. Narenciyede Mersin dinamiklerinin yaptığı girişim bu yıl durumu kurtardı ama 2016’da ne olacak belirsiz. Özellikle bölgemizde diğer önemli bir pazar olarak gördüğümüz İran’ın, nükleer konusunda verdiği taviz ile elde ettiği ambargo yumuşaması ve takibinde ABD ve AB’li yatırımcıların yatırım demeçleri bizi önce korkutmuştu. Acaba çok mücadele verdiğimiz İran pazarı elden gidiyor mu diye? Ancak, son zamanlarda şunu gördük ki, bu ambargoların kalkmasını ABD ve AB tek taraflı algılamış! Yani, kendileri istediklerini satabilecekler, örneğin İran’ın uçak siparişleri gibi. Ancak, pek de İran’a yatırım yapacak gibi görünmüyorlar. İran’a nakit para girişi hala yok.  Yani, İran hala bizim için önemli bir pazar, çünkü İran’ın etrafında sanayisi, tarımı, teknolojisi bizim kadar gelişmiş başka bir ülke yok. İş dünyamız İran pazarından umutlu olmalı ve iletişimi kopartmamalıdır. Üretim maliyetlerini ve vatandaşı olumsuz etkileyeceğini düşündüğümüz diğer bir gelişme ise enerji ve ham madde temini konusunda, elektrikte tek zamanlı tarifeye gelen yüzde 6.8’lik zammın ardından, gece düşük fiyattan elektrik kullandıran 3 zamanlı tarifeye zam yapılmış olmasıdır.


“Mersin iş dünyası küresel ekonominin aktif parçasıdır”
Tüm bunlar elbette izlediğimiz her şeyi kapsamıyor ama en azında bilgi vermek konusunda önemli olduğunu düşündüğümüz bir kaç gelişmedir. Bu gelişmeleri ay bazında izliyor ve notlarımızı alıyoruz. Önemli gelişmeleri, iş dünyamızın önlem alması gereken, gelecek projeksiyonlarında bilmeleri gereken konuları mümkün olduğunda yazmaya ve bilgi vermeye devam edeceğiz. Bu noktada Mersin iş dünyası küresel ekonominin aktif bir parçasıdır ve küresel gelişmeleri yakından izlemelidir. Bizler iş dünyası olarak realist insanlarız. Bardağın dolu kısmını görür ve yolumuza umutla devam ederiz. Ancak, bardağın boş kısmını görmezden gelemeyiz ve riskleri mutlaka düşünürüz. Şu bir gerçek ki, düşen petrol fiyatları cari açığımız anlamında yararlı olsa da, ülke ve Mersin olarak en önemli pazarlarımızın genelde petrol geliri ile geçinen ülkeler olması bizi de olumsuz etkilemiştir, etkilemeye devam edecektir. Dünyanın günde 90 milyon varil petrole ihtiyacı varken, her gün 92 milyon varil petrol piyasalara arz ediliyor. Ve bu yüksek arz 2016’da da devam edecek gibi görünüyor. Çünkü düşen petrol gelirlerinden dolayı kendi bütçelerini dengelemek için bu ülkeler daha çok petrol satmak isteyeceklerdir. Bizim mantığımız bunu gösteriyor. Görünen de budur. Bundan dolayı iş dünyamızın yeni pazarlarda daha aktif olması gerekiyor. AB pazarında daha aktif, ihmal edilen ABD pazarında daha aktif olmamız gerekiyor.

 

“Gençleri ekonominin merkezine almalıyız”
Her yazımızda “ülkemizin doğal gazı, petrolü yok, tek zenginliğimiz girişimci insanımız”  derdik. Şimdi doğal gazı, petrolü olan da batıyor, bütçe açığı veriyor, dış borç alma durumuna geliyor. Demek ki haklıymışız. Bu ülkeler petrole güvendi ve girişimci yaratmadı, devlet her şeyi kontrol etti. Ne kadar şanslıyız ki, biz bu güne kadar liberal ekonomiye ve girişimcimize güvenerek bu duruma geldik. Bundan dolayı girişimci sayımızı,  girişimci kalitemizi arttırma zorundayız. Kadınlarımızı ekonomiye daha çok entegre etmek zorundayız. Gençleri, yeni çağın ve değişen ekonominin, bilgi ve iletişim çağının öncüleri olan gençleri ekonominin merkezine almak ve onların zekalarından yararlanmak zorundayız. Çünkü bu çağ onların çağı. Bir üniversite öğrencisinin interneti kullanarak, yazılım kullanarak kurduğu bir firma bu gün petrol devlerini geride bırakıyor. Yaptıkları bir yazılımla dünyadaki otellerin sadece rezervasyonlarını yapan ve sadece 50 çalışanı olan bir firma, dünya çapında 400 oteli ve 20 bin çalışanı olan bir dev otel zincirinden 50 kat fazla para kazanıyor.  Dünya sanayide, tarımda ve hizmette yeni bir ekonomik devrim yaşıyor. Gelişmiş ülkeler, internetin ve bilgi-iletişim araçlarının ekonomiye entegrasyonunun nimetlerini topluyor. Artık ülke olarak siyasetten ve sanal sorunlardan sıyrılıp ekonomi kanalına girmek zorundayız. Eğitimde yeniçağın dönüşümünü yapmak zorundayız. Yoksa ömrümüz döviz fiyatlarını, petrol fiyatlarını izlemekle geçecek ve dünya ekonomisinin kırıntılarıyla yaşamak zorunda kalacağız. Ülkemizin bu güçlü potansiyeli vardır. Türkiye’nin vereceği gerçek ikinci kurtuluş savaşı budur. Eğitimle, girişimcisiyle, teknolojisiyle sağlam bir ekonomi yaratmak ve bu refahı ülkesine homojen bir şekilde yaymak toplumsal huzurumuzun da bir gereğidir.

 

 


Sayfa gönderiliyor. Lütfen bekleyiniz

ARKADAŞINA GÖNDER