MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, ‘İnsan sadece sahip olunca değil, paylaşınca daha mutlu oluyormuş meğer” diyerek hazırladığı ‘21. Yüzyılla Büyük Yüzleşme’ isimli kitabının imza gününde dostlarıyla bir araya geldi. Kitabını imzalamadan önce dostlarına seslenen Aşut, “Bugün yaşadığımız büyük ekonomik ve buna bağlı sosyal dönüşümün ham maddesi bilgidir. Ne mutlu ki, Allah bana siz değerli dostlarım gibi, bilgiye saygı duyan, birbirine saygı duyan dostlar nasip etti” dedi.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, iş dünyasındaki 40 yıllık tecrübesi çerçevesinde ekonomik ve sosyal sorunlarla ilgili bilgi, tespit ve çözümlerini ‘21. Yüzyılla Büyük Yüzleşme’ isimli kitabında topladı. 2013 yılında ‘Önce İnsan Sonra Ekonomi’ ismiyle ilk kitabını yazan Aşut, dört yıl aranın ardından ikinci kitabını, ‘21. Yüzyılla Büyük Yüzleşme’ ismiyle yayınladı.
Kitabın tanıtımını ve imza törenini Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Hizmet Binası’nda gerçekleştiren Aşut, kitap satışından elde edilen geliri ise MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı’na bağışladı. TURSAB Yurtdışı Temsilcisi Hüseyin Baraner, Soda Sanayi Fabrikası Eski Müdürü İsmail Ceylan ve Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ahmet Ünal'ın da söz alarak kitapla ilgili değerlendirme yaptığı törene iş dünyası ve sivil toplum örgütlerinden çok sayıda temsilci katıldı.
İmza töreninin açılış konuşmasını yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, tarım devriminin ham maddesini toprağın, sanayi devriminin ham maddesini demirin oluşturduğunu hatırlatarak, “Bugün yaşadığımız büyük ekonomik ve buna bağlı sosyal dönüşümün ve devrimin ham maddesi ise bilgidir” dedi. Hazırladığı kitabın temel hedefinin de bu bilgiye ulaşmak, onu anlamak ve toplumla paylaşmak olduğunu vurgulayan Aşut şöyle konuştu:
“Bu eser bana ait demek bencillik olur. Bu eser en az 40 yıllık bir birikimin özüdür. Bu eser, bu kırk yılda bana katkıda bulunanlarındır. Ailemin, dostlarımın, iş arkadaşlarımın, ustalarımın, öğretmenlerimindir. İçinde bulunduğum Sivil Toplum Kuruluşlarında birlikte hizmet ettiğim dostlarımındır. MTSO Meclis ve Komite üyelerimindir, çünkü bu kitapta onlar var. Onlardan öğrendiklerim olmasaydı, onların tecrübeleri, katkıları, fikirleri ve vizyonları olmasaydı bu eser olmazdı. Ne mutlu bana ki, Allah bana siz değerli dostlarım gibi, bilgiye saygı duyan, birbirine saygı duyan, yücelten dostlar nasip etti. Bence bu, insanın dünyadaki en büyük servetidir.”
“Gök kubbede hoş bir sadamız kalsın”
Görevlerin geçici olduğunu ve bu görevleri bırakma zamanı geldiğinde arkasında bir söz bırakmak istediğini kaydeden Şerafettin Aşut, “İstedim ki ülkemin ve milletimin ekonomik, sosyal ve kültürel sorunlarının çözümünde benim de tuzum olsun ve şu gök kubbede hoş bir sadamız kalsın” ifadelerini kullandı.
İnsanların hayatta birçok hedefi olduğunu vurgulayan Aşut, ancak, sadece para kazanmanın, iş dünyasında başarılı olmanın ya da bir şeye sahip olmanın, insanı tam anlamıyla mutlu etmediğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İnsan sadece sahip olunca değil, paylaşınca daha mutlu oluyormuş meğer. İnsan aldıkça değil, verdikçe insan oluyormuş meğer. Baktığın zaman değil, gördüğün zaman insan oluyorsun. Görmeye başladığında artık kendini tutamıyorsun. Çevren için, yaşadığın toplum için bir şeyler yapmak artık boynunun borcu oluyor. İşte bizim görev aldığımız kuruluşlarda yaptığımız şeyin özeti bu insanlık borcunu ödemektir. Bir şeylerin kötü gittiğini gördüğünde artık susamazsın. Ya kendi gücünle bir şey yaparsın veya bir STK’ya katılarak daha organize bir hareketin parçası olursun. Evet, baktığın zaman değil, gördüğün zaman insan olursun. İş dünyasında yanlış giden bir şeyler görürsün. Ya susarsın, ufacık aşım ağrısız başım dersin. Ya da, sorun doğrudan senin sorunun olmasa da, sorunu çözmeye çalışırsın. Bilirsin ki, başkasının derdine derman olmak aslında kendi derdine derman olmaktır. Bilirsin ki bu duvarda sadece bir tuğlasın. Diğer tuğlalar çürürse, sen de yıkılırsın. Yaşadığımız toplumda yanlış giden şeyleri görüp de çözümün bir parçası olmaktan kaçarak nasıl insan oluruz? İSGEV, MORSKUD, MERSİN-TARSUS OSB, TOSYÖV, MTSO, DEİK, ASCAME, TOBB gibi oluşumlarda bulunma nedenlerimizin altında yatan duygular bunlardır. Bize böylesi, önemli kuruluşlarda görev alarak kentimize, ülkemize ve milletimize hizmet etme imkanı veren Yüce Allah’a şükrediyorum.”
“Her şeyi ben yaptım demek haksızlık olur”
Elde edilen başarılarda ‘Her şeyi ben yaptım’ demenin haksızlık, bencillik olacağını da vurgulayan Şerafettin Aşut, bu başarının temelinde dedeleri, babası, annesi, kardeşleri, eşi, çocukları, öğretmenleri, iş dünyasındaki büyükleri, çalışma arkadaşları, STK’larda birlikte görev aldığı yol arkadaşlarına kadar herkesin payı olduğunu anlattı. “Yani, değerli dostlarım, sizler olmasaydınız bu eser ortaya çıkmazdı” diyen Aşut sözlerini, “Öğretmek için değil, öğrenmek için; anlatmak için değil anlamak için kaleme alınan bu eseri özellikle gençlerimize armağan ediyorum. Beni bu özel günümde yalnız bırakmayan, aynı değerleri paylaştığıma yürekten inandığım siz değerli dostlarıma teşekkür ediyorum” diye tamamladı.
Baraner: “Aşut, kendi vizyonunu ortaya koyuyor”
Törende duygularını dile getiren TÜRSAB Yurtdışı Temsilcisi Hüseyin Baraner, mesleği gereği birçok ülkede birçok Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ile bir araya geldiğini ve o ülkede yatırım yapılıp yapılamayacağını Oda başkanlarının tutumlarıyla belirlediklerini anlattı. Şerafettin Aşut ile bu noktada tanıştığında çok etkilendiğini dile getiren Baraner, “Bugüne kadar ne öneri getirdiysem, Avrupa’dan hangi fikirle geldiysem, bu fikrin de ötesinde bir vizyon ortaya koyarak fikirlerime, ‘Mutlaka yapalım’, ‘Mutlaka deneyelim’ sözleriyle yaklaştı. Bu tutumu beni çok etkilemişti” diye konuştu. “Unutmayın, yüzleşenler her zaman kazanıyor. Bir ürün üretiyorsanız dünyadaki diğer ürünlerle yüzleştireceksiniz” diyen Baraner, “Kitap benim elime daha önce geçti ve hızlıca okuma fırsatım oldu. Temelinde insan var. Dünyanın temelinde de insan var. İnsanın eğitimi var, vizyonu var, sevgisi var. Bunların önüne ne analog ne dijital anlayışlar geçebiliyor. Önce sağlıklı, mutlu insanlar yetiştiren toplumlar başarılı oluyor. Sizin gibi insanların ülkemizde çoğalmasını istiyoruz” dedi.
Ceylan: “Yapılamaz denileni yaptılar”
Soda Sanayi Fabrikası Eski Müdürü İsmail Ceylan da törende duygularını dile getiren misafirler arasında yer aldı. Şerafettin Aşut ile 1984 yılında tanıştığını ve dostluklarının bugüne kadar devam ettiğini bildiren Ceylan, “O yıllarda Şerafettin Bey ve kardeşleri babalarıyla birlikte küçük bir atölyede çalışıyordu. Gayretleri ve enerjileri vardı. Başlarında mucit bir babaları vardı. O küçücük dükkanda yapılamaz denilen çok şey başardılar. Babalarından aldıkları bayrakları 3 kardeş el birliği ile çok yukarılara taşıdılar. Şerafettin Bey fabrika yanında başarılarına yöneticilikler de ekledi. Bugün bir başka alanda daha sanayiye, kültüre hizmet ediyor. Başarılarının devamını diliyorum” ifadelerini kullandı.
Ünal: “Aşut’un başarıları tesadüf değil”
Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ahmet Ünal ise gecede yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Kitap imza törenleri beni çok sevindiriyor. Mutlu oluyorum çünkü kitap yazmak, tarihe tanıklık yapmak zor iş. Kitabı herkes yazamaz. Tarihe tanıklığı ders alacak şekilde yazmak çok zor. Yurtdışında trene, uçağa binildiğinizde yanınızda bir yabancı varsa bir bakın mutlaka kitap okuyorlar. Kitap okuyanlar artı değer üretiyor, bir adım ileri gidiyor.
Ben çok değerli Aşut kardeşimi yıllar öncesinden tanıyorum. Burhanettin Ağabey’in yanında iki tane de kısa pantolonlu genç vardı okula giden. Çocukların elinde Amiga Bilgisayar var o yıllarda. O zamanlar yeni çıktı bilgisayar ve sadece oyun oynanıyor. Onlar ise oyun oynamak yerine tüm fabrika bilgilerini o bilgisayara yükleyerek, planlama yaparak çalışıyordu. Daha o yıllardan vizyon sahibi olan kardeşimin başarıları tesadüf değil. Kendisini kutluyor ve başarılarının devamını diliyorum.”
