TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, 73’üncü TOBB Genel Kurulu açılışında yüksek faiz oranlarından şikayetçi oldu. Piyasalarda tahsilat hızının düşük, vadelerin ise uzun olduğunu hatırlatan Hisarcıklıoğlu, “Firmalarımız daha fazla kredi kullanmak zorunda ama faiz oranları, rakibimiz ülkelerin çoğundan yüksek. Bu konuda Cumhurbaşkanımız bizi yalnız bırakmadı ve sayesinde yüksek faize karşı güçlü bir ses ortaya koyduk. Yüksek faize karşı savaşımızı aynı kararlılıkla sürdürmeliyiz. Bankalar rekor karlar açıklarken, bu faiz oranları reva mıdır?” dedi.
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde TOBB ETÜ Spor Salonu’nda gerçekleştirilen 73’üncü Genel Kurul’a 81 il ve 160 ilçenin TOBB delegeleri, Oda ve Borsa temsilcilerinden oluşan yaklaşık 4 bin kişi katıldı. Bu yıl, “Gücümüz Birliğimiz” temasını konu olan Genel Kurul’a Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) da TOBB Delegelerinin yanı sıra TOBB İl Kadın ve Genç Girişimciler Kurulu temsilcileriyle katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Bakanların da bulunduğu Genel Kurul’un açılışında konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, iş dünyasının bugüne çözüme kavuşan taleplerini hatırlatıp ardından henüz sonuçlanmayan ve çözüm bekledikleri talepleri sıraladı.
“2018’de de istihdam rekorları kıralım”
İlk olarak istihdam seferberliğine değinen Hisarcıklıoğlu, Şubat ayında başlatılan İstihdam Seferberliği’ni hatırlatarak, “TOBB temsilcileri olarak ülke çapında bu işi tanıtıp yaygınlaştırdık. Konunun takipçisi olup verdiğimiz sözü tuttuk. Mayıs ayı itibariyle sağlanan ek istihdam 1 milyonu geçti. Çok şükür milyonlara iş, aş olduk. İstihdamla büyüyen Türkiye olduk. İnşallah 2017 sonuna kadar hedefimize ulaşacağız” dedi. Yeni taleplerinin istihdam teşviklerinin 2018 yılında da devam etmesi olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, yeni istihdam rekorları kırmak istediklerini söyledi.
“İş dünyasının sesi karşılığını buluyor”
Finansmana erişimden, çek düzenlemesine, sicil affından damga vergilerine kadar pek çok konuda iş dünyasının taleplerine hükümetin kısa sürede çözüm ürettiğini, iş dünyasının rahatlatıldığını belirten Rifat Hisarcıklıoğlu, “İş dünyasının sesi karşılığını buluyor. Bu camianın taleplerine başta Cumhurbaşkanımız, Hükümetimiz olmak üzere karşılık veriyor. İstişarelerimiz ve ortak akıl sonunda kazanan Türkiye oluyor” dedi. Ardından çözüme kavuşmasını bekledikleri konulara dikkat çeken Hisarcıklıoğlu bu konuları ise şöyle sıraladı:
“Öncelikle istihdamı zorlaştıran çeşitli bürokratik uygulamalar halen sürüyor. Firmalarımızda bazı mesleklerin istihdamı, ihtiyaç olup olmadığına bakılmadan, zorunlu tutuluyor. Şirket ölçeği büyüdükçe, istihdamı cezalandıran mevzuatlarla karşılaşıyoruz. Siz istihdam diyorsunuz. Biz istihdamı artırmak istiyoruz. Ama mevzuat ve bürokrasi bize ‘dur’ diyor.
Sizin reformcu anlayışınızla, mevzuatı istihdam dostu haline getirelim.
“Yeşil pasaport yeniden ele alınmalı”
Yeşil pasaportu da genel kurullarımızda devamlı gündeme getirdik ve buna yönelik mevzuat nihayet çıktı. Ama üzülerek gördük ki, reel sektörün asli temsilcileri kapsama alınmamış. Bu konunun yeniden ele alınmasını bekliyoruz. Oda-Borsa Başkanları, Yönetimleri ve Meclis üyelerimiz de yeşil pasaportu fazlasıyla hak ediyorlar.
Özellikle KOBİ’lerimiz bir konuda büyük sıkıntı yaşıyor. Piyasada tahsilat hızı düşük, vadelerse uzun. Firmalarımız daha fazla kredi kullanmak zorunda. Ama faiz oranları, rakibimiz olan ülkelerin çoğundan yüksek. Cumhurbaşkanımız sayesinde yüksek faize karşı güçlü bir ses ortaya koyduk. Yüksek faize karşı savaşımızı aynı kararlılıkla sürdürmeliyiz. Bankalar rekor karlar açıklarken, bu faiz oranları reva mıdır?
Sıkıntı yaşadığımız bir başka alan, yargı sistemi. İş Mahkemelerinin de düzenlenmesini bekliyoruz. Zira davalarda işveren yüzde 99 haksız çıkıyor. Bütün işverenler, nasıl haksız oluyor, anlamak mümkün değil. İş uyuşmazlıklarında ‘zorunlu arabuluculuğun’ hayata geçmesini bekliyoruz. Ayrıca, belirli tutarın altındaki ticari uyuşmazlıklarda da tahkim zorunlu olsun istiyoruz.
“KDV Sisteminde ciddi sıkıntılar yaşanıyor”
Hükümetimiz, bizim de görüşümüzü alarak, Cazibe Merkezleri Programı’nı hazırladı. Özellikle Doğu’daki illerimizde büyük bir moral ve heyecan ortaya çıktı. Bu projeyi de hızlandıralım ve kaynakları artıralım.
Son yıllarda KDV sisteminde ciddi sıkıntılar yaşamaya başladık. Özel sektör olarak Maliye’den yüz milyarlarca alacağımız var. Malımızı vadeli satıyoruz. Ama parasını almadığımız malın KDV’sini peşinen ödüyoruz. Biriken ve alamadığımız KDV yüzünden, kredi kullanmaya mecbur kalıp, banka kapılarında bekliyoruz. Sağ olsun, Maliye Bakanımız bu konuda kapsamlı bir çalışma başlattı. Bunun sonuçlanmasını bekliyoruz.
Yine eski dönemlerden miras kalan bir yükümüz var: Peşin vergi. Geçmişte, enflasyon yüksekti, kamu maliyesi hep açık verirdi. Devlet vergiyi peşinen toplamak zorundaydı.
Çok şükür, Sizinle bu sıkıntıların hepsi geride kaldı. Ama geçici vergi hala duruyor. Bunu da tarihe gömelim.
“Devir, yenilik yapma devri”
Dünyadaki teknolojik dönüşüm baş döndürücü bir hızda. Zengin ülkelerin geçtiği yollardan yürüyerek zenginleşmek artık mümkün değil. Devir, ihtiyaçları yeniden tanımlama, yenilik yapma devri. Mazisi 10 yılı bile bulmayan genç şirketler, 100 yıllık dünya markalarının iş modellerini yıkıp geçiyor. Dönüşüm henüz yeni başladı. Tüm bu dönüşüm için, biyo-teknoloji, nano-teknoloji, bilgi-iletişim gibi, dördüncü sanayi devrimi araçlarını geliştirmek gerekecek.
Dördüncü sanayi devrimi, Türkiye’nin zenginleşmesi için bir fırsat. E-ticaret de, ihracat menzilimizi artırabilmemiz için önemli bir avantaj. Yeni nesilleri, bu değişime uygun yetiştirelim. KOBİ’lerimizde dijital dönüşümü sağlayalım. Türkiye dünyanın en zengin ülkeleri arasındaki yerini alsın.
“Yerel idareler yerli ürün kullansın”
Yine günümüzde, sanayileşmenin itici gücü, kamu kesimi satın alma politikaları. Türkiye son yıllarda bu alanda önemli mesafe aldı. Yerli üretime fiyat avantajı sizinle geldi. Ama hala en büyük altyapı ve ulaşım projelerimizde, yabancı ürünler kullanılıyor. Benzer durum, yerel idarelerde de söz konusu. Pek çok büyük belediyede, ithal malı kullanma merakı var. Savunma sanayinde başarılı sonuçlar elde ettiğimiz off-set uygulamalarını, diğer sektörlerde de yaygınlaştıralım.
“Zaman geleceğe odaklanma zamanı”
Zaman, daha güçlü Türkiye için, dayanışma içinde olma ve geleceğe odaklanma zamanı.
Türkiye’nin yarınını, bugününden çok daha güzel yapma zamanı. Yeni hükümet sistemiyle güçlenen ve hızlanan yönetimde, kararlar daha hızlı alınıp uygulanacak. Devletteki çarkların hızlanması, bürokrasinin aşılması, özel sektöre olumlu yansıyacak. Böylece ekonomide yeni bir büyüme modelini ve kalkınma hamlesini hazırlayabileceğiz. Türkiye, son 15 senede müthiş bir ekonomik gelişme gösterdi. Kişi başı geliri 3 bin dolardan 12 bin dolara çıkardık.
Düşük teknolojili üretimden, orta teknolojili üretime geçtik. Ancak dünyada iş yapma biçimi, malları üretme biçimi, inanılmaz bir şekilde değişiyor. 3 bin dolardan 12 bin dolara çıkarken yaptıklarımızı yaparak, 25 bin dolara sıçrayabilmek mümkün değil. Aynı malları, aynı firmalarla, aynı pazarlara satarak, ihracatta bir üst lige çıkmak da mümkün değil. Artık yarına odaklanmalı, geleceğe birlikte yürümeliyiz. Reform ateşini yeniden canlandırmalı, hep birlikte çalışarak yeni büyüme hikâyemizi, tüm dünyaya göstermeliyiz. Birlik ve beraberlik içinde istikrarı sürdürürsek, her sorunu aşarız.”