Mısır, Arap Yarımadasına inebilmemiz için çok önemli
Türkiye ile Mısır arasında imzalanan Ro-Ro seferlerine bağlı Karayolunu transit kullanma hakkı ile ilgili anlaşmanın 24 Nisan 2015’de sona ereceğini ve ortaya çıkacak olan sorunların neler olabileceği konusunda Mersin iş dünyası olarak daha önce bir uyarı demeci yayınlamıştık. Aslında sorun gayet net; Irak ve Suriye’deki sıkıntılardan dolayı ihracat yüklü tırlarımız Arap Yarımadası ve Körfez pazarına ulaşamamaktaydı. Bundan dolayı Mersin Ticaret ve Sanayi Odamızın büyük çabası ve Ekonomi Bakanlığımızın desteği ile Türkiye- Mısır-Ro-Ro hattı ile bu sorun by-pass edilmişti. Yani tırlar Ro-Ro gemilerine yükleniyor ve Mısır-İskenderiye’den sonra Mısır sınırları içindeki karayolu ile Suudi Arabistan, Ürdün ve körfez ülkelerine kısa sürede, yaklaşık dört günde, iniyordu. Suriye üzerinden giden karayoluna göre zaman ve maliyet biraz artsa da Ekonomi Bakanlığımızın da bazı destekleri ile rekabetçiliğimiz korunmuştu.
Gıda ve tarım ürünlerimiz nakliyede zamanla yarışan ürünler
Suriye’deki sıkıntı hala devam ediyor ve kısa sürede de bitecek gibi görünmüyor. Öte yandan Mısır ile yapılan Türkiye-Mısır Ro-Ro seferleri bağlantılı karayolunu transit kullanma anlaşmasının 24 Nisan’da sona ermesi ve Mısır ile olan olumsuz ilişkilerimizden dolayı muhtemelen bu anlaşmanın bir daha uzatılmayacak olması hem ihracatçıları hem de tüm lojistik sektörünü zora sokacaktır. Ekonomi Bakanlığımız gemi ile Süveyş’ten geçen konteyner taşımacılığını tavsiye ediyor ama bölgemiz ihracatında tarım (taze sebze ve meyve) ve gıda ürünleri çok fazla, ki bunlar çok kısa sürede pazara ulaşmak zorunda olan ürünler. Yirmi günü geçen nakliye süresi ile bu ürünler taşınamaz. Frigofrik sistemler elbette var ama bunlar tüm karı götüren pahallı taşıma sistemleri. Zaten maliyet ve zaman anlamında zarara uğrayan taşımacımız ve ihracatçımıza bir de bu zaman ve yeni maliyetler yansırsa bu bölgede rekabetçiliğimiz yok olur.
Ülkemizin büyük bir tır filosu var; bu yatırımlara zarar gelmemelidir
Bunun yanı sıra bölgemizde özellikle Mersin ve Hatay ciddi bir tır filosuna sahip. Ro-Ro seferlerinin durması bu sektörü durma noktasına getirir ve bu da ciddi bir ekonomik kayıptır, istihdam kaybıdır. Hele hele bölge ülkelerinin kendi tır filolarını oluşturduğu bugünlerde bu tır filomuzun atıl kalması, bu büyük yatırımların çöpe atılması anlamına gelir. Elbette sorunlara çözüm bulmak önemli ama bulunan çözümler daha büyük kayıplara yol açmamalıdır. MTSO olarak bu konuyu Hatay ve çevre Odalar ile paylaştık. Sorun sadece bir ilin sorunu değil. Sorun Türkiye’nin yeni Marmara’sı denilen Mersin, Adana, Hatay, Gaziantep, Osmaniye,Kahramanmaraş, Kayseri, Konya, Karaman gibi büyük bir üretim bölgesini kapsayan ve Arap yarım adasına ihracat yapan iller için büyük bir sorun. Avrupa pazarı hala toparlanmadı, Rusya ciddi sıkıntıda, Kuzey Afrika’da istikrar başlamadı. Orta Doğu zaten malum. Şu an işleyen ve para kazandığımız Arap yarım adası ve Körfez pazarı da elden kaçırılmamalıdır. Lojistik sektörünün durma noktasına gelmesi ekonomimizin motivasyonunu bozar. Ekonomimizin moral veren gelişmelere ihtiyacı vardır.
MERSİN TANITIM GÜNLERİ SERİSİ ANKARA İLE DEVAM ETTİ…
AMA MERSİN MERKEZİNDEKİ FİRMALAR ORTADA YOKTU…
Mersin, yükselen marka değerini korumak ve daha iyi tanıtmak için tanıtım günlerine devam ediyor. Geçtiğimiz aylarda İstanbul Feshane’de gerçekleştirilen tanıtım günlerinin ardından bu hafta da Ankara’daydık. Ankara’da kısa sürede bir Mersin rüzgarı estirmeye çalıştık. Mutlaka eksikler vardı ama tanıtım günlerimizin sayısı arttıkça daha çok tecrübe kazanıyoruz. Ancak bir konu var ki çuvaldızı kendimize batırmadan geçemeyeceğim. Ankara’da gerçekleştirilen Mersin Tanıtım Günlerinde ilçeler bazında olağan üstü katılım vardı. İlçeler hem belediyeler olarak hem de firma ve STK’lar olarak ciddi katılım gösterdiler. Kendilerini kutluyoruz. Mersin merkez anlamında Valiliğimiz, Büyükşehir Belediyemiz, MTSO ve Üniversitelerimiz oradaydı. Ancak, merkezdeki firmalar, marka dediğimiz Mersin merkezinde bulunan firmalarımız ne yazık ki bu organizasyona yeterince destek vermediler, katılmadılar. En basiti birçok gıda ürününde marka olmuş, artık Mersin’le anılan bu ürünlerin Mersin firmaları ortada yoktu. Bu tanıtım günlerinin temel amacı aslında ekonomiye katkı sağlamaktır.Yarın bu ürün ve markalara başka iler sahip çıkarsa şaşırmamak gerekir. Eğer kent olarak yükselmek istiyorsak, bu kentten ekmeğini kazanların bu konulara daha duyarlı ve istekli olmaları gerekir.
TÜRKİYE KURUMLAR ARASI ÇATIŞMADAN UZAK DURMALIDIR
Son zamanlarda Anayasa Mahkemesinden Merkez Bankasına, Genel Kurmaydan Mecliste bulunan siyasi partilere bir çok siyasi ve ekonomik kurumun karşılıklı kavga ve sert eleştiriye varan yansımaları ülkenin tamamını rahatsız etmektedir. Özellikle bu konulara en kırılgan kesim olan iş dünyası ve ekonomi bu durumdan olağan üstü rahatsız olmaktadır. 2001 yılında ülkede krize neden olan kurumsal kavgaların ülkemize neler kaybettirdiğini unutmamamız gerekir. Ülkemizin dışında, hem yakın çevremizde hem de küresel anlamda büyük sıkıntılar yaşanırken, bizim içeride daha güçlü olmamız gerekir. Bu gücü oluşturacak şey ise dayanışma ve kurumlar arasındaki uyumdur. Kurumların özerkliklerine saygı duyulmalıdır. Kurumlar ise her hareket ve kararında siyaset üstü bir şekilde, ülkesinin menfaatleri için çalıştıkları hissini ve güvenini ülke insanına vermelidirler. İş dünyası ve tüm vatandaşlar kurumların uyumlu çalışmasını bekliyor, kavga istemiyor. Tarihimiz her zaman bize şunu göstermiştir; biz içerde sağlam oldukça, birbirimize kenetlendikçe, kendi, eksiklerimizi gidermeye çalıştıkça ülkemiz her zaman büyümüştür, gelişmiştir. Ne zaman bunları bırakıp, enerjimizi birbirimizle uğraşmaya, birbirimizin paçasından çekmeye harcadıysak hep kaybetmişiz. Dünya yeni bir dönemden geçiyor. Ekonomiler dönüşüyor, yeni birliktelikler ortaya çıkıyor. Çevremiz tarihte olmadığı kadar karışık ve istikrarsız. Büyük pazarlar küçülüyor, rekabet sertleşiyor. Böylesi bir ortamda son 10 yıldır elde edilen kazanımlar korunmalıdır. Ülkemizin kavgaya değil, kucaklaşmaya, iş birliğine ve morale ihtiyacı vardır.