İhracatın sağlıklı şekilde ilerleyebilmesi ve karlılığı yakalayabilmek adına pazar ve müşteri çeşitliliğinin mutlaka sağlanması gerekiyor.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası 38 No'lu Tekstil, Konfeksiyon ve Ayakkabı Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Ali Şimşek, sektörün artan girdi maliyetleri nedeniyle sıkıntı yaşadığını anlattı. Bir taraftan yükselen döviz kurları nedeniyle hammadde fiyatlarında artış yaşadıklarını bildiren Şimşek, diğer taraftan yüksek işçilik maliyetlerinin sektörde oluşturduğu sıkıntılara dikkat çekti.
MTSO 38 No'lu Komite Başkanı Ali Şimşek, sözlerine Komite çalışmalarını değerlendirerek başlayıp ardından da sektör sorunlanna değindi. Geçmiş yıllarda tekstil ve konfeksiyon sektöründeki sanayicilerle bu sektörün ticareti üzerine faaliyet gösteren firmaların aynı komite çatısı altında faaliyet gösterdiğini hatırlatan Şimşek, "Bilindiği üzere sanayici ile tüccarın sektörel sorunları birbirinden farklı. Yapılan ayrışma ile birlikte bu dönemde sanayicinin sorunlanna daha rahat çözüm bulma imkanı yakalayacağız" değerlendirmesini yaptı. Tekstil ve konfeksiyon sektörünün Mersin'de güçlü sanayi kolları arasında yer aldığını bildiren Şimşek, bu gücün devamı için rekabetçi yapının korunmasının önemine değindi. Ancak gün geçtikçe rekabetteki güçlerini korumakta zorlandıklarını anlatan Şimşek, bunun sebebi olarak öncelikle her geçen gün artan döviz kurlanna değindi. Hammaddeyi dövizle aldıklarını bildiren Şimşek, "Dolar 3.5 TL iken müşterimize bir fiyat veriyoruz, kısa süre sonra Dolar 4 liraya çıkınca fiyatlanmızı güncelliyoruz ama çok geçmeden bu kez Dolar 4.5 TL'ye yükseliyor ve biz bir daha fiyat güncellemesi yapamıyoruz. Çünkü müşterimiz de bizden aldığı ürünü başkasına satıyor ve onun da fiyatlarına bu güncellemeyi yansıtma imkanı olmuyor. Bu durumda ciddi sıkıntılar yaşıyoruz" dedi.
Hammaddede özellikle pamuktaki dışa bağımlılık nedeniyle sorun yaşadıklannı dile getiren Şimşek, Tarım Bakanlığı'ndan Türkiye'deki pamuk üretimini desteklemesini beklediklerini söyledi. Geçmiş yıllarda Çukurova Bölgesi'nin pamuk üretimindeki gücünü hatırlatan Şimşek, "Bölgemiz geçmiş yıllarda pamuk üretiminde dünyada önemli bir merkezken bugün dışa bağımlı olmamız sektörü zorluyor. Yapılacak desteklemelerle en azından kendimize yetecek kadar üretim yapabilecek olsak sektörde önemli yol alırız" diye konuştu.
"Personel giderleri bizi zorluyor"
Ardından sektörün bir diğer önemli girdi maliyetini personel giderlerinin oluşturduğunu anlatan Ali Şimşek, şunları söyledi:
"Bilindiği üzere tekstil, konfeksiyon sektörü emek yoğun bir sektör. Çok sayıda işçi çalışıyor olması nedeniyle işçilik maliyetlerinin minimum düzeyde olması rekabetçi yapımızın güçlenmesi adına büyük önem taşıyor. Oysa ülkemizde mevcut durumda işçinin eline geçen asgari ücret oldukça düşük olmasına rağmen işverene maliyeti oldukça yüksek. işçi belki 1600 TL maaş alıyor ve aldığı bu ücretten hoşnut kalmıyor ancak bunun işverene maliyeti en azından 2 bin 500 TL'ye denk geliyor. Maalesef sanayicinin bu kadar yükü kaldırabilecek bir gücü yok. Yeni dönemde hükümetten beklentimiz bu maliyetleri aşağı çekebilecek çalışmalara öncelik vermeleri olacak. Maliyetlerin aşağı çekilmesi halinde yalnızca sanayicinin rekabetçi yapısı güçlenmeyecek, işsizlik sorunuyla mücadeleye de önemli katkılar sağlanmış olacak."
Asgari ücretle çalışmaktan personelin de memnun olmadığını vurgulayan Şimşek, "Böylesi bir durumda nasıl olsa bana her yerde asgari ücret verilir diyerek personel sık sık iş yeri değiştiriyor ve istikrarlı bir çalışma da yürütemiyorsunuz" dedi. Bu durumda deneyimli personel bulma noktasında sorun yaşandığını anlatan Şimşek, deneyimli personel bulabilmeleri halinde kapasitelerini de artırabileceklerine dikkat çekti.
"İSGEV gibi kurumların verdiği eğitimler önemli"
Yüksek maliyetlerle baş edebilmek adına yatırımcıların işçilik maliyetlerinin daha düşük olduğu ülkelerin yatırım olanaklarını araştırmaya başladığına da dikkat çeken Ali Şimşek, personel maliyetlerini düşürmeye yönelik atılacak olası adımların yatırımcının Türkiye'de kalmasını sağlayacağını ve ülke ekonomisinin zenginleşmesine de katkısı olacağını söyledi.
Deneyimsiz personel sorununu ise İçel Sanayi Araştırma Teknoloji Geliştirme ve Eğitim Vakfı (iSGEV) gibi kurumların verdiği eğitimlerle çözme yoluna gittiklerini belirten Şimşek, bu yöndeki eğitimlerin artırılması gerektiğini dile getirdi.
Komite olarak önümüzdeki süreçte sektörün sorunlarını belirlemek adına, tüm paydaşlann davet edilerek daha geniş katılımlı toplantılar düzenlemek istediklerini bildiren Şimşek, "200'e yakın üyemiz var. Periyodik olarak bir araya getirip hem bu üyelerimizin sorunlarını dinlemek hem de sektörümüzü ilgilendirecek gelişmeler konusunda kendilerini bilgilendirmek istiyoruz. Oda seçimlerini kısa bir süre önce geride bıraktık. Önümüzdeki süreçte kısa, orta ve uzun vadeli planlanmızı oluşturup bu doğrultuda çalışacağız" diye konuştu.
"Pazar çeşitlemesine gitmeliyiz”
Mersin'de tekstil ve konfeksiyon sektörünün oldukça güçlü olduğuna da dikkat çeken Mi Şimşek, özellikle Mersin Serbest Bölge'sindeki imalatçılann tümünün Zara, H&M gibi yurtdışındaki dünya markalanna üretim yaptığını bildirdi. Dünya markalarının çalıştıkları fimıalardaki denetimlerini çok sıkı tutması nedeniyle kalitenin her geçen gün yükseldiğini ve diğer ellerin bu alanda önüne geçtiklerini vurgulayan Şimşek, bunun dünyadan ek talepler olarak geri döndüğünü anlattı. Geçmiş dönemlerde Türkiye'nin imalat noktasında en büyük rakiplerinin Uzakdoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri olduğunu da hatırlatan Şimşek, bugün ise Türkiye'nin Avrupa'ya daha yakın olması ve temin avantajı nedeniyle tercih edildiklerini bildirdi.
Artan döviz kurlannın ihracata yansımalarını da değerlendiren Şimşek, kurlardaki artışa paralel olarak alıcıların indirim talep ettiğini bildirdi. Taleplerin büyük ölçüde arttığını, kapasitelerin dolu olduğunu bildiren Şimşek, "Ancak işler adetsel bazda artsa da bu indirim talepleri nedeniyle değer bazında artmıyor" dedi. ihracatın sağlıklı şekilde ilerleyebilmesi adına pazar ve müşteri çeşitliliğinin mutlaka sağlanması gerektiğini vurgulayan Şimşek, belirli sayıda müşteri ile çalışmanın belirli sorunları da beraberinde getireceğine dikkat çekti.
"Alım satım ruhsat vergisi kalkmalı"
Aynı zamanda Mersin Serbest Bölgede yaşanan sorunlara da dikkat çeken Ali Şimşek, 2004 yılında bölgede alım satım ruhsatlarına getirilen vergiden şikayetçi oldu. Bu vergi sonrasında yabancı yatırımcıların neredeyse tamamına yakınının başka ülkelere yöneldiğini bildiren Şimşek, bu durumun hem bölgede transit işlem yapan firmalann işlem hacimlerini hem de Türkiye ekonomisini olumsuz etkilediğini anlattı. Bu verginin geçmiş yıllarda olduğu gibi kalkması halinde Serbest Bölgelnin daha da hareketleneceğini dile getiren Şimşek, "Serbest Bölgede aynı zamanda kiralar da dışarıya oranla yüksek, çöp vergisi, güvenlik giderleri gibi ekstra giderler de eklenince bölgenin özellikle transit ticaret açısından yatırımcı gözünde hiçbir cazibesi kalmıyor" diye konuştu.