Bir araya gelerek ülkemizde üretilmeyen ürünler için Mersin sanayisi ne yapabilir? Ülkemizin savunma sanayisi için Mersin sanayisi ne yapabilir? Birleşmenin getireceği güçle hangi önemli projelere imza atabiliriz saptamak istiyoruz.
MTSO 27 No’lu Makine Sanayi Meslek Komitesi, yapacakları çalışma ile Kentin üretim gücünü saptayıp, bu üretimin gerçekleşebileceği makine envanterini çıkarma hedefinde. Bu sayede kentte hangi büyüklükte üretim yapılabileceğini belirleyeceklerini anlatan 27 No’lu Komite Başkanı Oğuz Akar Tülücü, “Ardından mevcut gücümüzle ülkemizin ithalatının önüne geçmek adına ihtiyaç duyulan üretim alanlarından hangisine talip olabileceğimizi belirleyeceğiz. Önceliğimiz ise savunma sanayi olacak” dedi.
Türkiye’nin zor ekonomik koşullardan geçtiği bir dönemde olduğunu ve özellikle 2019 –2020 yıllarının da zorlu geçeceğini tahmin ettiklerini kaydeden Mersin Ticaret ve Sanayi Odası(MTSO) 27 No’lu Makine Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Oğuz Akar Tülücü, “Biz de üyelerimizin üretimlerinin sürdürülebilirliğini sağlamak adına şimdiden bir takım önlemler almak istiyoruz. Çalışmalarımıza da bu hedef doğrultusunda yön vermeyi düşünüyoruz” dedi. Bunun için ilk olarak kentin üretim gücünü belirlemek istediklerini ifade eden Tülücü, “Gerek yapacağımız anketler gerekse bire bir yerinde görüşmelerle hangi firmamız ne üretiyor? Ne üretebilir? Kimin elinde hangi makineler var? Ne kadarını yüzde kaç kapasite ile kullanıyor? Tüm bunları belirleyeceğiz” dedi. Mersin sanayisi çok güçlü olmasına rağmen bu gücünün farkında olmadığını, geniş bir makine parkı bulunsa da bu makinelerin tam kapasite ile değerlendirilemediğini dile getiren Tülücü şunları söyledi: “Bu gücü reel olarak saptamamızın ardından bir araya gelmemiz halinde büyük işlere imza atabiliriz. Bunun için ikinci aşamada neler yapabileceğimizi ve bu yapabileceklerimize hangi firmalarımızın dahil olmak istediğini belirleme arzusundayız. Ülkemizde üretilmeyen ürünler için Mersin sanayisi ne yapabilir? Ülkemizin savunma sanayisi için Mersin sanayisi ne yapabilir? Birleşmenin getireceği güçle hangi önemli projelere imza atabiliriz saptamak istiyoruz.”
“Desteklerden daha fazla yararlanabiliriz”
Özellikle kaynak bulma noktasında her geçen gün daha da zorlandıkları bir süreçte güç birliğine gidilmesi halinde kamu desteklerinden de daha fazla faydalanılabileceğine dikkat çeken Oğuz Akar Tülücü, “Çok sayıda güç birliği desteği bulunduğu gibi ithalatın önünü kesecek üretim alanlarına özel teşvikler de var. Belki tek başımıza bu ürünleri üretebilmemiz mümkün değil ama güçlerimizi birleştirirsek bu ürünleri üretebileceğimiz gibi bu üretimi gerçekleştirebilmek adına önemli desteklerden de yararlanabiliriz” dedi.
“Haziran ayına kadar bekleyeceğiz”
Çalışmanın ilk aşamasını Haziran ayında başlatacaklarını açıklayan Oğuz Akar Tülücü, bunun sebeplerini ise şöyle anlattı: “İşletme kredi faizlerinin çok yüksek olması nedeniyle firmalarımız farklı arayışlar içine girdi. Yaptığımız araştırmalarda her 100 firmamızdan 30’a yakınının sektör değişikliğine gitmek istediğini gördük. Öncelikle bu durumun netleşmesi için yılın ikinci yarısını beklemek istiyoruz. Firmalarımız halihazırda çalışanlarıyla birlikte ayakta kalma mücadelesi verdiği için şu anda yapacağımız bir saptama bize istediğimiz sonuçları vermeyecektir. Haziran ayı itibariyle konunun netleşeceğini ve Mersin’de makine sektörünün kendisine bir yol haritası çizeceğini düşünüyorum.”
“Firmalara her türlü teşvik ve destek anlatılacak”
Haziran ayında oluşturacakları bir komisyonun ilgili çalışmayı yürüteceğini anlatan Oğuz Akar Tülücü, bu komisyonun üye işyerlerini bire bir ziyaret ederek gerek yüz yüze görüşmelerle gerekse uygulayacakları anketlerle saptamalarda bulunacağını anlattı. Tülücü, komisyonun bir serbest sanayici, bir profesyonel danışman, bir Makine Mühendisleri Odası Üyesi ve bir de üniversiteden akademisyen olmak üzere 4 kişiden oluşacağını anlattı. İlk aşamayı yaklaşık 3 ayda tamamlamayı planladıklarını kaydeden Tülücü, “Burada amacımız yalnızca birlikte hareket etmek değil. Bu firmalarımız arzu ederse yollarına tek başlarına da devam edebilirler. Bu nedenle ziyarete giden Çalışma Komisyonu Üyeleri, ziyaret ettikleri firmaları her türlü bireysel teşvik ve destek konusunda da gerek yazılı gerekse sözlü olarak bilgilendirecek. Sonuç olarak biz mutlaka ortaklık olsun değil, firmalarımızın yolu açılsın ve sürdürülebilirliklerine katkı sağlayalım istiyoruz” dedi. İkinci üç ayda ise Çalışma Komisyonu ve Meslek Komitesi Üyeleri olarak bir araya gelip sonuçları değerlendireceklerini anlatan Tülücü, yapılan anketleri değerlendirip birlikte hareket etmek isteyen ve birbirinin ekipmanına ihtiyacı olan firmaların eşleştirilmesini ve ihtiyaç duyulan eğitimleri saptayacaklarını söyledi.
“Kümelenme çalışmalarına ağırlık vereceğiz”
Komite olarak kümelenme çalışmaları üzerinde duracaklarını belirten Oğuz Akar Tülücü, bu konuda ise şu açıklamayı yaptı: “Bünyemizde çok farklı sektörlerde faaliyet gösteren firmalar var. Örneğin asansörcü ile demir satan kişinin aynı toplantıya katılması çok verimli olmuyor. Kümeler oluşturarak o kümenin özel sorunlarını belirleyip komiteye ve Oda Yönetimine sunup ayrı ayrı takip etmeyi düşünüyoruz.”
“Banka faizleri sektörü zorluyor”
Sektörün sorunlarına da değinen Tülücü, özellikle işletme kredi faizlerine dikkat çekti. Faiz artışının firmaları ciddi ölçüde zorladığına değinen Tülücü, “2018 yılı Temmuz ayı öncesi kullanılan kredilerin yatırıma döndüğü sırada birden faiz artışı yaşandı ve bankalar yeni verdikleri kredilerin yanında geçmişte alınan kredilere de bu yüksek faiz oranlarını yansıttı. Bu durumda zaten borç yükü altındaki işletme sahipleri ekstra bir sıkıntıya girdi. Çünkü ödeme dengelerini bir önceki faiz oranları üzerinden ayarlamışlardı. Bu noktada bankaların kamu ile işbirliği içinde bu aradaki farka çözüm üretmesini bekliyoruz. Tüm sektör temsilcilerinin bu faiz hareketleri nedeniyle dengesi bozuldu. Bozulan denge nedeniyle kimse cesur adımlar atamıyor, herkes tedirgin. Bir adım atarken bir sonrasını hesaplayamıyor, zarar edip etmeyeceğini kestiremiyor. Ayrıca düzenli sipariş akışı da bozuldu. Düzensiz talepler de firmaların önünü görmesini zorlaştırıyor. Tüm bunlar bir araya gelince firmaların kimyasını bozdu” dedi.
“Asgari ücretteki artış da ödeme dengelerini bozdu”
Bunun yanında yüksek enflasyon ve asgari ücretteki artışın da firmaları olumsuz etkilediğini ifade eden Oğuz Akar Tülücü, şöyle konuştu: “Asgari ücretteki artış ne çalışanı memnun etti ne de işvereni. Aksine işveren üzerinde ciddi bir yük oluşturdu. Sadece asgari ücretin yükselmesi değil bir de vergi dilimleri var. Vergi dilimleri kaldırılması gerekirken altıncı ay itibariyle bir üst dilime geçiliyor. Firma, çalışanının ücretinde düşme olmaması düşünde olursa vergi dilimindeki değişiklikten dolayı oluşan farkı ödemek durumunda kalır ve bir ek yük daha yüklenmiş olur. Artan maliyetler karşısında en azından bu konuda Hükümetimizden bir destek bekliyoruz.”