Türkiye konfeksiyon kadar tekstilde de oldukça güçlü. Bu nedenle yurtdışındaki tanınmış markalar üst segment ürünlerinin üretiminde Türkiye’yi tercih ediyor. Yüksek kalite, hızlı teslim süreleriyle birleşince sektördeki güç artıyor.
Tekstil ve konfeksiyon sektöründe özellikle nakit akışındaki bozulmalar nedeniyle önemli sıkıntılar yaşandığını anlatan MTSO 38 No’lu Tekstil Konfeksiyon ve Ayakkabı Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Ali Şimşek, önünü göremeyen hammadde satıcılarının vadeli satışlara ya da çekle satışlara sıcak bakmaması nedeniyle hammaddeye ulaşmakta zorlandıklarını söyledi.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 38 No’lu Tekstil Konfeksiyon ve Ayakkabı Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Ali Şimşek sektöre ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İlk olarak hammaddede teminindeki sıkıntılara dikkat çeken Şimşek, şunları söyledi: “Genel anlamda hammadde alımında büyük zorluklar yaşanıyor. Aldığımız hammaddenin yarısı yerli, yarısı ithal. İthal olanda yüksek döviz kurları bizi zorlarken, yerli hammaddede peşin satış şartlarından zorlanıyoruz. Günümüzde maalesef artık çekle mal satılmıyor. Oysa bizim sektörde işlerin büyük bölümü çekle ya da bir yıllık evraklarla dönüyordu. Açık hesap çalışma imkanı kısıtlandığı için işletme sahipleri de önünü göremiyor. Benzer şekilde hammadde satıcıları da mevcut ekonomik konjonktürde ürünlerini vadeli satacak kadar önünü göremeyince peşin satmak istiyor. Herkes peşin satmak isteyince de ticaret dönmüyor. Zaten birçok işletmenin sermayesi yetersiz ve piyasalar sıkıştı kaldı. Son 8 ayda iş hacmi yaklaşık yüzde 20-25 azaldı. Bu durum 1 – 2 yıl daha devam edecek olursa mevcut işletmelerin büyük bölümünün zorlanacağını söyleyebilirim.” Nakit paraya sıkışan işletmelerin bankalara başvurduğunu ancak bankaların da bu dönemde kredi vermekten kaçındığını vurgulayan Şimşek, sorunun ancak piyasaya sıcak para girişi ile aşılabileceğini, bu nedenle firmaların ayakta kalabilmesi adına uygun faizli kredi verilmesi gerektiğini söyledi.
“Ülkeler değil şehirlerarası rekabet arttı”
Hammaddeye ulaşımın zorlaşması yanında girdi maliyetlerinin çok arttığına da değinen Ali Şimşek, özellikle teşvikli bölgelerdeki işletmelerle rekabette iyice zorlanmaya başladıklarını anlattı. Geçmişte ülkeler arası rekabet yaşanırken günümüzde teşvikli iller nedeniyle şehirlerarası rekabet yaşanmaya başladığını kaydeden Şimşek, “Ancak teşvikli bölgelerde de yetişmiş eleman sayısı yetersiz. Dolayısıyla kaliteli işe ulaşmak zorlaşıyor. Bu noktada bir denge oluşturulmalı” değerlendirmesini yaptı.
“Türkiye tekstilde çok güçlü”
Türkiye’nin konfeksiyonda iyi olduğu kadar tekstilde de çok güçlü olduğunu vurgulayan Ali Şimşek, mevcut durumda girdi maliyetleri artsa da paralelinde artan kur farkının yurtdışı ile rekabeti az da olsa kolaylaştırdığını söyledi. Yurtdışındaki tanınmış markaların üst segment ürünlerinin üretiminde Türkiye’yi tercih ettiğini vurgulayan Şimşek, şu bilgileri verdi: “Türkiye’nin kaliteli kumaşları Romanya, Bulgaristan, Afrika, Mısır gibi işçilik maliyetleri düşük ülkelere gidiyor. Aynı kumaşın Türkiye’de kullanılarak üretilmesi halinde ise lojistik ve termin süresi kısalıyor. Türkiye bu sayede kaliteli ve seri işçilik gücünü de kullanarak teslimatlarını diğer ülkelere göre yaklaşık 1 hafta önce gerçekleştirilebiliyor ve üst segment üretimlerde tercih ediliyor.”
“Türkiye, son yıllarda yüksek montanlı işler alıyor”
Türkiye’ye geçmişte daha düşük adetli siparişler gelirken bugün mevcut kalitesi ve hızlı teslim sürelerinin ardından çok daha yüksek montanlı siparişler gelmeye başladığını kaydeden Ali Şimşek, “Buradaki sorun ise geçmişte ithalatçı firma yelpazesi daha genişken bugün sayının birkaç firmaya kadar düşmesi. Bu durum maalesef tekelleşmeyi de beraber getiriyor” dedi. Birkaç firmanın sipariş adetlerini çok yükselttiğini ve Türkiye’deki üretici firmaların da hızlı tahsilat ve rahat çalışma imkanı nedeniyle bu siparişlere yetişebilmeye yöneldiğini, çalıştıkları diğer küçük adetli firmalara üretimden vazgeçtiklerini belirten Şimşek, yaşanan gelişmenin bir süre sonra Türkiye’deki üreticileri yalnızca birkaç firmanın üretimini yapar konuma taşıdığını anlattı. Kısa sürede üretim istenmesi nedeniyle tek bir markadan bir seferde gelen siparişin hazırlanması için yaklaşık birçok fabrikanın aynı anda çalıştığını dile getiren Şimşek, bu durumun çeşitli riskler taşıdığını söyledi. Tekelleşmenin olması halinde Türkiye’deki üretici firmaların tekelleşen firmanın şartlarına uymak zorunda kalacağını, aksi halde iş almakta zorlanacağını dile getiren Şimşek, “Oysa atölyelerin bir gün dahi boş durabilme lüksü yok” dedi. Farklı pazarlardan gelen talepler nedeniyle geçmişte firmaların bir sonraki yılın üretim takvimini dahi planlayarak çalıştıklarını hatırlatan Şimşek, bugün ise birkaç firmadan gelecek parça parça taleplerle çalıştıklarını ve bir sonraki siparişin gelip gelmeyeceği noktasında kesinlik bulunmaması nedeniyle uzun vadeli planlama yapmakta zorlandıklarını söyledi. Çözüm olarak mutlaka pazar çeşitlemesinin yeniden sağlanması gerektiğini ifade eden Şimşek, bunun da kısa vadede olmasının mümkün gözükmediğini söyledi.
“Sektör birlikte hareket etmeli”
Firmaların büyük bölümünün mevcut durumda yaşadıkları sorunları azaltabilmek, atölyelerini boş bırakmamak adına fiyat düşürüp daha çok iş alabilme yarışına girdiğine değinen Ali Şimşek, bu durumda sektör temsilcilerinin günü kurtardığını ancak uzun vadede hem kendilerine hem de sektöre ciddi zararlar verdiğini vurguladı. Fiyat indiriminin sonu olmadığını, bu uygulamanın zarardan başka getirisinin olmayacağını kaydeden Şimşek, indirim yapmak yerine sektör temsilcilerinin birlikte hareket etmesinin sorunları en aza indireceğini anlattı. Sektör temsilcilerinin taban fiyatların altına inmemesi gerektiğini kaydeden Şimşek, “Maalesef bu sektörde yatırım çok pahalı değil. Bu nedenle işi bilmemesine rağmen sektöre adım atıp ayakta kalmak için fiyat kıran çok firma var. Ancak bu firmalar da bilme ki kalitemiz ve hızlı teslim sürelerimiz için tercih ediliyoruz. Gücümüzün farkında olarak hareket etmeliyiz” ifadelerini kullandı.
“Yetişmiş personel sıkıntısı sürüyor”
İşlerdeki artışın yanı sıra halen yetişmiş personel bulmakta zorlandıklarını da dile getiren Ali Şimşek, hükümet tarafından çok ciddi personel teşvikleri verilmesine rağmen istedikleri sayıda personel bulamamaları nedeniyle bu teşviklerden yeterince yararlanamadıklarını söyledi. Yine de bu teşviklerin sektöre önemli destekler sağladığını ve uzatılmasının sevindirici olduğunu ifade eden Şimşek, sektörel eğitimlerin artırılması gerektiğini belirtti. Ülkede uygulanan yanlış eğitim politikaları ve çocukların aileleri tarafından hatalı yetiştirilmesi nedeniyle yeni neslin fabrikalarda çalışmayı tercih etmediğini, hatta utandığını anlatan Şimşek, bu sorunun çözülmesi gerektiğini vurguladı. Döviz kurlarındaki anlık değişimlerin de sektörü rahatsız ettiğini anlatan Şimşek, “Bu değişimler müşteri tarafından indirim talebiyle karşılanıyor. Yıl içinde istikrarlı şekilde yükselmesi sorun olmaz ama anlık değişiklikler çeşitli sıkıntıları da beraberinde getiriyor” değerlendirmesini yaptı.