MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI
Türkçe English
MTSO 13. Yıl
ÇAĞRI MERKEZİ 0850 304 33 33
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin Cennet Cehennem

Eğitim öncelik olmadan sorunlar çözülemez 12.12.2016 tarihinde yayınlandı

Son yıllarda Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak köklü ve uzun vadeli çözümlere odaklanmadan ekonomide, sosyal yaşamda ve bütüncül anlamda ülkenin tüm alanlarındaki kalitesinde bir yere varılamayacağını, en azından hedeflerimize kısa vadeli bakış açıları ile ulaşamayacağımızı ifade ediyoruz. Elbette bunun kolay bir şey olmadığının bilincindeyiz. Ancak, bir ülkenin, bir milletin yaşamında bir insana göre uzun olan süreçler aslında çok kısadır. Bugün insan kaynağı anlamında bir hedefiniz varsa en az 15-20 yıllık bir plan yapmak zorundasınız. Aksi takdirde gelişmelerin içinde değil, hep gelişmeleri izleyen, takip eden, taklit eden olursunuz. Tüm sorunlarımızın ister ekonomi ister kaliteli demokrasi, ister hukuk ister sağlık, ister sosyal yaşam ister kültür, hangi konuya bakarsanız bakın tüm sorunların, tüm eksiklerin temelinde tek bir şey görüyoruz; yetersiz eğitim…


Eğitim öncelik olmadan sorunlar çözülemez

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak son yıllarda odak noktamız haline gelen eğitim projeleri aslında geldiğimiz noktada ne kadar haklı olduğumuzu göstermektedir. Kaliteli mühendisimiz yok diyoruz, ara elemandan şikayet ediyoruz, yeterince girişimci yaratamıyoruz diyoruz, kadınlarımız ve gençlerimiz ekonomiye entegre değil diyoruz, gençler gittikçe daha çok memur olma yarışına girmekte diyoruz, firmalarımız kurumsallaşamıyor, yenilikçi olamıyor, ar-ge yeterli değil diyoruz… Sürekli şikayet ediyoruz ve hep arzu ettiğimiz sonuca ulaşamadığımız için ağlıyoruz. Hep sorunu, düşmanı, kendi dışımızda arıyoruz. Ancak, bir türlü tüm bunların çözümü eğitim olduğu halde eğitimi ülkenin ilk gündemi yapamıyor ve yine gölgelerle savaşıyoruz. Elbette yapılan büyük ve önemli işler var, eğitimde güzel gelişmeler de var ama demek ki yetmiyor. İşte bir gösterge olan PİSA testlerindeki sonuçlar.

PISA nedir?

Açılımı “Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı” olan PISA, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından üçer yıllık dönemler hâlinde, 15 yaş grubundaki öğrencilerin kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendiren bir araştırma projesidir. PISA Projesi’nin amacı nedir derseniz.  PISA’nın temel amacı, gençlerimizi daha iyi tanımak; onların öğrenme isteklerini, derslerdeki performanslarını ve öğrenme ortamları ile ilgili tercihlerini daha açık bir biçimde ortaya koymaktır. Peki, PISA Projesi neyi ölçmektedir? PISA Projesi’nde zorunlu eğitimin sonunda örgün eğitime devam eden 15 yaş grubundaki öğrencilerin; Matematik okuryazarlığı, Fen Bilimleri okuryazarlığı ve Okuma Becerileri konu alanlarının dışında, öğrencilerin motivasyonları, kendileri hakkındaki görüşleri, öğrenme biçimleri, okul ortamları ve aileleri ile ilgili veriler toplanmaktadır.

PISA projesinde kullanılan “okuryazarlık” kavramı, öğrencinin bilgi ve potansiyelini geliştirip, topluma daha etkili bir şekilde katılmasını ve katkıda bulunmasını sağlamak için yazılı kaynakları bulma, kullanma, kabul etme ve değerlendirmesi olarak tanımlanmaktadır.  Peki, PISA Projesi kimler tarafından yürütülmektedir? PISA Projesi; kısa adı OECD olan “Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü”nün bir eğitim projesidir. Bu proje, OECD Eğitim Direktörlüğü’ne bağlı olan PISA Yönetim Kurulu tarafından yürütülmektedir. Projede kullanılan testlerin ve anketlerin geliştirilmesi, analizlerinin yapılması, uluslararası raporun hazırlanması gibi işlemler, PISA Yönetim Kurulu gözetiminde belirlenen bir konsorsiyum tarafından yapılmaktadır. Kısacası ciddi bir araştırma, bilimsel bir gözlemden bahsediyoruz.  Peki, ülkemizin bu projeye katılma amacı nedir derseniz? Küreselleşen dünyamızda, eğitim alanında yapılan ulusal değerlendirme çalışmalarının yanı sıra, uluslararası düzeyde konumumuzu belirlemek amacıyla eğitim göstergelerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle belirli referans noktalarına göre ülkemizin eğitim alanında hangi düzeyde olduğunun, giderilmesi gereken eksikliklerin ve alınması gereken tedbirlerin belirlenmesidir. Ülkemiz de OECD üyesi olarak, eğitim düzeyinin yükseltilmesi amacıyla bu projeye katılmaktadır.

Peki, 2015 sonuçları hiç de parlak olmayan bir önceki döneme göre nasıl? Matematik alanındaki başarı sıralamasında yaklaşık 65 ülke içinde 50’incı sıradayız. 2012’de 43’üncü sıradaydık. 2015 sonu itibariyle 7 sıralama daha düşmüşüz. Fen alanında 2012 yılında 43’üncü iken 2015’te 52’nciliğe düşmüşüz. Kendi ana dilini okuma ve anlama becerisinde ise 2015 itibariyle 41’den 50’nci sıraya düşmüşüz. Elbette sadece öğrenci sayısı Yunanistan’ın nüfusundan fazla olan bir Türkiye’nin eğitim sorunlarını çözmek kolay değil, buna yeterli bütçe ayırmak kolay değil… Ancak eğer her alanda top yekün tek çıkış yolu bu ise her şeyden fedakarlık yapıp eğitime, eğiticilerin eğitimine, alt yapıya ve bu vizyonu oluşturacak konulara gereken destek verilmelidir.

Toplumun yarısı eğitimsiz bir toplum nereye gider?

Türkiye Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’na göre 142 ülke arasında 125. sırada. Okuma- yazma bilmeyen kadın sayısı, okuma-yazma bilmeyen erkek sayısından beş kat daha fazla. Nüfusunun yarısını cahil, eğitimsiz ve mesleksiz bırakan bir toplum sizce 50 yıl içinde nereye gider? Okullardan mezun olan kadın sayısı erkek sayısına göre oldukça düşük. Erkeklerin şu an ülkemizde ekonomiye katılım oranı %70, kadınlarda %30. Girişimci sayısında bu durum daha da vahim. Eğitim seferberliğinde Cumhuriyetin kuruluş yıllarındaki o büyük coşku yeniden oluşturulmalıdır.  Bu ülke küllerinden eğitimle doğdu ve eğitimin birincil madde olduğu günlerde büyük dönüşümler yaşadı. Bugün o günlere göre daha zenginiz, daha güçlüyüz; yani istersek bunu başarabiliriz.

Dünya yeni bir imalat devrimi yaşarken, merkezinde internetin olduğu, üç boyutlu yazıcı ve tarayıcının olduğu yeni bir imalat devrimi yaşanırken, öte yandan Sanayi 4.0 denen yeni bir endüstri devrimi geliyor. Robotik üretim ve hizmetler yeni bir üretim dünyası yaratıyor. Tüm bu gelişmeler yeni çalışan profili gerektiriyor. İşler değişiyor. Ünlü Fransız Ekonomist Pikkety 21. YY’da Kapital adlı kitabında diyor ki; “ geçtiğimiz yüzyılın mesleklerinin %50’si bugün yok oldu, önümüzdeki 20 yılda bugün bilinen mesleklerin yarısı yok olacak”. İş gücümüz buna hazır mı? Eğitime yöne verenler bu projeksiyonlara göre tedbir alıyor mu? Yok olan mesleklerin yerine yeni meslekler geliyor. Meslek liseleri, üniversiteler buna göre yeni bölümler açıyor mu? Artık ekonomi multi-disiplin bir şekil alıyor. Yani, birden fazla alanda bilgi sahibi olan insanlar, esnek ve değişim gösterebilen becerideki insanlar gelecekte söz sahibi olacak, iş bulacak. Uzmanlar gençlere farklı alanlarda eğitim almalarını, yüksek lisanslarını başka alanlarda yapmalarını öneriyorlar.

Velhasıl, dünyanın ilk on ekonomisi olma hedefimiz varsa, milli gelirde 20 bin doları yakalama hedefimiz varsa, kaliteli bir insan kaynağıyla, kaliteli bir demokrasiyle, birbirini anlayan eğitimli bir toplum yaratma hayalimiz varsa, girişimci, yaratıcı, kadını ve erkeğiyle ülkeyi kalkındırma hedefimiz varsa;  bunun tek yolu eğitimdir. Bu iş halledilmezse terör de bitmez, siyasi kavgalar da, fakirlik de… Bundan dolayı Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak kendi çapımızda, kendi bütçemize ve gücümüze göre eğitimi odak noktası yapmaya, eğitim projelerine devam edeceğiz. Mersin hayal ettiği sıçramayı eğitimle başaracaktır.

 

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası

Yönetim Kurulu Başkanı

Şerafettin Aşut

 


Sayfa gönderiliyor. Lütfen bekleyiniz

ARKADAŞINA GÖNDER