Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan Akdeniz Ekonomi Forumu’nun açılışında yaptığı konuşmada ülkelerin rekabet gücünü artırmasında dijital dönüşümün yakalanmasının önemine dikkat çekerek, “Geçmişte sanayideki dönüşümlerin yakalanamadığı çokça konuşuldu. Ama Türkiye olarak biz bugünün dönüşümü olan dijital dönüşüm trenine bindik ve bu trenden inmeyeceğiz” dedi.
Akdeniz ekonomisinin masaya yatırılacağı, Akdeniz havzasındaki şehirleri bir araya getiren Akdeniz Ekonomi Forumu, açılış konuşmaları ile başladı. Forumun ana temasını “Küresel Gelişmeler Işığında Bölgesel Vizyon” oluşturdu. Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan’ın himayesinde NTV ve Özgencil Grup işbirliği, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın (MTSO) yanı sıra Mersin Büyükşehir Belediyesi, Akdeniz İhracatçı Birliği ve Mersin Ekonomi Platformu’nun desteğiyle düzenlenen Forum’da Akdeniz’in sanayisi, enerjisi, politikaları, tarımı, lojistiği, turizmi, bütüncül kalkınması ve iş birlikleri ele alınıyor. Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan’ın yanı sıra Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü ile KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami’nin yanı sıra bürokratlar, ekonomistler, yerel yöneticiler, sanayici ve ihracatçıların katıldığı Forum’un omurgasını Endüstri 4.0 oluşturuyor.
Elvan: “Akdeniz için yol haritası belirlenecek”
Forumun açılış konuşmasını yapan Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan iki gün boyunca Mersin’de Akdeniz Havzasındaki gücünü artırmak adına Türkiye’nin ve bölge illerinin neler yapabileceğini, yatırım fırsatlarını konuşacaklarını söyledi. Forum sonunda Akdeniz’in yol haritasının çıkarılacağına inandığını vurgulayan Elvan, konuşmasını bir sunumla sürdürdü. İlk olarak küresel ekonomi kavramı üzerinde duran Elvan şunları söyledi:
“Küresel ekonomi yeni bir evreye girdi. Burada iki önemli husus öne çıkıyor. Bunlardan biri ekonomik iyileşme ilk defa süreklilik kazandı. 2008’de dünyada küresel bir kriz yaşandı. Bu krizden kurtulmak için özellikle gelişmiş ülkelerin olağanüstü çabaları oldu. Sıra dışı para ve maliyet politikaları oldu. Buna rağmen 2017 yılına kadar gelişmiş ekonomilerde büyük canlanma olmadı. 2017’den itibaren başta gelişmiş ülkeler olmak üzere dünya ekonomisinde ciddi canlanma başladı. Süreklilik arz eden bir yapıya dönüşmeye başladı. Bu bizim için Türkiye için bir fırsat.”
İkinci önemli konunun teknoloji alanındaki hızlı değişim ve dönüşüm olduğunu belirten Bakan Elvan, “Bilgi ve iletişim teknolojileri sadece sanayi alanında değil, hayatımızın tüm alanlarına girdi. Bundan sonraki süreçte küresel bir güç olmak istiyorsak, rekabet gücümüzü artırmak istiyorsak, dünyada söz sahibi olmak istiyorsak yapacağımız en önemli şey bilgi ve iletişim teknolojilerine ayak uyduracağız. Dijital dönüşümümüzü gerçekleştireceğiz” dedi.
Artık sadece üretmenin yeterli olmadığını, üretimin öncesinde ar-ge çalışmalarından üretim sonrasına kadar her alanda dijital dönüşümü yakalamak gerektiğini vurgulayan Elvan, “Artık geleneksel üretim yöntemleri değişmeye başladı. Geleneksel ticaret yöntemleri de değişiyor. Geleneksel pazarlama yöntemleri de değişiyor. Yenilikçilikten bahsediyoruz. Araştırma geliştirme diyoruz. Artık bunlara firmalar olarak, ülke olarak daha çok kaynak ayırmak zorundayız” ifadelerini kullandı.
“Küresel ekonomik aktivitelerimiz güçleniyor”
Türkiye’nin küresel ticaretin yarısından fazla gerçekleştiği ülkelere 4 saatlik uçuş uzaklığında olduğunu hatırlatan Bakan Lütfi Elvan, “Dünya küresel ticaretinin yarısı çevremizde gerçekleşiyor. Bir diğer ifade ile 1.6 milyar insan ve 36 trilyon dolarlık bir piyasaya erişim imkanımız var. Bu da Türkiye için önemli bir fırsat. Son 15 yılda küresel dünyanın güçlü bir aktörü haline geldik. Potansiyelimizi işbirlikleriyle dayanışma ruhu ile ileri taşıyacağız” dedi.
Akdeniz havzasına da değinen Elvan, Akdeniz’de toplam nüfusun dünya nüfusunun yüzde 6’sına denk geldiğini, dünya hasılasının yüzde 9’unun Akdeniz’den karşılandığını, toplam ticaretin ise yüzde 19’unun Akdeniz’de gerçekleştiğini bildirerek Türkiye’nin bunu fırsata çevirmesi gerektiğini söyledi.
“Türkiye’nin Akdeniz’deki ihracatı ithalatından yüksek”
Büyüme performansına bakınca Akdeniz’in 2008-2016 yılları arası performansının düşük olduğunu, Türkiye’nin büyüme performansının 3’te 1’i civarında olduğunu bildiren Elvan, şunları söyledi:
“2017-2020 yılları arasında ise artış bekleniyor 2.9’luk büyüme performansı bekleniyor. Türkiye’nin, Akdeniz havzasında nasıl bir büyüme performansına sahip olduğuna bakarsak Türkiye Akdeniz’deki 21 ülke arasında gerçekten güçlü bir büyüme gösteriyor. Son 7 yılda bölge ülkeleriyle ticaretimizi yüzde 21 artmış. İhracatımız ithalatımızdan fazla. 40 milyar dolar üzerindeki ihracata karşılık 34 milyar ithalat var. Toplam ticaretimiz 75 milyar dolar. Bu havzadaki ihracatta payımız yüzde 20, ithalattaki pay yüzde 13. Ama ihracat payımız halen düşük daha yukarı çekmeliyiz.”
“Mersin’in 6-7 milyar dolarlık ihracat potansiyeli var”
Bölge illerinin potansiyeline bakınca Mersin’in son 10 yılda milli gelirden aldığı payda önemli artış bulunduğunu belirten Lütfi Elvan, “Yani sanayinin payı Mersin’de artmış. Tarıma bakınca tarımın payının düştüğünü görüyoruz. Yüzde 18’den 14’e düşmüş. Hizmetler sektöründe kaydadeğer değişim yok. Dış ticaret hacmine, ihracat ve ithalata bakınca son yıllarda Mersin ihracatında artış var. İthalatında da artış var ama ihracatı ithalatından fazla. Mersin’in potansiyelini yansıtmıyor. Şu anda 1,5 milyar dolarlık ihracat düşük bir rakam. Mersin’in en az 6-7 milyar dolarlık ihracat potansiyeli olduğunu düşünüyorum.”
“Önceliğe aldığımız 4 temel eksenimiz var”
Akdeniz Bölgesi’nin, Çukurova’nın rekabet gücünü artıracak 4 temel öncelikleri bulunduğuna da değinen Lütfi Elvan, bunlardan ilkinin yol yatırımları olduğunu, ikincisinin dijital dönüşüm, üçüncüsünün girişimciliğin desteklenmesi ve sonuncusunun ise turizmin çeşitlendirilmesi olduğunu söyledi. Konuşmasını Mersin’de yapılan yatırımların son durumları hakkında bilgi veren Bakan Elvan, Çukurova Bölgesel Havalimanı yatırımının altyapısının Haziran ayında tamamlanacağını, üst yapısını da en kısa sürede bitirmeyi hedeflediklerini anlattı. Hızlı tren yatırımlarının da sürdüğünü kaydeden Elvan, bölgeyi bir hızlı tren üssü haline getirmek istediklerini söyledi.
Türkiye genelinde 3 önemli liman projeleri bulunduğunu ve bunlardan bir tanesinin Mersin’de yapılacağını da anlatan Elvan, “Ege’de Çandarlı, Karadeniz’de Filyos ve Akdeniz’de Mersin’de 13 milyon konteyner kapasiteli bir liman planlıyoruz. Çandarlı Limanı ihalesi sonrasında Mersin çalışmaları başlayacak” dedi.
Bölgenin yatırım potansiyelinin çok yüksek olmasına rağmen yatırım yapılacak alan sorunu yaşanması nedeniyle yeterli yatırım gelmediğine de dikkat çeken Bakan Elvan, bu sorunun çözümü için de yeni OSB yatırımları üzerinde çalıştıklarını toplamda 50 bin yeni istihdam oluşturulacağını söyledi.
“Dijital dönüşümü sağlamanız için destek verilecek”
Konuşmasına dijital dönüşüm ile başladığını hatırlatan Elvan, firmaların bu dönüşümü nasıl sağlayabileceğinin ipuçlarını da verdi. Hükümet olarak bu dönüşümde her türlü desteği vereceklerini vurgulayan Elvan, Mersin’de kurulması planlanan Mega Enüdstri Bölgesi’nin, Mega Fabrikanın ve İnovasyon – Tasarım Merkezi’nin bu dönüşümü destekleyecek projeler olduğunu söyledi.
Nami: “Yazılım sektöründe önemli bir potansiyelimiz oluştu”
KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami ise konuşmasında KKTC’nin ekonomik yapısı hakkında bilgi verdi. Tüm dünyada yavaş yavaş KKTC üzerindeki izolasyonun kaldırılmaya başladığına dikkat çeken Bakan Nami, Avrupa Birliği Parlamenter Meclisi kararları ve AB mali destekleri hakkında bilgi verdi. Dışarıdan en büyük desteğin anavatan Türkiye’den geldiğini kaydeden Nami, KKTC bütçesinin yüzde 30’unun, altyapı projelerinin Türkiye’den sağlandığını bildirdi.
KKTC’nin öncü sektörlerinin turizm, inşaat, eğitim olduğunu dile getiren Nami, yılda 1,5 milyon turist ağırlayacak altyapıya sahip olduklarını anlattı. Eğitim sektöründe ciddi yatırımlar gerçekleştirdiklerine değinen Nami, 18 üniversiteye sahip olduklarını ve her yıl yenilerinin bu sayıya eklendiğini söyledi. KKTC’de eğitim gören dünyadaki kişi sayısının 100 bini aştığını vurgulayan Nami, “Nüfusu 300 bin civarında olan bir ülke için bu çok ciddi bir rakam. Bu kadar öğrenci potansiyeli demek yazılım sektöründe önemli bir potansiyelimiz oluştuğu mesajını da veriyor” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye’den yeraltından borularla su taşınması projesi sonrasında tarım sektöründe de önemli bir yol aldıklarını belirten Nami, “Borular sayesinde su altından yılda 75 milyon metreküp su nakli sağlandı. Bu sulu tarımın önümüzdeki günlerde önünün daha fazla açılması anlamına geliyor” dedi.
“Bölgemizdeki enerjide tüm adanın payı olduğu unutulmamalı”
Doğu Akdeniz Bölgesinin doğalgaz potansiyeline de değinen Özdil Nami, şunları söyledi:
“Bölgemiz doğalgaz rezervleri açısından son derece önemli bir potansiyele sahip.
Son yapılan araştırmalar heyecan verici. Özellikle Mısır ve İsrail’deki kaynaklar çıkarılıp dünyanın kullanımına sunulmaya başladı. Kıbrıs açıklarında da önemli doğal kaynaklar bulunduğuna ilişkin ilk veriler de gelmeye başladı. Bunların gelmesiyle bölgedeki gerginlik de artmaya başladı. Rum tarafının tek yanlı adım atmadaki ısrarı bu gerginliğin sebebidir. Biz bu kaynakların tüm Kıbrı’sa ait olduğunu vurguluyoruz. Biz adamızda barış ve huzuru korumak için her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz. Ancak bunun için karşı tarafın da bizim hak ve çıkarlarımıza saygılı davranmasını bekliyoruz. Biz uzlaşı yolunu beklerken kendi haklarımızı savunacak imkanımız bulunduğunun da bilinmesini istiyoruz.”
Aşut: “Endüstri 4.0 bir moda değil zorunluluktur”
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut açılış konuşmasında yeni dünya düzeninin getirdiği ekonomik gelişmelere dikkat çeketi. Her 10-15 yılda bir iktisat bilimciler, ekonomistler ve gelecek bilimcilerin yeni bir kavram gündeme getirdiğini kaydeden Aşut, bu kavramların tartışılıp üzerine ekonomik politikalar oluşturulduğunu söyledi. Bu anlamda son 20 yılın en önemli kavramının ‘Küreselleşme’ olduğunu ifade eden Aşut, “Bu kavramların özünü erken tespit edenler, erken karar verenler, oluşturdukları doğru politikalarla pastadan daha büyük pay almayı başardılar” dedi.
Türkiye’nin küreselleşme kavramını kısmen de olsa yakalayarak ekonomisini büyüttüğünü bugün dünyanın 17, Avrupa’nın 6’ncı büyük ekonomisi haline geldiğini kaydeden Aşut, ancak bu kavramların yalnızca ekonomi değil, sosyal ve siyasal tüm alanlarda bir bütün olarak algılandığında gerçek başarının yakalanacağına dikkat çekti. 1980 ve 90’lı yallarda ıskalanan bazı gelişmeler nedeniyle ülkenin gerçek potansiyeli yakalayamadığını, bütüncül bir gelişme gösteremediğini anlatan Aşut, “Ama önümüzde yeni bir fırsat ve yeni bir yapılanma modeli var. Talih hazır olana güler, son yılların tecrübesi ile bu sefer yeni rüzgarı kaçırmamalıyız” dedi.
“Gençler dünyada söz sahibi olacak”
2000’li yılların başında ortaya çıkan yeni gerçeklerin dünyaya yön vereceğini vurgulayan Şerafettin Aşut, bu yeni gerçekleri dünyada değişen güç dengeleri olarak açıkladı. “Diğer yeni gerçeklerden birisi de özellikle gençlerin dünyada söz sahibi olacağının işaretiydi. Dünyayı dönüştüren bilgi ve iletişim teknolojilerini icat eden ve en iyi kullanan kesim olan gençlerin yükselişidir yeni gerçekler” diyen Aşut, bunu okuyamayanların, gençlerin bu gücünü kullanamayanların yeni dünyada var olamayacağını belirtti. Analog değil, dijital ekonomilerin geleceği belirleyeceğini ifade eden Aşut, Endüstri 4.0’ın ise bu sürecin son ayağı olduğunu anlattı. Endüstri 4.0’ın bir moda değil zorunluluk olduğuna dikkat çeken Aşut, “Artık zaman farkındalık yaratma değil, eyleme geçme zamanıdır” ifadelerini kullandı.
Acar: Akdeniz ticaretinden daha fazla pay almalıyız
Doğuş Yayın Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar açılışta yaptığı konuşmasında Akdeniz’in potansiyeline dikkat çekti. Akdeniz Havzası’nda 21 ülkede 500 milyondan fazla insan yaşadığını kaydeden Acar, bölgenin 8 trilyon dolarlık toplam gayri safi hasılaya sahip olduğunu anlattı. Bölgedeki ticaret hacminin 3,7 trilyon dolar olduğuna dikkat çeken Acar, “Bu rakamlar bize Türkiye’nin hemen yanında çok önemli, büyük bir pazarın varlığını gösteriyor. Türkiye’nin bölgedeki ülkelerle toplam ticaretinin ise 15 milyar dolar olduğunu görüyoruz. Bu rakam Türkiye’nin toplam ticaret hacmi içinde dahi oldukça küçük bir rakam. Küçük olması büyüme potansiyelinin de varlığını göstermesi adına sevindirici” dedi. Akdeniz ile ticaretin artırılmasının Türkiye’nin cari açığının kapanmasına da önemli bir katkı sağlayacağını belirten Acar, bu nedenle bölgede daha çok üretim ve daha çok ihracat yapılması gerektiğini söyledi.
Konuşmasını Mersin’e değinerek sürdüren Acar, “Mersin, Akdeniz’in kalbinde yer alan önemli bir liman şehri. Bölgenin ekonomik olarak farklı sektörlere evsahipliği yaptığı bir gerçek. Forumda bu sektörleri tartışacağız” dedi.
Arslan: “Üretim ve ihracatı artırmalıyız”
AKİB Koordinatör Başkanı Mahmut Arslan ise konuşmasında Mersin’in potansiyeline dikkat çekti. Mersin’in geçmiş yıllardaki ticari ve ihracata yönelik potansiyelini bir dönem kaybetmiş olmasına rağmen son dönemlerde yeniden artırmaya başladığını belirtti. Bu yükselişte Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan’ın Mersin Milletvekili olmasının büyük rol oynadığını vurgulayan Arslan, şunları söyledi.
“Çevremizdeki iller bizim İhracatçı Birliğimizin şubeleriyken son dönemlerde Mersin ihracatı ilk sıralardan 11, 12. sıralara geldi. Neden diğer vilayetler sıçrama yaptı, ne yaptılar derseniz organize sanayi bölgeleri açtılar. Yani üretime yöneldiler. Üretim olmazsa ihracat da olmaz. Sayın Bakanımızın da bölgemize en büyük katkısı yaptığı yollar oldu. Yol olmazsa yatırımcı gelmez. Şimdi de kentimize 9 tane OSB açıyor. Kendisi de biliyor ki tek kurtuluş bu. Üretim ve ihracat.”
Arslan, iki gün sürecek Forum’un hayırlı olmasını dileyip yeni fikirler çıkmasını temenni ederek sözlerini tamamladı.
Kocamaz: “Hedefe ulaşmada konunun paydaşlarının aynı yönde çalışması önemli”
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz Forum’un açılışında yaptığı konuşmada Mersin’in turizm potansiyeline dikkat çekti. Artık Marmara Bölgesi’nin gerek sanayi yatırımları gerekse turizm noktasında doyuma ulaştığını belirten Kocamaz, Mersin’in 320 kilometrelik sahil şeridi ve benzersiz değerleriyle turizmde öne çıktığını anlattı. Mersin’in kongre turizmi, dağ, yayla, kış turizmi, inanç, termal ve sağlık turizmine imkan tanıyan büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirten Kocamaz, turizm pastasından daha fazla pay alabilmek adına kamu ve özel sektör kuruluşlarının aynı bilinçle aynı doğrultuda hareket etmesinin büyük önem taşıdığını söyledi.
Tarım, enerji ve lojistik sektörlerinin de kent adına önem taşıdığını kaydeden Burhanettin Kocamaz, bunların hepsinden önemli olan konu olarak ise bu setörlerdeki verimin sürdürülebilir olmasını gösterdi.
Yapılan yeni yatırımların da kent adına önem taşıdığına, kentin ekonomisini güçlendireceğine dikkat çeken Kocamaz, “Mersin lojistiğin kalbidir. Yenice Lojistik Merkezi, Konteyner Limanı, duble karayolu projeleri, hızlı tren projeleri ile lojistik gücümüz daha da artacaktır. Tüm bu yatırımların kentimize kazandırılması nedeniyle Sayın Bakanımız Lütfi Elvan’a buradan bir kez daha teşekkür etmek istiyorum” dedi.
Su: “Mersin Doğu Akdeniz’in önemli kentlerinden birisi”
Mersin Valisi Ali İhsan Su da konuşmasında kentin ekonomik potansiyeline dikkat çekti. Mersin’in yalnızca Türkiye’nin değil, Doğu Akdeniz’in önde gelen kentlerinden birisi olduğuna değinen Su, “Mersin limanıyla, serbest bölgesiyle, her geçen gün büyüyen lojistik sektörü, köklü, güçlü ve yenilikçi meslek kuruluşları ile tam bir ticaret kentidir” dedi. Yapımı devam eden OSB’leri ile Gıda İhtisas OSB’si ile birçok sanayi kuruluşu ile Mersin’in büyük potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Vali Su, verimli toprakları, ar-ge ve teknolojisi, kalifiye işgücü ile Türkiye’nin önemli ekonomilerinden olduğunu anlattı. Dünya medeniyetlerine yön veren Mersin’in turizmi, tarımı, lojistiği, sanayisi ile dikkat çektiğini ifade eden Su, birçok sektörden çok önemli yatırımların eş zamanlı olarak kentte buluştuğunu söyledi.