Suriyeli ve Türklerden oluşan, 18 – 36 yaş aralığındaki 40 genç, Mersin iş dünyasının ara eleman ihtiyacının yoğun olduğu metal sac işleme, duvar örme ve kalıpçılık sektörlerinde faaliyet gösterebilmeleri adına yetiştiriliyor. Ekim sonunda tamamlanması planlanan programın ardından eğitim alan gençler, MTSO desteği ile işe yerleştirilecek.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), Mersin–Tarsus Organize Sanayi Bölgesi Kullanıcılar Derneği (MORSKUD) ve Alman Federal Birlik Mesleki Eğitim Değişim Programları Derneği ortaklığında ‘Türk Alman İşbirliğinde Mesleki Beceri Geliştirme Projesi’ (TAMEB) hayata geçirildi. Proje kapsamında 18-36 yaş arasındaki 40 gence MORSKUD TEKMER-Teknik Eğitim Merkezi ve Eğitim Atölyelerinde metal sac işleme, duvar örme ve kalıpçılık sektörlerinde eğitim veriliyor. Alman Federal Ekonomik İşbirliği ve Geliştirme Bakanlığı tarafından teşvik edilen TAMEB Projesi, en fazla Suriyeli nüfusa ev sahipliği yapan Ankara, İstanbul, Hatay, Mersin, Kilis ve Şanlıurfa illerinde gerçekleştiriliyor. 3 yıl sürecek olan proje kapsamında Almanya'daki muadil kuruluşlarla ve mesleki eğitim örgütleriyle işbirlikleri geliştiriliyor.
Projenin tanıtım töreninde konuşan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, kurumlara, kentlere ve ülkelere kaliteli insan kaynağının yarar sağladığını vurguladı. Kaliteli insan kaynağını önemsemeyen hiçbir oluşumun ayakta kalamayacağını belirten Aşut, bu kalitenin de eğitimle sağlanabileceğini söyledi. “Eğitim, hem insan kalitesinin, hem de toplumsal uyum ve huzurun payandasıdır” diyen Aşut şöyle konuştu:
“İşte bu amaçla ve var olan sorunlara realist, gerçekçi bir yaklaşım felsefesiyle Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak, Suriyeli sığınmacıların ve dezavantajlı Türk vatandaşlarının mesleki ve girişimsel becerilerinin geliştirilmesi amacıyla, TAMEB Projesi’ni imzaladık.”
Uyum sağlayabilmenin önemine dikkat çeken Aşut, “Bundan dolayı, TAMEB Projesi ile dezavantajlı Türk vatandaşlarımıza ve Suriyeli göçmenlere, sosyal entegrasyonu temel alan mesleki beceri geliştirme kursları verdik. Suriyeli misafirlerimize bu kursların başında ayrıca Türkçe dil eğitimi de verdik” dedi.
“Göçler iyi yönetilmeli”
Mersin’in 1980’li yıllardan bu yana göç alan bir il olduğunu hatırlatan Şerafettin Aşut şöyle konuştu:
“Ancak, maalesef bizler bu göçü gerektiği gibi yönetemedik. Belki de önemsemedik. Sonunda bu sorun toplumsal bir sıkıntı olarak karşımıza çıktı. Artık, Mersin eski Mersin değil. Olmamalıdır da. Merkez nüfusunun neredeyse yarısı kadar göç alan bir kentten bahsediyoruz. Bu göçü yönetemeyen Mersin, refahı ve huzuru da bulamaz. Bizler ‘şöyle olsaydı, böyle olsaydı’ deme lüksüne sahip değiliz. Nedenleri değiştiremeyeceğimize göre, reel duruma odaklanmalı ve önümüzde var olan sorunu çözme anlamında üniversitelerimiz, yerel yönetimler, Odalar, ilgili dernekler ve resmi kurumlar olarak bir araya gelip, işbirliği yapmalıyız. Çünkü konu, sadece basit bir meslek kazandırma olayının çok ötesindedir. Bu anlamda, bu bütüncül hedefin temel aşaması olan mesleki eğitimlerin başlamasına destek olan tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyorum.”
Mis: “Eğitimler devam etmeli”
Açılış konuşmalarında MORSKUD Başkanı Orhan Kahveci işbirliği sağlayan tüm kuruluşlara teşekkür ederken MORSKUD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Berrin Mis, proje hakkında bilgi verdi. Eğitmenlerin yetiştirilmesinden, eğitim alanlarının ve eğitim araç gereçlerinin temin edilmesine kadar geçen hazırlık süreci hakkında bilgi veren Mis, sağlam bir temel atılarak bu eğitimlerin önümüzdeki süreçte de devam ettirilmesi yönünde çalıştıklarını söyledi.
Sequa Projesi Koordinatörü Abdi Kurt ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“15 milyon Euro’luk bütçeye sahip, önem verdiğimiz bir proje. Proje kapsamında yüzde 50 Türk yüzde 50 Suriyeli kursiyer planlandı ancak bazı bölgelerde bu oranlar değişiklik gösterebiliyor. Maksimum 20 kişilik sınıflarda eğitim veriyoruz. Projemizin amacı yeterliliği olmayan hedef kitlenin çeşitli eğitimlerle iş hayatı ve sosyal hayata entegrasyonunu sağlamak. Sosyal entegrasyon paketimiz içinde 4 ayrı modül var. Bunlardan ilki sosyal ve kültürel yaşam, ikincisi yasal sistem, haklar ve sorumluluklar, üçüncüsü sosyal hizmetlere erişim ve sonuncusu çalışma hayatı ile istihdam koşuları. Öğrencilerimiz hem teorik hem de pratik eğitim alıyor ve iş dünyasının talep ettiği ara eleman ihtiyacını karşılıyoruz.”