Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Muhammet Balta Mersin Ticaret ve Sanayi Odasında yapılan istişare toplantısına katılarak sektörün sorunlarını dinledi.
Düzenlenen toplantıya Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Vekili Nuh Yükselgüngör, MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Ekrem Sağlam, Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Yılmaz Şahin, Ak Parti Mersin Milletvekili Ahmet Tevfik Uzun, Ak Parti İl Başkanı İsmail Taşpınar, İnşaat Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı ve üyeleri, Meryap Başkanı Nesim Ekinci ve diğer sektör temsilcileri katıldı.
1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı, Mersin’in önünü açacak hale getirilmelidir.
Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Muhammet Balta Mersin ziyaret programı kapsamında inşaat sektörünün sıkıntılarını dinlemek üzere Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’na geldiğini belirtti. MTSO Başkan Yardımcısı Nuh Yükselgüngör yaptığı konuşmada, 1/100 binlik çevre düzeni planı, Kıyı Kanununun yarattığı sıkıntılar ve Kentsel Dönüşüm konularında yaşanan sıkıntılara değindi. Yükselgüngör: “Kentimizin inşaat, çevre ve kentleşme ile ilgili önemsediğimiz, Oda olarak takip ettiğimiz bir kaç soruna odaklanmak istiyorum. Elbette bu sorunların başında 1/100 binlik Çevre Düzeni Planı gelmektedir. Danıştay’ın iptal ettiği planla karşılaştırıldığında, yeni plan çok daha olumlu olsa da, iş dünyası olarak kentin geleceğini tasarlayan bu planda hala bazı eksiklikler olduğunu görüyoruz. 1/100 binlik planda Mersin için öngörülen nüfus projeksiyonları çok gerçekçi değildir. Planda Kentin gelişimine yönelik sanayi ve ticaret bölgelerinin artırılması gerekmektedir. Özellikle kentin otobana yakın bölgelerinde ticari alanlar ile 3. ve 4. OSB; Lojistik İhtisas OSB ve küçük sanayi siteleri işlenmelidir. SEKA Limanı’nın uluslararası ticaret limanı statüsünün korunmasını ve Konya ile demiryolu bağlantısının öngörülmüş olmasını olağanüstü yerinde ve olumlu buluyoruz. Ancak, Seka Limanın geri sahasının turizm alanı olmasını bu planla tutarlı ve gerçekçi görmüyoruz. Limanın çalışabilmesi için bu alanda elleçleme ve depolama alanları olması gerekmektedir.
Kıyı Kanununun yarattığı sıkıntılar tüm Türkiye’de kangren olmuş bir yaradır.
3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun neden olduğu sorunlarımız var. Kıyı Kanunu sadece Mersin’in değil, Türkiye’nin tüm sahil şeridinde kangren olmuş bir yaradır. Kesinlikle bu konuyla ilgili son noktayı koyacak ve belirsizlikleri giderecek ciddi yeni bir yasal düzenleme gerekmektedir. Ancak bu yapılırken, Ülke ve kentimizin ekonomisine gerçek anlamda kaktı sunan mevcut tesisler yok edilmemelidir.
Kentsel Dönüşüm mutlaka başlatılmalı
Ülkemizde Kentsel Dönüşüm uygulamaları, düzenli kentleşme alanındaki en önemli konulardan biri haline gelmiştir. Mersin’de 20’ye yakın mahalle göçle oluşmuştur. Bunların önemli bir kısmında geçmişten kalan plansız yapılaşma ve altyapı sorunu hala devam etmektedir. Kentleşme ve konut talebindeki değişim, Kent merkezinde de eski, atıl konutların oluşmasına neden olmuştur. Bu nedenle, daha önceden kararı alınan Mersin Kentsel Dönüşüm Projesinin Çay, Çilek, Bahçe, Özgürlük Mahalleleri öncelikli olmak üzere Kent bütününde başlatılması en büyük arzumuzdur.” Şeklinde konuştu.
Sektör Sorunlarını Aktardı
Toplantıya katılan sektör temsilcileri soru ve sorunlarını Bakan Yardımcısına ilettiler. Toplantıda 1/100 binlik çevre düzeni planı ile ilgili sıkıntılar, Kıyı Kanununun uygulanmasında ortaya çıkan sorunlar, kentsel dönüşüm, inşaatlarda sıklıkla karşılaşılan iş kazaları ve iş güvenliği, inşaatlardaki kalite sorunları, nükleer santralin çevreye etkisi, yeşil binaların ve enerji verimliliğinin desteklenmesi, tarım alanlarını korunması, imar ile ilgili Bakanlık çalışmalarında yaşanan aksaklıklar, yatırımların önünü açacak düzenlemelerin gerekliliği, TBMM’ye sevk edilen Torba Yasada yer alan eser telifleri konusunda duyulan rahatsızlıklar dile getirildi. Plan değişikliği yapılarak sanayi ve depolama alanı olan Serbest Bölge Genişleme Alanının tekrar serbest bölge genişleme alanı olması için destek istendi. Ayrıca inşaat sektöründe uygulanan %1 KDV avantajından dolayı farklı sektördeki firmaların inşaat yapmaya başladığı, bu inşaatların birçoğunun uygun kalitede olmadığını, sorunlu binaların kullanıcılara teslim edildikten sonra daire alan kişilerin, belediyelerin ve kamunun zarar gördüğü, yapı denetim sisteminin düzgün işlemediği ve gerekli denetimlerin yapılması gerektiği Bakan Yardımcısına aktarıldı.
Kentsel Dönüşüm Modern Şehirler Yaratmanın Temeli
Sorunları dikkatle dinleyip not eden Bakan Yardımcısı Balta şunları söyledi: “Sizlerle burada bir araya gelmekten memnun olduğumu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bahsettiklerinizin hepsini not aldım. Bakanlık olarak hem kentleşme hem de çevre konularında çok yol kat ettik. Eksiklerimiz mutlaka var, ama bunları zaman içinde gidererek hizmetlerimizi her geçen gün artırıyoruz. Ülkemizin 2023 hedefleri var. Bu hedef siyasi bir partinin değil, ülkenin hedefleridir. Bu hedefleri gerçekleştirmek için öncelikle enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmalıyız. Her yıl enerji alımına yaklaşık 70 milyar dolar ödüyoruz. Bunun önüne geçmek için nükleer santrallere, yenilenebilir enerji kaynaklarına ve diğer santrallere yatırım yapıyoruz. Yapılan her işlemde denetim yapılması gerekiyor, biz bu denetimleri layıkıyla yapmaya özen gösteriyoruz. Ancak kantarın topuzunu kaçırmamak, insanları bürokratik işlerle boğmamak gerektiğini düşünüyorum. Bakanlık olarak kentsel dönüşüm projelerine oldukça fazla önem veriyoruz. Kentsel dönüşüm şehirlerimizi modern ve yaşanabilir hale getirmek için temel şart. Kentsel dönüşüm için, halkın razı olacağı pilot bölge seçilip uygulama yapılması gerekiyor. Bu uygulamanın sonuçları diğer bölgelerdeki insanlara çok iyi anlatılıp, gösterilip kentsel dönüşümün sonuçları anlatılmalı. Halkımız gördüğüne inanıyor. Bu şekilde kentsel dönüşümün aslında korkulacak bir şey değil tam aksine hem altyapı hem üst yapı anlamında modern şehirler yaratmanın temeli olduğu gösterilmeli. Ayrıca, halkımız bilinçlendirilip ikamet edecekleri, içinde yaşayacakları binayı seçerken nelere dikkat edecekleri anlatılmalı. Burada hem bizlere hem de sizlere, sivil toplum kuruluşlarına büyük görev düşüyor. Satın alırken nispeten ucuz olan bina, kullanım süresi ve kalitesi dikkate alındığında daha pahalıya gelebilir. Yalıtımlı duvarlar, kaliteli malzeme ve işçilik, modern tasarımlar binalara maliyet getiriyor gibi görünebilir ancak sağladığı kullanım koşulları ve kullanım süresi kalitesiz bir binadan daha uygun olduğu görülecektir. Bunun kamuoyuna iyi anlatılması gerekmektedir.”