Son dönemlerde ülkenin, birlik, beraberlik ve kardeşliğini zedelemeye yönelik düzenlenen terör olaylarındaki artış toplumun her kesiminde hassasiyeti üst seviyelere çıkardı. Gerek ülkede gerekse Mersin’de kardeşlik ve huzur ortamının bozulmasına hiçbir parti, kurum ve kuruluşun sessiz kalamayacağı düşüncesinden hareketle, Mersin Milletvekilleri, siyasi parti il başkanları, yerel yönetim temsilcileri, Mersin’deki tüm Oda ve Borsa başkanları bir araya gelerek bir basın toplantısı düzenledi. Ortak basın toplantısıyla tüm kamuoyuna birlik, kardeşlik ve sağduyu mesajı verildi.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut hazırlanan ortak metni okudu. Metin şöyle:
“Değerli Basın mensupları
Hepinizi şahsım ve sözcüsü olduğum Mersin Sağduyuya Çağrı Oluşumu adına saygıyla selamlıyorum.
Bu gün burada Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil edilen siyasi partilerimizin Mersin Milletvekilleri, Mersin Barosu, Belediye Başkanlarımız, Mersin iş dünyasının çatı örgütleri olan tüm Oda ve Borsalarımız, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, Siyasi Partilerin İl Başkanları ve iş dünyasının Sivil Toplum Kuruluşları olarak, son aylarda artan terör olaylarına karşı toplumun sesini duyurmak ve birlikte hazırladığımız ortak metni sizlerle, Mersinlilerle ve tüm Türkiye ile paylaşmak için buradayız.
Özellikle teröre, şiddete ve kardeşliğimizi bozmaya çalışan tüm mihraklara, Mersinlilerin duruşunu ve kararlılığını göstermek için buradayız. Bugün ortaya çıkacak olan fotoğraf belki de onlarca sayfalık bir metinden ve demeçten çok daha anlamlı olacaktır. Çünkü bu fotoğrafta tüm siyasi partilerin desteği var. Bu fotoğrafta Mersin iş dünyasının desteği var. Bu fotoğrafta Anadolu’nun başka başka illerinden kentimize göç eden ve artık Mersinli olan tüm Hemşeri Derneklerinin desteği var. Teröre karşı duruşu, geleceğe ait ortak duyguları var. Bu duygularla şimdi ortak metni paylaşıyoruz;
“Vatanı barış içinde geleceğe taşımak hepimizin görevi”
Değerli Mersinliler, Değerli Vatandaşlarımız,
Hangi etnik köken, din veya mezhep aidiyetine sahip olursak olalım hepimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit vatandaşlarıyız. Tüm milletimizin ortaklaşa verdiği mücadele ile kazanılan bu vatanı, atalarımıza olan minnet borcumuz ve çocuklarımıza olan sorumluluğumuz gereğince barış ve refah içinde geleceğe taşımak her birimizin görevimizdir. Zorluklarla kazanılan bu vatanı geleceğe taşımanın yolu ise tam demokrasiyi tesis etmektir. Evrensel İnsan haklarının getirdiği tüm değerleri her bir insanıma yaşatmak ve hissettirmektir.
Bu anlamda bunu sağlamanın tek yolu ise demokrasinin, siyasetin sağladığı yasal ve barışçıl yolları kullanmaktır. Ülkemiz son zamanlarda artan terör olaylarından büyük acılar yaşıyor. Acıları yarıştıran değil, acıları anlayan bir toplum olarak artık şiddet istemiyoruz. Silahlı mücadelelerle aranan hakların daha büyük haksızlıklara ve sadece acılara neden olduğunu görüyoruz. Terör amaçlı eylemler biterse demokrasi işler; köklü çözümler işte o zaman ortaya çıkar.
“Terör hedefine toplumu birbirine düşürerek ulaşır”
Öte yandan vatandaşlarımıza da bir çağrımız var. Unutmayın terör; askerimizi, polisimizi öldürerek hedefine ulaşamaz. Terör, hedefine toplumu bir birine düşman ederek ulaşır. Toplumda kaos ve kargaşa yaratarak ulaşır. Biz bu tuzağa düşmedik, düşmeyeceğiz. Bundan dolayı tüm vatandaşlarımızı itidale, sakinliğe, kardeşlik ve akrabalık bağlarımızın gereği olan daha çok sevgi ve saygıya davet ediyoruz. Özellikle, gençlerimizi şiddetin bir parçası değil, ülkemizin parlak geleceğinin bir parçası ve katkı koyucu olarak görmek istiyoruz.
“Daha çok kenetlenmek teröre en güzel cevaptır”
Bugün birbirimize daha çok kenetlenmemiz teröre en güzel cevaptır. Yakmak, yıkmak, kentlerde kaos havası verecek ortamlar yaratmak, öfke seli ile aklın ve vicdanın sesine kulak tıkamak bir çözüm değildir. Provokasyonlara izin vermemeliyiz. Bu ülkenin yasaları, kanunları var. Sokaklarımızın cezalandırma yerine dönüşmesine, vatandaşlarımızın kendisini güvenlik güçlerinin yerine koymasına karşıyız.
Acılarımız demokrasinin tüm yolları kullanılarak sonuna kadar yüksek sesle ifade edilmeli ama şiddet kullanmak sadece terörün oyununa gelmektir.
Biz Mersinliler olarak, Hem Anadolu’nun dört bir yanından insanların oluşturduğu bir kent; hem de meclisteki dört siyasi partisinin de temsilcisinin olduğu nadir kentlerden biri olarak; yani küçük bir Türkiye olarak, şiddete teslim olmayacağız ve bu kardeşliğin nasıl yaşandığını bu ülkeye göstereceğiz.
Mersin adına, yüzlerce yılda oluşturduğumuz demokrasimize, birlikte yaşama ve hoşgörü kültürümüze zarar verilmesine izin veremeyiz. Çözüm; şiddetin bitmesi ve silahlı tüm terör oluşumlarının ülkeyi terk etmesidir. Talebimiz silahların değil, fikirlerin konuşmasıdır. Talebimiz; tam demokrasi ile huzur içinde, refah içinde, kardeşçe yaşayan bir Türkiye’dir. 77 milyonun ne bölünmeye, ne parçalanmaya niyeti vardır. 77 milyon insanımız barış istiyor, huzur istiyor, daha nitelikli tam demokrasi istiyor. Yasaların dışında hak aramayı kabul etmiyoruz. Şiddete, kana, öfkeye, silaha hayır diyoruz.
Bu duygularla ortak metnimize son verirken, sözcüsü olduğum tüm kurumlar adına Çanakkale’den Kurtuluş Savaşına ve 2015 yılında içinde özgürce ve huzur içinde yaşadığımız bir vatanı bize armağan eden tüm şehitlerimize Allah’tan Rahmet diliyoruz.
Barış ve kardeşlik adına çaba gösteren herkesi sevgi ve saygıyla kucaklıyoruz. Mersin Sağduyuya Çağrı Oluşumu adına saygılarımızı sunuyoruz.”