Tüm dünyayı etkisi altına alan dijitalleşme ve dijital gelecek kavramları Mersin’de masaya yatırıldı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Avrupa Birliği (AB) Bilgi Merkezi tarafından ‘Türkiye – Avrupa Birliği Dijital Gelecek Forumu’ düzenlendi. Forum’da gelecekte insanlığı nelerin beklediği, gençler ve çocukların geleceğe nasıl hazırlanması gerektiği sorularına yanıt arandı.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Avrupa Birliği (AB) Bilgi Merkezi tarafından Türkiye – Avrupa Birliği Dijital Gelecek Forumu, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger’in katılımıyla düzenlendi. Forumun açılışında konuşan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin medyaya ağırlıklı olarak siyasi seviyede yansıdığına dikkat çekti. “Ancak, Türkiye’de AB Bilgi Merkezi’ne sahip nadir Odalardan biri olarak, biz bu ilişkiyi daha çok teknik boyutuyla, tartışmaların ve anlaşmazlıkların ötesinde, daha çok karşılıklı katkı sunma çerçevesinde ele aldık” diyen Aşut, siyasetin tek başına tartışma getirdiğine ama proje bazlı ortaklıkların karşılıklı kazanım getireceğine dikkat çekti. Tartışanların uzaklaşacağını, ortak iş yapanların ise yakınlaşacağını kaydeden Aşut, “Sanırım iş dünyasının bu ilişkilere en büyük katkısı bu. En sıkıntılı anlarda bile MTSO olarak diplomasi yaptık, lobi yaptık ve karşılıklı kapıları her daim açık tuttuk, ortak projelerimize devam ettik” dedi.
Forum’un da bu anlamda büyük önem taşıdığını belirten Aşut, şöyle konuştu:
“Dünya Endüstri 4.0 gibi yeni üretim devriminin, hatta onun da ötesinde yeni bir yaşam devriminin adımlarını atarken, yani, dijitalleşme ile bugün ülkelerin karşılıklı yaşadığı birçok sorunu, sınırları, gümrük birliğini, vizeleri, iş gücünü ve benzeri birçok sorunu yakın gelecekte anlamsız kılacak bir devrimi dünya yaşarken, artık AB ve Türkiye konuşacak başka şeyler bulmak zorundadır. Dijitalleşme geleneksel üretimi yok ederken, geleneksel ticareti, ihracatı, pazarlamayı dönüştürürken, geleneksel eğitim sistemini anlamsız kılarken, yükselen dijitalleşmenin geleneksel siyaseti yok etmeyeceğini mi düşünüyorsunuz?”
Dijitalleşmenin yakın zamanda tüm dünyada siyasetçilerin gündelik siyasi argümanlarını anlamsız kılacağını vurgulayan Aşut, artık tüm dünyada ortak geleceği dijitalleşme temelinde düşünmek gerektiğini söyledi.
“Huzurun tarafı olmak, savaşın tarafı olmaktan mantıklı”
AB yolunda kararlılıkla yürüyen bir Türkiye olarak Avrupa ne kadar önemli ve değerliyse Avrupa’nın ve NATO’nun Asya’da son durağı olan Türkiye’nin de değeri, güvenliği, huzuru ve kalkınmasının Avrupa için o kadar önemli olması gerektiğini kaydeden Şarafettin Aşut, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’nin sınır güvenliği Avrupa’nın güvenliğidir ve Türkiye’nin teröre karşı yürüttüğü mücadelede Avrupa’nın bize karşı gerçekçi ve teröre karşı net bir politika izlemesi gerekmektedir. Bu, dijitalleşen dünyanın da bir gereğidir.”
2020’de dünyada 50 milyon nesnenin bir biri ile bağlantılı olacağının söylendiğini hatırlatan Aşut, bunun sadece fabrikalar bazında 3 trilyon, genel anlamda ise yaklaşık 8-10 trilyon dolarlık bir ekonomi anlamına geldiğini söyledi. “Yani, Türkiye’nin güneyi dahil olmak üzere, dünyada sorunlu olan tüm bölgelerde huzurun tarafı olmak, kalkınmanın tarafı olmak, inanın savaşın tarafı olmaktan daha mantıklı” değerlendirmesini yapan Aşut, “Kendisine küresel güç diyen, bu iddiada bulunan ülkelerin, AB gibi oluşumu yıllar alan ve bunun için bedel ödemiş birliklerin, kutuplaşmalar yerine, basit siyasetin ayrımcılık yaratan konuları yerine, bu zirvenin konusu olan konulara daha çok odaklanması eminim dünya çapında çok daha büyük bir değer yaratacaktır” dedi.
“Gelecek bugün başladı”
Özellikle bugün gençlerin salonda olmasını önemsediğini dile getiren Şerafettin Aşut, “Çünkü yeni dünyada kas gücü, emek, sermaye değil, bilgi var. Bilgiye dayalı girişimcilik var. Bu anlamda bu yeni dijital dünyanın öne çıkaracağı iki önemli güç gençler ve kadınlardır” dedi. Dijital dünyanın eşitlikçi sisteminden en çok gençler ve kadınların yararlanacağını vurgulayan Aşut, “Ama elbette hazır olurlarsa. Bu nedenle biliniz ki gelecek bugün başladı” diye konuştu.
Berger: “Dijital devrim, sınırları ve mesafeleri ortadan kaldırdı”
Forumun açılışında konuşan Büyükelçi Christian Berger, sözlerine, “Umut ediyorum ki bir gün, insan çevirmenlerin yerine evrensel olarak çeviri yapabilecek olan makineler konuşuyor olacak” diye başladı.
Dijital teknolojilerin, fikirlerin, inovasyonun yaşamın ayrılmaz bir parçası olduğuna dikkat çeken Berger, iş ve kişisel yaşamı geliştirdiğini ve bugünün en önemli sorunlarına çözüm bulma fırsatı verdiğini söyledi. Dijital devrimin coğrafi sınırları ortadan kaldırdığını vurgulayan Berger, “1995 yılında dünya nüfusunun yalnızca yüzde 4'ü ağlara bağlantılıydı, şimdi ise bu rakam yüzde 40'a ulaştı. 1985 yılında Suriye'de ilk diplomatik pozisyonumda bulunuyorken, gazetemin aboneliğini devam ettirebilmek için bankaya mektupla ödeme yapmam gerekiyordu. Ama bugün hem ödemelerimi çevrimiçi olarak gerçekleştirebiliyorum hem de gazetemi çevrimiçi okuyabiliyorum. 1985 yılında hayal bile edemeyeceğimiz şeyleri şu anda gerçekleştirebiliyoruz” dedi.
“Dijital okur-yazarlığı olmamak sosyal dışlanma sebebi”
Dijital yetenekler ve yeterliliklerin aslında okuma-yazma kadar temel yeterlilikler haline geldiğine değinen Christian Berger, şunları söyledi:
“Kodlama ve programlamanın 21. yüzyılın dilleri haline geldiğini ve yeni okur-yazarlık mecraları olduğunu söyleyebiliriz. Hali hazırda bugün dünyadaki işlerin yüzde 90'ı bir derece de olsa dijital okur-yazarlık gerektiriyor. Yani bu da giderek dijitalleşen bir toplum içinde pek çok iş alanında dijital yeterliliğin önemli olduğu anlamına geliyor. Gittikçe dijitalleşen bir toplumda yaşıyorsak da dijital okur-yazarlığı olmamak sosyal dışlanma sebebi görülebilir. Dünyadaki dijital yenilikçi merkezlere ayak uydurmak için gerçekten de iyi donanımlı olmamız gerekir. Bunu yapabilmemiz için de becerilere erişimimiz olması ve aynı zamanda bu becerileri nasıl yenileyeceğimizi bilmemiz gerekir.”
Hedeflere ulaşım için gençlere ve çocuklara yarının iş gücü piyasasına uygun bir eğitim verilerek doğru beceri ve tutumların kazandırılmasının önemine dikkat çeken Berger, bu durumun fırsat kadar sorumluluk da getirdiğini belirtip, gençlerin yeni teknolojiyi öğrenip kullanmalarını sağlamak gerektiğini anlattı.
“AB için Türkiye 5. ticaret ortağı"
Türkiye ile AB ilişkilerine de dikkat çeken Christian Berger, Türkiye ile AB arasında önemli bir ticari diyalog bulunduğunu belirtti.
Türkiye için AB’nin en büyük ticaret ortağı olduğunu, AB için de Türkiye’nin şu anda 5’inci en büyük ticaret ortağı olduğunu kaydeden Berger, “Türkiye, AB işletmeleri için gerçekten de büyük bir yatırım merkezi haline gelmiş durumda. Aynı zamanda Türkiye'nin, AB'nin arz-yönetim zincirine gittikçe daha fazla entegre olduğunu görebiliyoruz. Özellikle otomotiv ve tekstil sektöründe bunu görüyoruz. Bu da Türkiye'de istihdam oluşmasına ve ortalama ücretlerin yükselmesine katkı sağlıyor. Ayrıca artan rekabet tüketicilerin lehine. Türk ürünlerinin daha iyi bir fiyat ve kalitede olmasını sağlıyor."
“Türkiye, pek çok stratejik alanda AB'nin önemli bir ortağı”
Ticaretin ötesinde Türkiye'nin, pek çok önemli ve stratejik alanda AB’nin önemli bir ortağı olduğunu vurgulayan Büyükelçi Berger, “Örneğin burada son zamanlarda yaşadığımız göç olgusundan ve gerçekten de büyük akımlar halinde gelen mültecilerden bahsetmek mümkün. Bunun yanında birlikte çalıştığımız alanlardan biri de eğitim. Hiçbir şekilde kayıp nesil olmamasını istemiyoruz. Tüm çocukların okula gittiğinden emin olmaya çalışıyoruz. Yalnızca okula gitmeleri için değil, daha sonra üniversiteye gitmeleri için de burs konusunda yardımcı oluyoruz. Bu ilişkilerin daha da geliştirilmesini istiyoruz. AB ile Türkiye'nin gerçekten birlikte yapabileceği çok şey var. Hem halklarımız hem de ekonomimiz için yapacak daha çok şey bulunuyor” dedi.
