Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen ‘Vasatlıktan Çıkış İçin İnsan ve Kültür’ temalı 13. İstanbul Sanayi Kongresi’ne Mersin temsilcileri damgasını vurdu. Konya ve Sivas TSO ile ortak katıldığı ‘Nasıl İşbirliği?’ konulu oturumda söz alan konuşmacıların yarıdan fazlasının Mersin Ticaret ve Sanayi Odası temsilcilerinden oluşması dikkat çekti. Mersinli işadamları ve akademisyenler işbirliği konusundaki çalışmalarıyla RİS Mersin Projesini Konya ve Sivaslı meslektaşlarıyla paylaştı.
Bu yıl 13’ncüsü gerçekleştirilen İstanbul Sanayi Kongre’si ilk kez interaktif anlayışla düzenlendi. Kongreyi Mersin Ticaret ve Sanayi Odası; Meclis Üyeleri, Yönetim Kurulu Üyeleri, Genç Girişimciler Kurulu Üyeleri, Kadın Girişimciler Kurulu Üyeleri, Kent Konseyi Başkanı, Çukurova Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri, Platform Başkanları ve akademisyenlerden oluşan kalabalık bir kadro ile takip etti. Açılış konuşmalarının ardından eşzamanlı gerçekleştirilen "Nasıl İnsan?", "Nasıl Üretim?", "Nasıl İşbirliği?" ve "Nasıl Sürdürülebilirlik?" konulu oturumlarda Anadolu’dan gelen TSO temsilcileri söz alarak interaktif katılım gösterdi. Program Demet Akbağ’ın Sermiyan Midyat ile birlikte sergilediği ‘Vasatlıktan Çıkış’ konulu performansıyla devam etti. CNN Türk Ekonomi Müdürü Emin Çapa’nın konuşmacı olarak katıldığı ‘Gelecek Neler Getirecek’ konulu oturumda Çapa, Türkiye’nin başarıya ulaşması, gelişmesi için vasatlıktan çıkması ve yeni teknoloji trendlerini takip etmesi gerektiğini anlattı. ‘Bazen Olmaz. Başarısızlık da Hayatın Bir Parçası’ konulu oturumun moderatörlüğünü ise gazeteci Balçiçek İlter yürüttü. Bu oturumda ise Çalık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık, Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, Borusan Holding CEO’su Agah Uğur ve Teknik Direktör Mustafa Denizli, iş hayatında yaşadıkları başarısızlıkları ve bu durumlar karşısında nasıl hareket ederek çözüm ürettiklerini katılımcılarla paylaştı. Kongre Bilgi Üniversitesi Matematik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Nesin’in konuşmacı olarak katıldığı Hayat Oyundur, Oyun Matematiktir konulu oturumla sona erdi.
Katılımcıların tümü düşüncelerini twetter aracılığıyla paylaşarak interaktif katılım sağladı. Ayrıca toplantıda dikkat çeken bir diğer husus karikatüristlerin konuşmaları çizimlerle görsele dökmesi oldu. Çizimler kongre sonunda fuaye alanında sergilendi. "Nasıl İşbirliği" oturumunda Mersin'in "çıkış yolları"ndan birisi olarak sunulması dikkat çekti.
Bahçıvan: “Türkiye geniş ufuklu anlayışa yönelmeli”
Kongrenin açılış konuşmasını İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan gerçekleştirdi. Türkiyenin yeni ve çok daha geniş ufuklu bir anlayışa yönelmesi gerektiğine inandığını anlatan Bahçıvan, değişime direnenlerin bir yere varamayacağını söyledi. Herkesin hayalinin yüksek katmadeğerli, ileri teknolojiye dayalı, verimli güvenli, dışa bağımlılığı azalan, ürünleri dünya pazarlarında rekabet edebilen bir Türkiye olduğuna değinen Bahçıvan, bunun için üretimde yapısal bir dönüşüm ve sıçrama gerçekleştirilmesi gerektiğini anlattı. Hedeflere el ele vererek ulaşılabileceğine, işbirliği güç birliğiyle sorunların üstesinden gelinebileceğine dikkat çeken Bahçıvan, “Özetlemek gerekirse kısmi ve tekil değişimler sonuç getirmeyecektir. Bütünsel kalkınmaya dayalı, üniversiteden iş dünyasına medyaya kadar tüm çevrelerin birlikte işbirliği yaptığı bir dönüşüm yaşaması sonuç getirir” dedi.
İş kültürü geliştirip ortak hareket edenlerin 21. yüzyılı şekillendirmeye katkı sağlayacağını vurgulayan Erdal Bahçıvan, 13. Sanayi Kongresi’ni de 21. yüzyılın özelliklerini dikkate alarak hazırladıklarını, yeni nesil kongre olarak tasarladıklarını söyledi.
Okyay: “Başarı için ülkenin genel iklimi önemli”
Bahçıvan’ın ardından söz alan İstanbul Sanayi Odası Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay ise kongre konuları arasında yer alan sorulara yanıt vererek konuşmasına başladı. ‘Nasıl İnsan?’ sorusunu "Özgür ve yenilikçi, üretken insan" olarak açıklayan Okyay, ‘Nasıl Üretim?’ sorusuna ise “Yenilikçi, katmadeğeri yüksek ve rekabetçi üretim” diye yanıt verdi. Bodur’un ‘Nasıl Sürdürülebilirlik?’ sorusuna yanıtı ise “Kapsayıcı, kurallı ve inovatif” şeklinde oldu.
Konuşmasında bir ülkenin ve ülke insanının başarılı olabilmesi için kişinin becerileri yanında ülkelerin genel ikliminin de büyük önem taşıdığını vurgulayan Okyay, şunları söyledi:
“Türkiye tarihi ile gelenekleriyle insan potansiyeli, gelişim becerisi ve üretim gücüyle önemli bir ülke. Uzunca bir süredir bu kongrelerde ele alınacak konular üzerinde tartışıyor, konuşuyoruz. Şimdi yeni bir atılım dönemine girmemiz kaçınılmaz. Çok vakit kaybettik. Ülkemizin neden halen dünyada tanınan markası yok Aziz Sancar, Nobel Bilim Ödülü alarak bizi onurlandırmışken neden bizim üniversitelerimizden Nobel Bilim Ödülü’ne aday bilim insanı çıkmıyor? Neden dünya ölçeğinde icatlar yapamıyoruz çünkü sistemimiz sorunlu. Steve Jobs eğer bizim ülkemizdeki sisteme doğsaydı bu kadar başarılı olabilir miydi? Benim cevabım hayır. Çünkü Jobs’a başarı hikayesini yazdıran sistemi Türkiye’de kuramadık. Bireysel başarılar elbette önemli ama ülkelerin genel iklimleri de başarıda büyük rol oynuyor.”
Vasatlıktan çıkmak için daha fazla sıra dışı başarı hikayesi çıkarılması gerektiğine dikkat çeken Okyay, bunu sağlayacak eko sistemin kurulması gerektiğini söyledi.
“İnsan ömrünün iki katına çıktığı günler düşünülerek çalışılmalı”
Dünya genel profiline yönelik çalışmaların büyük ilerleme gösterdiğini anlatan Zeynep Bodur Okyay, ortalama yaşam süresinin bugünün iki katına çıkacağının düşünüldüğünü söyledi. Hazırlıkların da bu doğrultuda sürdürülmesi gerektiğini kaydeden Okyay, insan ömrü 140 yıla uzarsa nasıl bir eğitim verilmesi, çalışma düzeninin nasıl olması, nasıl bir sosyal güvenlik sistemi oluşması gerektiğinin tasarlanmasıyla başarının geleceğini, bunu düşünerek hareket eden ülkelerin başarıya ulaşacağını anlattı. Bu konuşulanların ütopik görülebileceğini dile getiren Okyay, “Geçmişte ütopik olarak adlandırılan birçok konu bugün bir bir hayata geçiyor. Bu nedenle bugün konuşulanlar da ütopik görülmeden hareket edilmeli” ifadelerini kullandı.
Nasıl insan?
İlk oturumda başarı için Nasıl İnsan? Sorusuna yanıt arandı. Bu bölümde özellikle eğitimde önemli başarılara imza atan Finlandiya’dan temsilciler başarı hikayelerini anlattı. Moderatörlüğünü İndeks İletişim Yönetim Kurulu Başkanı Yaprak Özer’in gerçekleştirdiği oturumun konuşmacıları Finlandiya Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Risto E.J Penttila ile Helsinki Üniversite Öğretim Üyesi Prof. Hannele Niemi oldu.
Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Pentilla konuşmasında ülkelerinde başarıya ulaşmanın sırlarını açıkladı. Başarılarının sırrını dört madde toplayan Pentila, “İlk sırada kadınların iş gücüne dahil edilmesini söyleyebilirim. Bugün Avrupa’da önemli bir ortalamaya sahibiz. İkincisi yeni teknolojilerle sanayiyi buluşturmamız, üçüncüsü iseherkes için eğitim verilmesi. Öğrencinin zeki olmasından ziyade öğretmenin zeki olmasına önem verilmesi ve son olarak kurumlarımızda çok fazla hiyerarşi olmaması” dedi.
Helsinki Üniversitesi Öğretim Üyesi Hannelle Niemi ise Eğitim sistemlerinin fırsat eşitliği temeline oturtulduğunu ve her bölgenin kendi yapısına uygun esnek eğitim sistemleri geliştirdiklerini anlattı. Öğretmenlerine çok güvendiklerini ve öğretmen eğitimi ile kalitesine büyük önem verdiklerini vurgulayan Niemi, standart bir sınav sistemlerinin ise bulunmadığını ifade etti.
“İşbirliği için önce güven gerekiyor”
"Nasıl İşbirliği"konulu oturumda ise Mersin, Konya ve Sivas TSO temsilcileri görüşlerini bildirdi. NTV Spikeri Seda Öğretir ile Vatan Gazetesi’nden Ali Ağaoğlu’nun moderatörlüğü üstlendiği oturuma Mersin katılımcıları damgasını vurdu. Söz alan katılımcıların yüzde 80’inin Mersin’den olması dikkat çekerek salondan büyük alkış aldı. Toplantı sonunda işbirliğinin Türkiye’de sağlanamamasının nedenleri şu başlıklar altında özetlendi:
“Önce güven. Ya güvensizliğin riski ya da güvenmenin maliyetini tercih edeceksiniz.
KOBİ’ler birleşmeli. Dünya da bu birleşime zorluyor
Her işbirilği faydalı değildir. Yıkıcı rekabet değil tamamlayıcı olunmalı. Herkesin aynı olduğu bir yerde başarı gelmiyor. Aşure gibi 10 ürünü bir arada sunmak önemli olan.
Samimi değiliz, aç gözlüyüz, ülkemizde etik kültür güçlendirilmeli.
Nimeti alıp külfeti öteleyen kültürle iş yapamayız.”