MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI
Türkçe English
MTSO 13. Yıl
ÇAĞRI MERKEZİ 0850 304 33 33
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin Cennet Cehennem

Geleceğin teknolojileri MTSO’da tanıtıldı 14.02.2018 tarihinde yayınlandı

Endüstri 4.0 ve Geleceğin Teknolojileri Tanıtım Günü etkinliği kapsamında sanayiciler ve geleceğin teknolojilerini kullanacak üniversite öğrencilerine robotik kollar (kuka), 3D tarayıcı ve yazıcılar, tekstil sanayide kullanılan nano-teknoloji cihazları, savunma sanayide her geçen gün kullanım alanı artan drone teknolojileri  tanıtıldı. Tersine mühendislik uygulamaları ile katılımcılara yeni nesil teknolojileri deneme fırsatı sunuldu. 


Geleceğin teknolojileri MTSO’da tanıtıldı

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) tarafından yürütülen Avrupa İşletmeler Ağı Projesi kapsamında ‘Endüstri 4.0 ve Geleceğin Teknolojileri Tanıtım Günü’ düzenlendi. Etkinlik kapsamında tersine mühendislik ve Endüstri 4.0 çözümlerine yönelik sunumlar gerçekleştirilip katılımcılara fuaye alanında yeni nesil teknolojileri bire bir inceleme imkanı sunuldu. 
Seminerin ilk konuşmacısı Kuka Robotics Endüstri Segment Müdürü Mehmet Yenilmez, ‘Robotik Teknolojinin Geleceği ve Sanayi Üretim Süreçlerine Etkisi’ konulu sunum gerçekleştirip Kuka Robotik Kol örneğini anlattı. Endüstri 4.0 kavramının 2013-2014 yılında ilk çıktığında bir pazarlama argümanı mı yoksa bir dönüşümü mü anlattığını tam olarak tahmin edemediklerini kaydeden Yenilmez, gelişen teknoloji ile bugün gelinen noktada büyük bir dönüşümün yaşanmaya başladığını gördüklerini söyledi. Kuka olarak yol haritalarını bu dönüşümü görerek çizdiklerini dile getiren Yenilmez, “Kuka artık robot üreticisi bir firmanın ötesine geçmeye başladı” dedi. Ürünlerini daha fazla makineleştiklerini, dijitalleştiklerini, bu sayede robotların daha fazla insanlarla iletişimde bulunmasını sağladıklarını kaydeden Yenilmez, “Öncelikle aktif robot üretip satmıyoruz. Sistem satıyoruz. Talebe özel sistem geliştiriyoruz. Bir ürünü satmaktan öte kullanıcının ihtiyaçları doğrultusunda danışmanlık hizmeti veriyoruz” ifadelerini kullandı. 

“Günümüzün petrolü Data”
Büyük bir dönüşüm başladığını ve oluşan dataların artık petrol kadar değerli görüldüğünü vurgulayan Mehmet Yenilmez, yapay zekanın ise elektriğin keşfi kadar önemli görüldüğünü anlattı. Artık mekanik ürünlerden daha kapsamlı yapılara geçildiğini dile getiren Yenilmez, şunları söyledi: 
“Robotlar artık birbiriyle ya da etrafındaki sistemlerle haberleşiyorlar. Eskiden siber kinetik bir yapı tasarladığımızda bir taraf mekanik, bir taraf elektronik ve onun içinde bir yazılımdan bahsediliyordu. Tasarladığımız sistem ise bunların kesişim kümesiydi. Bugün ise farklı sistemler tasarlıyoruz. Genel olarak sistem içinde yazılımın ana başlık olduğu, ana çerçeveyi belirlediği, onun yanında mekanik, elektronik sistemlerin olduğu ve yetmeyip devamının geldiği sistemler. Daha fazla internet, daha kapasiteli bilgisayarlardan bahsediyoruz. Günümüzde buna bir de servis ekleniyor. Bakım, servis konseptinin de dâhil olduğu sistemler.” 

“Sanal gerçeklik hayatımızın içinde”
Artık robotlarda programlamanın ötesine geçilmesi gerektiğini kaydeden Mehmet Yenilmez, dijital ikizler yaratarak sanal gerçeklik içinde sistemleri kurgulayabildiklerini söyledi. Robotlara dokunarak onun programını yaratabildiklerini belirten Yenilmez, robotla iç içe sanal bir gerçeklik içinde bulunarak tüm sistemleri tasarlama ve kurguluma imkanı yakaladıklarını anlattı. Yenilmez, robotların günlük hayata daha fazla girmesinin ise programlamadan geçtiğini söyledi. 
Ancak güvenlik sorunu ile karşılaştıklarına dikkat çeken Yenilmez şöyle konuştu: 
“Robotları bugün hem günlük hayatımızda hem de endüstride daha fazla görebilirdik. Ama karşımıza çıkan en önemli sorun güvenlik. Robotlarla ilgili ilk temel kural insan güvenliği. Bunu aşmadan diğer aşamalara geçebilmemiz imkansız. Güvenli kılmak için ilk olarak kontrollü bir çevrede çalışmak gerekiyor. Bunu başarınca robotlarımıza daha fazla bilişimsel kabiliyet kazandırıp günlük hayatımızda daha fazla yer verebileceğiz. Bu öncelik endüstriyel üretimde de her zaman devam edecek. Hayatımıza daha fazla otomatize edilmiş sistemler katmayı sürdüreceğiz.”

“Robotun yardımcı bir asistan olduğunu anlamalıyız”
İnsanlar ve robotların farklı olduğuna, robotun insana yardımcı birer asistan olduğunun anlaşılması gerektiğine de dikkat çeken Mehmet Yenilmez, robotların insanların işlerini kolaylaştıracak şekilde planlanmasının büyük önem taşıdığını söyledi. Robotların sabit bir noktada üretim yapabileceğini ama üretim içindeki parçaların taşınması, nakliyesi için de robotun hareket edeceği platformlar oluşturulması gerektiğini belirten Yenilmez, “Günlük hayatımızda şoförsüz araçlar ne kadar önemliyse üretim alanlarında da bu ulaşımın insansız yapılabilmesi önemli. Bu sistemlerin akıllı olması da önemli. Bir aracı mobil platformda gezdirince o bölgenin haritasını çıkarabiliyor olmalı. Böylece robot bu harita ile kendisi karar verip yönünü belirleyebilmeli” dedi. 
Bu sistemlerle günlük, aylık, yıllık raporlar çıkarılarak hataların izlenebileceğini, sistemin doğru çalışıp çalışmadığının kontrol edilebileceğini anlatan Yenilmez, “Bu konu yapay zekanın devreye girmesi ile bir adım daha ileri taşınabilir. Hataları gözlemlemekle kalmayıp sistemlerin buna reaksiyon vermesini de sağlayabilirsiniz. Bu noktada topladığınız datalar önemli” diye konuştu. Robotların çalışması ile birlikte takip imkanının da başladığını vurgulayan Yenilmez, “Eğer sistem bu hareketlerde bir değişiklik algılarsa bir hata oluşacağı yönündeki varsayımdan hareketle henüz bir arıza yaşanmadan servisten sorumlu kişinin telefonuna durumu iletip önlem almasını sağlayabilir. Bu da üretimde önemli avantajlar sağlayabilir” ifadelerini kullandı. Yenilmez sözlerini, çalışmalarında koruyucu bakımı geliştirmeye, henüz sorun yaşanmadan çözüm yollarını aramaya ağırlık verdiklerini vurgulayarak tamamladı. 

Çalık: “Tasarımlarınızı sanal ortamda hayata geçirebilirsiniz”
Infotron Satış Yöneticisi Elif Emir Çalık ise seminerde Endüstri 4.0 teknolojilerinden 3 D Yazıcı ve VR Sistemleri’ni (sanal gerçeklik) anlattı. Dijitalleşme, otomasyon, bulut sistemleri gibi Endüstri 4.0 ile ilgili kavramlarının tümünün birbiriyle bağlantılı olduğuna dikkat çeken Çalık, her birinin her geçen gün geliştiğini, kendisini yenilediğini söyledi. 1994 yılından bu yana 3 boyutlu teknolojiler üzerine faaliyetlerini sürdüren bir mühendislik firması olduklarını kaydeden Çalık, “Bundan 15 sene önce birçok orta ve küçük ölçekli işletmede 3 boyutlu modelleme kavramı yoktu. Bugün ise gençlerin hangi alanda faaliyet gösterirse göstersin katı modelleme programlarını bilmeleri gerekiyor” dedi. Katı modellemelerin bugün kullanılan 3D ve sanal gerçeklik teknolojilerine doğru evrildiğini belirten Çalık, sistemi şöyle anlattı:
“Etkileşimli sanal gerçeklikte 3 boyutlu datalar nasıl kullanılıyor? Etkileşimli sanal gerçeklik demek bilgisayarlar tarafından yaratılan dinamik bir ortamda istediğiniz ürünlerle fiziksel olarak var gibi etkileşebilmeniz demek. Kişiler gözlükleri takınca fiziksel olarak oluşturulan ortamı 3 boyutlu olarak algılıyor ve etkileşiyor. Örneğin oluşturulan ortam içindeki bir objeyi elindeki aparatla kaldırıp, inceleyip tuşuna basabiliyor. Bir robotun kontrol ünitesindeki başlatma tuşuna sanal olarak basıp çalıştırabiliyor. Böylece dijital olarak tasarladığınız konuları fiziksel olarak yaşayabilir hale getirebiliyorsunuz” 

“Personelinizi sanal ortamda eğitebilirsiniz”
İşe yeni alınan bir kişinin eğitiminde sanal gerçekliğin büyük fayda sağladığına dikkat çeken Elif Emir Çalık, bu sayede üretimin durdurulmadan sanal ortamda makinelerin kullanımının öğretilebileceğini, sınav ve değerlendirmelerin yapılabileceğini anlattı. Bu teknolojinin hızla geliştiğini ve yakın gelecekte evlerde sevilen bir filmin ya da izlenen bir maçın statta oturup izliyor gibi takip edilebileceğini kaydeden Çalık, “Bu da yanınızda başka şehirdeki birini görüp konuşabiliyor gibi etkileşebileceksiniz anlamı taşıyor. Teknolojilerin gitti yol burası” dedi.
Bu teknolojinin endüstride montaj demontaj senaryolarının çalışılmasında, servis edilebilirlik analizlerinin çalışılmasında büyük fayda sağlayacağını vurgulayan Çalık, gözlüklü sisteme ek olarak grup çalışmalarına imkan tanımak, bireylerin fiziksel etkileşimlerini gerektiren eğitimler verebilmek adına perdeli sistemlerin bulunduğunu da anlattı. 
Özellikle çok parçadan oluşan üretimlerin yapıldığı savunma sanayi, otomobil üretimi gibi alanlarda bu sistemlerin çokça tercih edildiğini dile getiren Çalık, bu sayede sanayide üretime geçmeden önce hataların sanal ortamda tespit edilerek ciddi kazanımlar elde edilebildiğini söyledi. 

“Üretimde tasarımın şekli değişiyor”
Üretim ve tasarım konularına da değinerek 3 D yazıcıların imkanları hakkında bilgi veren Elif Emir Çalık, özellikle 40 – 50 adet gibi az sayıda ürüne ihtiyaç duyulan durumlarda bu sistemin kullanılmasının önemine değindi. Bu sistemle enjeksiyon kalıbı yapma zorunluluğunun ortadan kalktığını vurgulayan Çalık, plastik, metal gibi farklı malzemeler kullanılabildiğini anlattı. 
3D yazıcılar ile katmanlı imalat yapıldığını belirten Çalık, hazır birleştirilmiş, tek seferde montajlı üretime de imkan tanındığını söyledi. Geleneksel üretimde parçaların ayrı ayrı üretilip montajının yapılması gerektiğini ifade eden Çalık, “Mevcut sistemde tasarımlarımız geleneksel üretim yöntemlerinin imkanlarıyla sınırlı. Tasarladığınız bir şeyi nasıl üretebileceğinizi de düşünmeniz gerektiği için üretimi mümkün olmayacak tasarımları yapmıyorsunuz. Ancak bu sistemle geleneksel üretimin duvarlarının kırılması sonsuz bir tasarım imkanı da getiriyor” değerlendirmesini yaptı. Bu sistemlerin daha yaygın kullanılması ile tasarım ve düşünce sistemlerinin değişmeye başlayacağını ve buna topoloji optimizasyonu denildiğini kaydeden Çalık, üretimin sınırı olmayacağından hafifletilmiş, mukavemeti artırılmış, geometrinin önemli olmadığı tasarımların başlayacağını bildirdi. 

Akın: “Tersine mühendislik bir süreç”
Infotron Uygulama Mühendisi Serhan Akın ise Tersine Mühendislik kavramı hakkında bilgi verip kullanım alanlarını anlattı. Tersine mühendisliğin bir süreç olduğunu ve birden fazla parçadan oluştuğunu belirten Akın, ilk olarak modelleme yapılabilmesi adına bir ölçüye ihtiyaç duyulduğunu söyledi. 
Üretilmek istenen bir ojenin dijital bir datası yoksa mevcut bir modelden ölçü alınması ya da sıfırdan çizilmesi gerektiğini anlatan Akın, “Eğer elimde referans alabileceğim bir modelim varsa işim çok hızlanıyor. Rahatlıkla kısa sürede tarayarak tersine mühendislik yapıp kalite kontrolünü gerçekleştirebiliyorum” diye konuştu. 
İlk olarak yüzey taraması yaparak ölçülerin alındığını kaydeden Akın, ardından bilgisayar üzerinde oluşan dijital fotoğraftan çeşitli noktalar alıp bu referanslarla daha büyük boyutlu üretim yapılabildiğini, katı ya da yüzey modellemeye geçilebildiğini söyledi. 
Bu sistemin otomobil üretiminde, savunma sanayinde, makine kalıp sanayinde sıkça kullanıldığını dile getiren Akın, aynı zamanda arkeolojik kazılarda kültür sanat alanında eserlerin kaybolmadan dijitalleşmesinde kullanılabileceğini de belirtti. 
Akın ardından sahnede uygulamalı tersine mühendislik uygulaması gerçekleştirerek katılımcıların daha detaylı fikir sahibi olmasını sağladı.

 



Sayfa gönderiliyor. Lütfen bekleyiniz

ARKADAŞINA GÖNDER