Medyanın sorunlarının masaya yatırıldığı, dijitalleşmeye paralel evrilen yeni medya düzeninde sektör temsilcilerinin nasıl ayakta kalabileceğinin tartışıldığı 'Medyanın Geleceği' konulu panelde güçlü ve doğru hikaye anlatımının değeri ön plana çıktı. Hikayeciliğin gücünün arttığı yeni bir sürecin başladığına dikkat çekilen panelde, sektörün önümüzdeki süreçte yok olmayacağı, sadece iletişim kaynaklarının değişmesiyle birlikte mecra değiştireceği vurgulandı. Sektör temsilcilerinin artık her konuda bilgi sahibi olması, bilgi birikimini doğru şekilde, doğru hikayelerle sunması gerektiği belirtildi.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Mersin Gazeteciler Cemiyeti işbirliğinde 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla 'Medyanın Geleceği' konulu bir panel düzenlendi. Dünya Gazetesi Mersin Temsilcisi Fahriye Kutlay Şenyurt moderatörlüğünde düzenlenen panelin konuşmacıları Habertük TV Program Yapımcısı Veyis Ateş, Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Senem Duruel Erkılıç ile Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Rüstem Kaya Tepe oldu. Panelde Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, Toros Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ahmet Özer, TRT Çukurova Bölge Müdürü Sabahattin Kahraman ile Basın İlan Kurumu Mersin Şube Müdürü Çetin Oranlı da basın mensuplarını yalnız bırakmadı.
Açılışta konuşan MTSO 29 No'lu Kırtasiye Matbaa, Reklam Ajansları ve Basın Yayın Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Turgay Demirtaş günün anlam ve önemini belirtti. Ardından söz alan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, halkın haber alma özgürlüğüne dikkat çekerek, "Özgürlüğümüz ne kadar çok artarsa demokrasimiz de hayatımız da kolaylaşır iyileşir" dedi. MTSO Meclis Başkanı Hamit İzol ise kendisinin de sektör içinde yer aldığını belirterek gerek çalışanların gerekse medya kuruluşu sahiplerinin yaşadığı sıkıntılara dikkat çekti.
Ateş: "Oyun bitti"
Habertürk TV Program Yapımcısı Veyis Ateş, sözlerine, "Maalesef oyun bitti. Geleneksel medyada oyunun sonuna geldik" diyerek başladı. Artık haberin gazetelerden değil 140 karaktere sıkıştırılmış tiwitter'dan alındığını kaydeden Ateş, dijitalleşmenin sektörü zorlamaya önümüzdeki süreçte de devam edeceğini, bunun önüne geçilemeyeceğini söyledi. Yalnızca yerel değil yaygın basında da aynı sorunların yaşandığına işaret eden Ateş, "Adını halen tam olarak koyamadığımız yeni bir gelişme üzerimize üzerimize geliyor ve ben de en az sizler kadar tedirginim" dedi. Habertürk'ün gazeteyi kapatan ilk kurum olduğunu hatırlatan Ateş, televizyonların biraz daha bu olumsuz gidişata direneceğini düşündüğünü söyledi. İnternet gazeteciliğinin de henüz çok karmaşık olduğunu ancak önümüzdeki süreçte burada da taşların oturacağına inandığını kaydeden Ateş, "Mevcut durumda bilgi kirliliği çok fazla. Gazeteci şüphe duyan ve sorgulayan kişidir. Bu nedenle sosyal mecradan duyduğumuz hiçbir bilgiye onaylatmadan inanmamalıyız. Önümüzdeki süreçte internet gazeteciliğinin de yasal bir zemine oturacağına, haberturk.com'da çalışan bir kişinin de ben muhabirim ya da editörüm diyerek sarı basın kartı alabileceğine inanıyorum. Bunlar sağlanırsa bu mecra da düzene girecektir" değerlendirmesini yaptı. Ateş, Türkiye'de haberciliğin nasıl düzeleceği sorusunu ise, "Halkımız cinayet haberlerini çok izlemeyip prim vermediği gün habercilik düzelir. Aksi halde reyting alan her kötü olay haber olmaya devam eder" yanıtını verdi.
Erkılıç: "Önemli olan doğru sözü üretebilmek"
Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Senem Erkılıç ise içerik üretim ve tüketiminin tamamen değiştiğine dikkat çekerek, "Artık günümüzde fotoğrafı çeken ve bunu paylaşan çok sayıda insan var ama herkes gazeteci midir? Tanıklık eden ile gazeteci ayrılmalı. Editoryal süreç, bu sürecin nasıl yorumlanacağı ve ne zaman paylaşılabileceği konusunda öngörü sahibi olan kişidir gazeteci. Doğru sözü üretebilmektir. Biz buna ilişkin çalışmaların yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz" dedi. Gazetelerin farklılaşabileceğini ancak araçlar değişse de üretimin değişmeyeceğini kaydeden Erkılıç, kullanılan araçlar değişse de anı yakalama çabasının içeriğin değişmeyeceğini anlattı. Dijital medyanın artık hayatın her alanına girdiğini hatırlatan Erkılıç, "Bu yaşananlar iletişim fakülteleri için bir fırsat. Doğru içerik üretimi ve araçların doğru kullanımı için iletişim fakültelerinin daha etkin kullanılacağı bir döneme ilerliyoruz" dedi.
Yapılan çalışmaların, yayınların artık çok daha rahat duyurulabildiği bir sürecin başladığını hatırlatan Erkılıç, "Çok da karamsar olunmamalı. Kalabalık bir yığın var, ortada çok fazla bilgi var. Bunların hepsi bir yerde toplanıyor. Bu dönemde kendisini sıyırabilen, özgün ve kendisine ait üretimi olan öne çıkacak. Hikaye anlatın. Bu dönemde hikayecilik önemli. Eskiden tarih anlatıcılarının önemli olduğu yıllara geri dönüş başlıyor. Gazetecilik de hikaye anlatımının öneminin arttığı bir döneme evriliyor" değerlendirmesini yaptı.
Tepe: "Sektör arafta kaldı"
Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Rüstem Kaya Tepe ise dijital gelişmelerle birlikte yerel medyanın da artık internet paylaşımlarıyla yaygın medyaya dönüştüğüne dikkat çekti. Ancak bu dönüşümün sektörü rahatlatması gerekirken sıkıntılarını artırdığını kaydeden Tepe, "Yerel düşünüp hareket etsek, internet üzerinden yaptığımız yayınlar ulusalda izleniyor. Ulusal düşünerek hareket etsek yerelde sorun oluyor. İçerik üretmekte sıkıntılar başladı. Aynı şekilde kitle iletişim araçları çeşitlenip artınca herkes bir şekilde gazeteci olmaya başladı. Sektörümüzde ciddi sorunlar yaşanıyor. Bir karmaşanın başladığı, sektörün arafta kaldığı bir süreçten geçiyoruz" dedi.
Maddi yönden sorunlar bulunduğuna, reklam pastasının daraldığına da değinen Tepe,"İşinize yatırım yapamıyorsunuz. Personele yeterli maaş ödeyemiyorsunuz. Bu durumda iyi personel bulmak zor. Öğrenciler mezun olunca yerelde çalışmak istemiyor, usta çırak ilişkisiyle birilerini yetiştiriyorsunuz ama yaşları ilerleyip geçim derdine düşünce çalışmak istemiyorlar. Ciddi sorunlar var ve sektörün sıkıntıları her geçen gün artıyor" dedi.
Panel plaketlerin verilmesi ve toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.
