MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI
Türkçe English
MTSO 13. Yıl
ÇAĞRI MERKEZİ 0850 304 33 33
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin Cennet Cehennem

Dezenformasyonun, gazetecilik üzerindeki etkileri konuşuldu 03.07.2020 tarihinde yayınlandı

Türkiye’de AB Bilgi Merkezleri Ağı’nın Desteklenmesi Projesi kapsamında, Mersin AB Bilgi Merkezi tarafından, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan moderatörlüğünde, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger’in katılımlarıyla ‘Dezenformasyon Çağında Gazetecinin Rolü’ webinarı yapıldı. Çevrimiçi konferansta, doğruluğu kanıtlanmamış bilginin, ‘bilgi’ olmadığı vurgulandı.


Dezenformasyonun, gazetecilik üzerindeki etkileri konuşuldu

Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Aslıhan Ardıç Çobaner, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Yılmaz Karaca, Gazeteci ve teyit.org’un Kurucusu Mehmet Atakan Foça’nın da konuşmacı olarak katıldığı çevrimiçi konferansta, gazetecilik mesleğinin bir kamu hizmeti olduğu ve dezenformasyonla uyuşmadığına dikkat çekildi. Hem gazetecilerin hem de içerik tüketicilerinin dezenformasyona karşı, medya okuryazarlığı oranının çoğaltılması gerektiğinin aktarıldığı webinarda, AB Türkiye Delegasyonunun güvenilir içerik üretimi konusundaki, dezenformasyonla mücadeledeki destekleri de paylaşıldı. 

Kızıltan: “Dezenformasyon çağında gazetecilerin işi çok meşakkatli”
Konferansın açılış konuşmasını yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, çağın en önemli değerinin bilgi olduğunu belirterek, her şeyin bilgi ve bilim ışığında üretildiğini söyledi. Yanlış ya da art niyetli bilginin, farklı sonuçlara neden olabileceği için doğru bilginin verilmesinin önemine dikkat çeken Kızıltan, gazetecilerin doğru bilgiyi sunmadaki rolünün büyük ancak dezenformasyon çağında çok meşakkatli olduğunu belirtti. 

“Dezenformasyona itibar etmeyin”
Webinarla birlikte, doğru bilginin yayılması konusunda bir farkındalık oluşturmayı ve dezenformasyonla mücadeleye katkı sağlamayı hedeflediklerini aktaran Kızıltan, doğruluğu teyit alınmış bilgi ve haber kanallarının çoğalması gerektiğine işaret etti. Gazetecilik mesleğinin dezenformasyonun yayılmasında araç olarak kullanıldığına dikkat çeken Kızıltan; “Artık insanlar, inanmak istediği haberleri takip ediyor. Herkes hoşuna gidecek tarzda haberler dinliyor, izliyor ya da okuyor. Medyada bu durumu bildiği için, beğeni toplayan haberlere yöneliyor. Yani halk medyayı buna yönlendiriyor. Bu nedenle dezenformasyona itibar etmeyin” şeklinde konuştu. 

Berger, “Çarpıtılmış bilgi ile basın özgürlüğü uyuşmaz”
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, doğruluğu kanıtlanmamış bilginin, bilgi olmadığını söyledi. Yanlış bilginin ise kamu düzenini bozacağını vurgulayan Berger, “Çarpıtılmış bilgi ile basın özgürlüğü uyuşmaz, gazeteci kamuoyunu doğru bilgilendirmekle yükümlüdür. Gazetecilik, demokrasinin olmazsa olmazıdır” dedi. 

“Anlatılan doğru bilgiler, yanlış bilgileri ortadan kaldırır” 
Gazetecilerin dezenformasyonla mücadelesinde, niteliğin ve güvenirliğin artması adına destekleyici projeler yürüttüklerinden bahseden Berger, bu sayede anlatılacak doğru bilgilerin, yanlış bilgileri ortadan kaldıracağını belirtti. Son zamanlarda teyit etmekle sorumlu medya örgütlerinde bir artış gözlemlediklerini aktaran Berger, ‘teyitçi’ diye nitelenen bu örgütlerin, 60 ülkede 230 civarında rakamlara geldiğini bildirdi. Genç gazetecilere yönelik çalışmalarına değinen Berger, gençlerin dezenformasyon konusunda umulandan fazla farkındalığının bulunduğunu kaydetti. Pandemi sürecinde dezenformasyon içeriklerinin yükselişe geçtiğine işaret eden Berger, Avrupa’da stratejik iletişimde doğru enformasyona odaklandıklarını ve şeffaflığa önem verdiklerini sözlerine ekledi.  

Çobaner: “Gazetecilik bir kamu hizmetidir"

Dezenformasyon kavramının tanımını açıklayan ve tarihi gelişimi hakkında bilgi aktaran Mersin Üniversitesi (MEÜ) Gazetecilik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Aslıhan Ardıç Çobaner, üç aşamada gerçekleşen dezenformasyonun; haberden önceki ilk aşama, yayınlama süreci ve son aşama, bireylerin tutumlarını ve karar vermelerini etkilemesiyle son bulduğunu kaydetti. Kamu hizmeti olan gazeteciliğin dezenformasyonla uyuşmadığını vurgulayan Çobaner, son zamanlarda haberciliğin değerlerinin değiştiğine vurgu yaptı. Yeni medyanın dezenformasyonun yayılmasını hızlandırdığını söyleyen Çobaner; “Haber değeri, daha hızlı daha kışkırtıcı daha çok beğeni almaya yönelik olarak gelişti. Sosyal mecraların çok kullanılması, yanlış bilginin yayılmasını arttırmakta. Buna karşılık, doğrulama medyalarının da sürece dahil olduğu bir dönemdeyiz” diye konuştu. 

“Gençler, haberleri sosyal medyadan takip ediyor”
MEÜ’de iletişim öğrencileriyle yaptıkları bir araştırmadan söz eden Çobaner, gençlerin yüzde 61 oranında haberleri sosyal medya üzerinden takip ettiğini söyledi. Buna rağmen gençlerin, sosyal medyadaki haberlerin, geleneksel medyaya oranla daha az güvenilir bulduğunu bildiren Çobaner, tüketim alışkanlıklarının haber takip mecralarını değiştirdiğini bu nedenle hem mesleki alanda hem de tüketiciler bazında medya okuryazarlığının yaygınlaştırılması gerektiğini ifade etti. 

Karaca: “Son dört yılda binin üzerinde gazete kapandı”
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Yılmaz Karaca, gazeteciliğin geldiği konum hakkında bilgi sunarak, mesleğin sürdürülebilirliğinden bahsetti. Anadolu basınının uzun zamandır sıkıntıda olduğunu vurgulayan Karaca, son dört yılda binin üzerinde gazetenin kapandığını bildirdi. Bu zor süreç içerisinde gazetecilerin dezenformasyonla mücadelesinin iyice zorlaştığını dile getiren Karaca; “Özellikle kamu kurumlarında haber doğrulama neredeyse imkansız. Dezenformasyon çağında hızlı haber yayılımını göz önüne alırsak, haberi doğrulamadan yayınlama, haberi teyit etmenin önüne geçiyor. Sosyal medya yasasının çıkmasını, bu anlamda önemli bir karar olarak görüyoruz” dedi. 

“Basını tekelden kurtarmamız gerekiyor”
Yazılı basının, ajans haberciliğini yani hazır haberciliği bırakarak, özel haberlerle haberciliği kendilerinin yapması gerektiğine dikkat çeken Karaca, “Eğer haber ajanslarına abone değilseniz, sizin haberlerinize yer vermiyor. Mutlaka gazeteler kendi servisleriyle daha aktif çalışmalıdır. Bu konuda mücadele edip, haberciliği kendimiz yapmalıyız” diye konuştu. 
Öte yandan yazılı basının dağıtım tekeliyle de mücadele ettiğinden de bahseden Karaca, “Türkiye’de basın tekelin elinden kurtulamazken bir de dağıtım tekeli baş gösterdi. Bir tek dağıtım ağı kaldı. Bu dağıtım tekelini kırmamız gerekiyor” dedi. 
İletişim okullarının sayısının azaltılıp, kalitelerinin artırılması gerektiğine de dikkat çeken Karaca, medyanın özellikle iletişim mezunlarını değerlendirmesi ve staj imkanı sağlaması gerektiğini vurguladı. Gazete sahiplerinin büyük oranda iş insanlarının oluşturduğuna da işaret eden Karaca, medyanın bu alandaki güvenilirliliğinin zedelendiğini sözlerine ekledi. 

Foça: “Eleştirel düşünce anlayışına sahip olmayan toplumlarda dezenformasyon hızlı yayılıyor”

Gazeteci ve teyit.org’un Kurucusu Mehmet Atakan Foça ise, doğru haberi değil, yalan haberi herkesin konuştuğunu söyledi. Teknolojinin gelişmesiyle gazetecilerin haber doğrulatamama gibi bir bahanesi kalmadığından bahseden Foça, günümüzde teyit almanın önem kazandığını ve doğrulama kanallarının çoğaldığını kaydetti. teyit.org’un kurulma hikayesini de paylaşan Foça, haber doğrulamayı daha eğlenceli bir hale getirmeyi hedeflediklerini söyledi. Doğru haberlerin kriz zamanlarında çok önem kazandığını belirten Foça, teyit gibi mecraların, doğru haber kaynaklarını kullanmaya yönelik irade geliştirmeyi hedeflediğini belirtti. Sosyal medyaya yönelik bir yasanın gündemde olduğundan da bahseden Foça;
“İfade özgürlüğü ile hukuki düzenlemeler arasında ciddi bir gerginlik var. Sivil inisiyatifin, çaba sarf ederek birlikte hareket etmesi gerekiyor. Yasal düzenleme ya da yasaklamaya gitmeden, eğitim sisteminde yeniden modellemeye gitmek gerekiyor” dedi.  

 



Sayfa gönderiliyor. Lütfen bekleyiniz

ARKADAŞINA GÖNDER