Türk-Alman Ekonomi Günü Webinar Programı düzenlendi. Online toplantıda Türk iş insanlarının ve TIR Şoförlerinin vize konusunda yaşadığı sıkıntılar dile getirildi. Türk kamyon şoförlerinin genellikle Almanya’dan vizeden muaf olduğunu anlatan Alman yetkililer, “Bu konuda red oluyorsa bireysel gerekçeler vardır” dedi. Mersin firmalarının Alman Büyükelçiliği’nin VIP Listesine dahil edilmesi için bir formül üreteceklerini de ifade eden yetkililer, böylece yılda yalnızca bir kez inceleme yapılacağını, daha az doküman sunulmasının yeterli olacağını ve başvuruların öncelikli olarak ele alınması için çalışılabileceğini belirtti.
Türkiye ve Almanya arasındaki ekonomik ilişkiler, yatırım fırsatları, vize süreçleri ve Almanya'da faaliyet gösteren çeşitli kurum ve kuruluşlar hakkında üyeleri bilgilendirmek adına Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Almanya Büyükelçiliği işbirliğinde "Türk-Alman Ekonomi Günü Webinar Programı" düzenlendi. Toplantıda Federal Almanya Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı Friedo Sielemann Türkiye ve Almanya arası ticari ilişkilerin mevcut durumunu özetlerken Federal Almanya Büyükelçiliği Gıda ve Tarım Bölüm Başkanı Peter Bohlen, iki ülke arası tarımsal ticareti değerlendirdi. Webinardaki diğer konuşmacılar DEinternational AHK Deutsch-Türkischer IHK Başkan Yardımcısı Ayça Gözmen Yalçın, Germany Trade & Invest Temsilcisi Katrin Pasvantis ve NRW – Invest Türkiye Temsilciliğinden Akın Okumuş oldu. Webinar sonunda Federal Almanya Büyükelçiliği Vize Dairesi Yönetiminden Jörg Fürstenau, Stefan Lange ve Jessica Gutwein katılımcıların vize ile ilgili sorularını yanıtladı. Moderatörlüğünü MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Yasemin Taş’ın gerçekleştirdiği webinarın açılış konuşmasını MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan gerçekleştirdi.
Kızıltan: “Türkiye ve Almanya el ele verirse dünya ticaretine büyük katkı sunar”
Açılış konuşmasında iki ülkenin tarihsel yakınlığına dikkat çeken MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, “Almanya’da büyük bir Türk topluluğu Alman vatandaşı olarak yaşamakta. Karşılıklı ticaret olarak da büyük ticaret hacmine sahip iki ülkeyiz Almanya’yı her zaman dost bir ülke gördük. Orada yaşayıp Alman vatandaşlığına geçen Türk vatandaşlarımız kanalıyla iki ülke arasındaki bağ her geçen gün gelişiyor. Doğal olarak ticaret hacmi de iki ülke arasında son derece yoğun” dedi.
Bu ticaretin artmasının en büyük arzuları olduğunu belirten Kızıltan, “Ancak ticaretini artırmak isteyen Türk firmalarımız vize konusunda zorlanıyor. Vize alma zorluğu Türk iş insanlarının haksız rekabete uğramasına yol açıyor. Bu konunun çözümü için destek bekliyoruz” ifadelerini kullandı. Türkiye ile Almanya’nın el ele vermesi halinde dünya ticaretine önemli katkılar sunacağına inandığını vurgulayan Kızıltan, konuşmasının sonunda bu hedefe ulaşmak adına yaşanan sorunların en aza indirilmesinin önemini vurguladı.
Taş: “Mersin’in Almanya ile ticaretini geliştirmek istiyoruz”
Türkiye ile Almanya arası ticaret hacminin 140 milyon dolar olduğunu ve bunun 80 milyon dolara yakın bölümünün Mersin’den gerçekleştirildiğini bildiren MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Yasemin Taş, bu ihracatın yüzde 40’ını ise tarım ve hayvancılık ürünlerinin oluşturduğunu anlattı. Almanya’nın da tarım ve hayvancılık konusunda üretici olduğunu hatırlatan Taş, “Bu alanda yenilikçi teknolojileri olması ve ithalatçı olması işbirliklerimizin önemini daha da artırıyor. Yenilenebilir enerjinin tarıma uygulanması konusunda Almanya Türkiye için iyi bir model olabilir” dedi. Almanya üretici olsa da kendi ihtiyacının yüzde 70’ini karşılayabildiğini belirten Taş, bu noktadan hareketle Mersin’in Almanya ile ticaretini geliştirmek istediklerini sözlerine ekledi.
Sielemann: “Pandemi nedeniyle vizelerde sorun oluştu”
Federal Almanya Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı Friedo Sielemann ise toplantıda Türkiye ve Almanya ticaretini anlattı. Türkiye ile Almanya ilişkilerinin birçok açıdan çok özel konumda olduğunu belirten Sielemann, şunları söyledi:
“Türkiye ile Almanya’nın birbirine gönderdiği ürünler arasında aslında genel olarak bir denge olduğu söylenebilir. Almanya diğer ülkelere göre Türkiye’nin önemli bir ticaret ortağı. Ancak bu yeterli değil. Önümüzdeki süreçte yapabileceğimiz daha çok şey var. Son 3 yıldır ekonomik kriz nedeniyle e şu anda da pandemi sürecinde karşılıklı ticarette bir gerileme görünüyor. Fuarlar, iş seyahatleri ortadan kalktı. Doğal olarak vizelerde de sorun yaşanıyor. Ancak önümüzdeki yıllarda tekrar aynı seviyeleri yakalayacağımıza inanıyorum.”
Alman firmalarının Türkiye’deki yatırımlarını da değerlendiren Sielemann, bu yatırımların son dönemlerde azaldığını ancak yapısal reformlar yapılacağına dair açıklamaların gündeme gelmesiyle yatırımcıların beklentilerinin yeniden arttığını ve önümüzdeki süreçte yatırımın eski seviyelerine ulaşacağını tahmin ettiğini söyledi.
Bohlen: “Organik ürün ve işlenmiş ürünler Almanya için önemli”
Federal Almanya Büyükelçiliği Gıda ve Tarım Bölüm Başkanı Peter Bohlen ise iki ülke arası tarımsal ticareti değerlendirdi. Almanya’nın Türkiye’nin en önemli ticaret ortağı olduğunu dile getiren Bohlen, “Türkiye’nin tarımsal ihracatta artıları var. 2019’da Almanya’ya 1.5 milyar euro değerinde tarımsal ürün ihraç etti. En önemli ürünleri kuru meyve, yağlı tohumlar ve kuruyemiş oluşturdu. Türkiye’nin Almanya’dan tarımsal ürün ithalatında ilk sırada ise ham tütün bulunuyor. Bunu kakao takip ediyor” dedi.
Mersin’de ise meyve ve tropikal meyve üretiminin yoğun olduğunu gördüğünü ifade eden Bohlen Türkiye ve Mersin’in Almanya’ya tarımsal ürün ihracatını artırması için neler yapılması gerektiğini ise şöyle özetledi:
“Öncelikle organik ürüne talep her geçen gün artıyor. Almanya bu talebi kendisi karşılayamıyor. Türkiye’nin önemli bir üretici olarak önemli fırsatları var. Bunun için standartlara uyulması ve sertifikalı ürünlerin organik olması önemli. Aynı zamanda işlenmiş gıda ürünleri konusunda da Türkiye’nin şansı var. Bu alanda çalışırsa kar marjı da oldukça yüksek. Almanya’dan ithal edilebilecek ürünlerin başında ise damızlık sığır alabilir ya da döllenme için sığır spermi ithal edebilir. Tarım ürünü olmasa da tarım ve işleme makineleri açısından da Almanya’nın Türkiye’ye sunabileceği çok ürün var. Türkiye tarımda rekabet için bu ürünlerden yararlanabilir.”