MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI
Türkçe English
MTSO 13. Yıl
ÇAĞRI MERKEZİ 0850 304 33 33
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin Cennet Cehennem

Akdeniz'in turizm potansiyeli konuşuldu 09.03.2018 tarihinde yayınlandı

Akdeniz Ekonomi Forumunun 3. oturumunda turizm sektörü ele alandı. Turizm potansiyelinin ekonomiye kazandırılmasından turizmin geliştirilmesi adına neler yapılması gerektiğine kadar birçok konu ele alındı. 


Akdeniz'in turizm potansiyeli konuşuldu

Destinasyon Doğu Akdeniz konulu 3. oturumun Moderatörlüğünü Doğuş Yayın Grubu Ekonomi Grup Başkanı Servet Yıldırım gerçekleştirdi. Kıyı turizmi, gastronomi ve kültür turizmi ile inanç turizmi ana başlıklarının ele alındığı oturumun konuşmacıları İpekyolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Burhan Akyılmaz, Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Recai Çakır, Turizm Restoran Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Demirer ile Rehber Rahip Hanri Leylek oldu. 

Çakır: “100 milyon turist ağırlayacak kapasitemiz var”
Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Recai Çakır, Türkiye’de ciddi bir turizm altyapısı ve potansiyeli bulunduğunu ancak bu potansiyelin ekonomiye dönüştürülmesi adına bir takım adımlar atılması gerektiğini söyledi. Dünyanın Türkiye’ye bakışının çok geliştiğini dile getiren Çakır, “Ülkemiz Yunanistan’dan, Roma’dan çok daha fazla kültürel mirasa sahip iyi değerlendirmeliyiz” dedi. Deniz, kum, güneş ve kültür turizmi yanında son dönemlerde sağlık turizminin de çok ciddi bir sıçrama yaptığına dikkat çeken Çakır, “Dünyanın en iyi hastaneleri Türkiye’de, sağlıkta iyi yerdeyiz ama otellerimiz kışın çalışmadığı için pazarı kaybediyoruz. Otellerimizi 12 ay çalışır duruma getirmeliyiz. Bu pazarı İspanya’ya kaptırıyoruz” dedi. Türkiye’nin 100 milyon insanı ağırlayabilecek potansiyele sahip olduğunu belirten Çakır, bu hedefe ulaşılabilmesi için bir takım ev ödevlerinin yerine getirilmesi gerektiğini anlattı. İlk olarak basına büyük görev düştüğünü vurgulayan Çakır, kötü olanın çok dillendirilip yabancı turistlerin ülkeden uzaklaştırılmaması gerektiğini söyledi. Turiste dolar gözüyle bakılmaması gerektiğini daha çok halkın misafirperver yönünü öne çıkarması gerektiğini kaydeden Çakır, ardından ülkenin turizm master planının çıkarılıp eksiklerinin tespit edilmesi gerektiğini anlattı. Ulaşım altyapısını güçlendirilip Avrupa’nın öneli destinasyonlarından Türkiye’ye 12 ay uçuş imkanı sağlanması gerektiğine değinen Çakır, icranın başına Turizm Üst Kurulu oluşturulması gerektiğini, bu kurul içinde ilgili bakanlıkların ve turizm örgütlerinin temsilcilerinin yer almasını yılda 3 kez bir araya gelip sorunlara çözüm üreterek makro politikalar geliştirilmesi gerektiğini söyledi. 

Akyılmaz: “Doğru stratejiler geliştirilmeli”
İpekyolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Burhan Akyılmaz, turizm gelirlerinin artırılmasına yönelik yapılması gereken çalışmaları anlattı. Kalkınma ajanslarında turizme önemli bir yer verildiğini dile getiren Akyılmaz, “Turizm dünyada 300 milyondan fazla insanın istihdam edildiği büyük bir sektör. Tüm sermaye yatırımları içinde dünyada turizmin payı yüzde 7 civarında. Türkiye ise en çok turist ağırlayan ülkeler arasında 10’uncu, turizm gelirinde 17. sırada” dedi.
Doğu Akdeniz turizmine de değinen Akyılmaz, bu bölgedeki turizm sorunlarını 5 ana başlıkta topladıklarına değinip şunları söyledi: 
“Bu sorunlar ulaştırma ve altyapı sorunları, turizm varlıklarına ilişkin sorunlar, merkezi düzeydeki düzenlemeler, koordinasyon sorunları, eğitim farkındalık ve girişimcilik sorunları. Sıra bu sorunların çözümüne yönelik adımlar atmakta. Bölgemizde 3 Kalkınma Ajansı var. Bölge kalkınma planlarında turizme öncelik veriyor. Doğu Akdeniz turizminin gelişimi için stratejilere ihtiyaç var.”
Bir de öneri getiren Akyılmaz 81 ilde Tanıtım Ajansları kurulmasını istediklerini, tanıtımlara profesyonel özel sektörü de dahil etmek gerektiğini anlattı. Dünyada artık şehirlerin yarıştığını, şehirlerin iyi tanıtılması gerektiğini vurgulayan Akyılmaz, kentlerde hijyene ve estetiğe önem vermek gerektiğini, konaklama, yiyecek ve içecek işletmelerinin nitelik ve niceliğini artırmak gerektiğini, tanıtım çalışmalarını doğru araçlarla gerçekleştirmek gerektiğini söyledi.

Leylek: “Bölenin inanç turizm potansiyeli çok yüksek”
Rehber Rahip Hanri Leylek ise bölgenin inanç turizm potansiyeli hakkında bilgi verdi. İnanç turizmi denildiğinde Kilis ve Tarsus’un öne çıktığını vurgulayan Leylek, “İlk kez Hıristiyan adı Antakya’da kullanıldı, St. Paul Hıristiyanlığı buradan yaymaya başladı. Bir de ilk dini okul burada açıldı ama hepsi bu kadar. Bunlar bölgeye turist getirmeye yetmiyor. Gelen kişi de yarım günde bir günde bölgenin tamamını dolaşıyor. İnanç turizmi için bölgeye gelen kişilerin kalma süresini uzatmalıyız” dedi. 
Antakya’da güzel kazılar yapıldığını, bölgedeki dağlarda çok değişik özelliklere sahip manastırların yer aldığını anlatan Leylek, bu materyallerin ise bilinmemesi nedeniyle ziyaret edilmediğine dikkat çekti. Leylek, inanç turizminde ciddi bir potansiyel bulunmasına rağmen yeterince değerlendirilemediğini söyledi. 

Demirer: “Gastronomi ile turizmdeki payı artırabiliriz”
Turizm Restoran Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Demirer gastronomi turizminin geliştirilmesi için neler yapılması gerektiğini anlattı. Gastronomi turizminin dünyadaki potansiyeli ve Türkiye’deki durumu hakkında bilgi veren Demirer, dünyada gastronomi ihracatının da çok yüksek olduğunu, gastronominin bir diplomasi aracı olarak da kullanıldığını anlattı.  
Turizm gelirini artırmanın ilacı olarak gastronomi turizmini gösteren Demirer, “Bu alan aynı zamanda istihdama da ciddi katkı sağlamakta. 50 odalı bir otelde 50 kişi çalışıyor ve 5 milyon dolarlık yatırımla bu otel hayata geçiyorsa aynı rakama 8 restoran açıp her bir restoranda 50 kişi çalıştırabilirsiniz” dedi. 
Son 5 yıldır üzerinde durulan coğrafi işaretli ürünleri önemsediklerini de belirten Demirer, “Coğrafi işaret demek bölgeye has, özel ürün demek. Bizler artık restoranlarımızda beyaz peynirli salata yazmak yerine menülerimize Ezine peynirli salata yazmayı tercih ediyoruz. Coğrafi işaretli ürünler de birer tanıtım aracı olarak kullanılabilir” ifadelerini kullandı. Bu alanda gelişim sağlanabilmesi için atılması gereken adımları ise Demirer şöyle özetledi:
“Öncelikle Akdeniz’de Adana, Mersin, Antakya ve Gaziantep’i kapsayan gastro kültür rotaları oluşturmalıyız. Kendimizi anlatan festivaller düzenlemeliyiz. Bunların içine müzik ve sanatı da dahil etmeliyiz. Bunun güzel örnekleri Urla’da Enginar Festivali, Alaçatı’da Ot Festivali ve Adana’da Portakal Çiçeği festivali ile gerçekleşiyor. Son olarak ülkemizde yaşayan diplomatları gastroni elçimiz yapalım” dedi. 
Oturumun sonunda Çukurova Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Lutfi Altunsu’nun ‘Çukurova: Akdeniz’e Açılan Kapı’ başlıklı özel sunumunda Çukurova Bölgesi’nin Dünya ve Türkiye’deki yeri, önde gelen sektörleri, yatırım ve işbirliği olanakları, Akdeniz Havzası ile ilişkileri ve geleceği ele alındı.



Sayfa gönderiliyor. Lütfen bekleyiniz

ARKADAŞINA GÖNDER