>Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, 1. Mersin Kalite Sempozyumu açılışında Türkiye ve Mersin’in dünya kenti olma konusunda bir kırılma noktasında olduğunu belirterek, “Ya bir sıçrama yaparak gelişmiş ekonomiler arasına gireceğiz ya da sıçramayı geciktirip gelişmekte olan ülkeler statümüzü sürdüreceğiz. Sıçramayı yaptıracak olan ise kalitedir” dedi.
Mersin Büyükşehir Belediyesi ve MESKİ evsahipliğinde, Türkiye Kalite Derneği organizasyonunda, ‘Mersin’e Kalite Yakışır’ başlığı altında 1. Mersin Kalite Sempozyumu düzenlendi. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan MTSO Başkanı Şerafettin Aşut, kalitenin yalnızca özel sektör için değil, tüm kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler için de önem taşıdığına dikkat çekti.
Türkiye’nin uzun süredir standartları ölçen, belgelendiren kurumlara sahip olmasına rağmen yakın zamana kadar bu kurumların çalışmalarının kağıt üzerinde kaldığını hatırlatan Aşut, “Ancak, son yıllarda gerek resmi gerek özel gerekse dernekler bazında bunları kontrol eden oluşumlar büyük aşamalar kaydetti. Kaliteyi ölçen ve belgelendiren kurumlar çok gelişti, gelişmiş dünyaya entegre oldu ve dünya çapında prestijli kurumlar haline geldi” değerlendirmesini yaptı. Artık tüm kesimlerin kalitenin önemini kavradığını kaydeden Aşut, kalitenin her anlamda verimliliğin ve buna bağlı rekabetçiliğin tetikçisi olduğunu söyledi.
“Üretmek değil, kaliteli üretim önemli”
Son 30 yılda küreselleşme, ar-ge, patent, inovasyon gibi kavramların konuşulduğunu ancak bunların bir değere dönüşmesinin kaliteden geçtiğini vurgulayan Şerafettin Aşut, şöyle konuştu:
“Üretmek önemli değil, kaliteli üretmek önemli. Eğitmek tek amaç olmamalı, kaliteli eğitim amaç olmalı. Firma kurmak veya kurumsal bir tabelaya sahip olmak önemli değil; kaliteli işletmeler ve kaliteli kurumlar oluşturmak önemli. Aksi takdirde ülkemiz ve kentimiz; kalitesiz bir firma, kurum ve insan çöplüğüne dönüşür.”
Kalitenin verimlilik, rekabet gücü ve imajı beraberinde getireceğini kaydeden Aşut, artık ülkelerin büyük bölümünde, tarım, sanayi, lojistik, turizm faaliyetleri yapıldığını, bir adım öne çıkanların ise kaliteye önem veren ülkeler olduğunu söyledi. Yalnızca özel sektörün değil, kaliteyi kamu kurumlarının da merkezlerine alması gerektiğine değinen Aşut, bütüncül bir kaliteye başka türlü ulaşmanın mümkün olmayacağını söyledi.
Kocamaz: “Bir kentte kaliteli yaşıyorum diyebilmeliyiz”
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ise konuşmasında özellikle kalitenin belediyecilikteki yerini anlattı. Belediyelerin halkın çıkarlarını gözeterek çalıştığını, kar amacı gütmediklerini anlatan Kocamaz, bu nedenle mükemmelleşme çalışmalarının özel sektörden ayrıştığını dile getirdi. Kent halkına ‘Kaliteli yaşıyorum’ dedirtebilmeyi hedeflediklerini vurgulayan Kocamaz, “Kaliteli yaşıyorum diyebilmek için o kentin tüm dinamiklerini, doğal güzelliklerini, tarihini, denizini her yönüyle keyifle yaşayabiliyor olmalısınız” ifadelerini kullandı. Kaliteli yaşam için huzur ve güvenin ön sırada olduğunu kaydeden Kocamaz, “Kentin esnafından iş adamına, sanatçısından akademisyenine, köylüsünden şehirlisine kadar her kesimin yaşam standardının yüksek olduğu bir kent inşa etmek şarttır” dedi. Kalitenin bir hayat tarzı, ekip işi olduğunu kaydeden Kocamaz sözlerini şöyle tamamladı:
“Mersin insanıyla, tarihi, kültürüyle, doğasıyla, ekonomik göstergeleriyle, tarımıyla, sanayisi, serbest bölgesi, limanı ve lojistik imkanlarıyla kaliteyi hak ediyor. Biz de Mersin’e hak ettiği bu kaliteyi sunabilmek için varız. Kurumumuzdan başlattığımız bu çalışmayı Mersin’in tamamına yayarak kentimizi hak ettiği yere taşıyacağız”.
Özdeniz: “Kalite standartla ölçülür”
TSE Bölge Koordinatörü Mehmet Uğur Özdeniz ise kalitenin standartla ölçüleceğini söyledi. TSE olarak Avrupa Standart Teşkilatı’nın üyesi olduklarını anlatan Özdeniz şu bilgileri verdi:
“Standartların bilinip sahiplenilmesi gerekiyor. Devletimizin desteğiyle 2012’den bu yana Avrupa Standart Teşkilatı’nın tam üyesiyiz. Dolayısıyla artık ülkemizin tüm kuruluşları çalışanları yaşayanları standartlara yön veren, standartları hazırlayan konuma geldi. Bu çok önemli bir gelişme. Ülke olarak halen Avrupa Birliği’ne girmiş değiliz. Kabul edilme çalışmalarını yürütüyoruz ancak TSE Avrupa Standart Teşkilatı’nın tam üyesi olarak standartlara şekil veren bir kuruma sahip ülke konumuna ulaştık”.
Toplantıda konuşan Türkiye Kalite Derneği (KALDER) Başkanı Ahmet Hamdi Doğan ise, son yıllarda dünyanın ve hayat şartlarının çok değiştiğini belirterek, bu tür sempozyumların büyük önem arz ettiğini söyledi. “Kalite aslında mükemmelliktir” diyen Doğan; “Çok önceleri lonca teşkilatları vardı. Şimdi artık yönetim kalitesi var. Bunun da üstünde düşünce kalitesi vardır. Kalite artık 40 bin işletmenin kullandığı bir model haline geldi. Kaliteyi artık sadece özel sektörün değil, kamu kuruluşlarının da önemsemesi gerekiyor. Asıl olay sadece kaliteyi ya da standartları önemsemek değil, yaptığınız işi diğerlerinden farklı yapabilmektir. Mesela Milano modayı seçmiştir, peki ya Mersin’de ne olacak” dedi.