Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ile Türk Standartları Enstitüsü işbirliğinde düzenlenen "TS ISO 28000 Tedarik Zinciri Güvenliği Yönetim Sistemi” bilgilendirme semineri gerçekleştirildi.
Türk Standartları Enstitüsü Çukurova Bölge Müdürlüğü, yeni yönetim sistemlerinin araştırılması, geliştirilmesi, konu ile ilgili eğitimlerin temin edilmesi amacı doğrultusunda; uluslararası bir standart olan, Tedarik Zinciri Güvenliği Yönetim Sisteminin gereklerini tanımlayan “TS ISO 28000 Tedarik Zinciri Güvenliği Yönetim Sistemi” semineri ile kuruluşlara bir yönetim modeli sağlamaktadır.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ufuk Maya, “Üreten her firmamız için tedarik zinciri; bu zincirin etkin işlemesi ve güvenliği iş sürekliliği için hayati bir konudur. Tedarik zincirindeki kesinti firmalarımıza ciddi zararlar verebilir. Tedarik edilen ürünün yerine ulaştırılamamasının sonuçlarının öngörülebilmesi; ilgili risklerin belirlenip bazı önlemlerin alınmış olması, firmaların devamlılığı açısından önemlidir. Tedarik zinciri güvenlik risklerinin yönetilmesi ve zamanımızın değişken ortamında tedarik sürekliliğine destek sağlaması amacıyla TS ISO 28000 Tedarik Zinciri Güvenliği Standardı yayınladı. TS ISO 28000, uluslararası bir standart olup, Tedarik Zinciri Güvenliği Yönetim Sistemi gereklerini tanımlar ve bu sistemi uygulamak isteyen kuruluşlara bir yönetim modeli sağlar. Kuruluşun, Tedarik zinciri güvenliği ile ilgili faaliyetlerini diğer yönetim sistemleri ile aynı şemsiye altına alarak, risklerin etkin yönetilmesini hedefler. Bu çerçevede tedarik zincirini; hammadde temini ile başlayıp, ürün ve hizmetin farklı ulaştırma yöntemleriyle son kullanıcıya ulaştırılmasına kadar uzanan, birbirleri ile ilişki içinde olan kaynaklar ve süreçler dizisi olarak tanımlayabiliriz” dedi.
Maya, “Bu yeni yönetim sistemi standardı, tedarik zincirine herhangi bir şekilde bağlı olan kuruluşlara tedarik zincirindeki kritik güvenlik noktalarına dikkati çeken yeni bir çerçeve çizmektedir. Bu çerçeve; finans, üretim, bilgi yönetimi ve üretim tesislerini içeren ancak bunlarla sınırlı kalmayan bir yapıdadır. Tedarik Zinciri Güvenliği Yönetim Sistemi Standardı ‘Güvenlik’ ifadesinin anlamını ‘Tedarik Zincirine zarar veya hasar vermek için bilerek ve yetkisiz olarak düzenlenmiş eylemlere karşı koyma’ olarak tanımlar. Bu çerçevede kuruluşun bazı alanlarda risk değerlendirmesi yaparak, risklerini kontrol altına almaları istenir.Bu anlamda, gittikçe daha küresel bir ticaretin parçası olan ekonomimiz adına hayati bir önem taşıyan bu konunun detaylarının daha iyi anlaşılması adına organize edilen bu eğitimin özellikle standardizasyon anlamında yeni bir vizyon açacağına inanıyorum” diye konuştu.
Kalite ve standardın paylaştıkça yücelen bir değer olduğunu belirten TSE Çukurova Bölge Koordinatörü Uğur Özdeniz, “Kalite son zamanlarda özellikle yurtdışı belgelendirme kuruluşları tarafından ülkemizde gözetilmektedir. Ülkemizde gözetim-muayene, test-muayene ve belgelendirme hizmetleri konusunda 600’e yakın firma var. Yabancı firmalar bunlar gelmişler gayriciddi bir şekilde belgelendirme hizmeti veriyorlar. Bu nedenden dolayı ülkemiz her sene 3 bin dolar yurtdışına döviz olarak gidiyor. Bunu önlemek bizlere düşmektedir. Türk Standartları Enstitüsü bugün çok ciddi ataklar yapmıştır. İleri teknoloji laboratuarları kurmuştur. Aynı zamanda da belgelendirme çeşitlerini artırmıştır. Ülkemizde yine 6 tane ülkenin; Amerika, İngiltere, Fransa, Avusturya gibi ülkelerin belgelendirme kuruluşları güvenli yeşil bina belgesi vermekte. Bu belgelendirme işlemini TSE yapabiliyor. 9 ana başlıkta kriterde belgelendirme hizmeti yaparak, Avrupa’dan daha önemli, güvenli, depreme dayanıklı yeşil bina belgesi vermektedir. Onun için kendi kuruluşlarımızdan bu tür hizmetleri almamız gerekiyor” ifadesinde bulundu.
Yeni Yönetim Sistemleri ve Tedarik Zinciri Güvenliği Yönetim Sistemi konusunda sunum gerçekleştiren TSE Sistem ve Eğitim Daire Başkanlığı Uzmanı Mesut Duru, “Bu standart, uluslararası bir standart olup, Tedarik Zinciri Güvenliği Yönetim Sisteminin gereklerini tanımlayarak, bu sistemi uygulamak isteyen kuruluşlara bir yönetim modeli sağlar.Tedarik Zinciri Güvenliği Yönetim Sistemi standardında geçen güvenlik ifadesinin anlamını Tedarik Zincirine, bilerek veya yetkisiz olarak düzenlenmiş eylemlerle zarar verebilecek faaliyetlere karşı koyma olarak tanımlanır. Bu çerçevede; kuruluşun bazı alanlarda etkin bir risk değerlendirmesi yaparak, tedarik zincirinde meydana gelebilecek risklerini kontrol altına almalarını sağlar. Kuruluşların tedarik zincirinde karşı karşıya kalabileceği risklere bazı örnekler şu şekilde verilebilir; ürünlerin üretim, depolama ve taşıma operasyonları sırasında çalınması, kaybolması, hasar görmesi, zedelenmesi, bozulması; bina, tesis ve araçlara karşı yapılan kasıtlı eylemler neticesinde zarar görme; kuruluş araçlarının kötü niyetli eylemlerde, terörist saldırılarda kullanılması; kuruluş yönetici veya çalışanlarına yönelik zarar verme amaçlı eylemler; operasyonel tehditler ve riskler kuruluşun performansını, şartlarını ve güvenliğini etkileyebilecek faktörler ile bilgi ve veri yönetimi, iletişim faaliyetlerin sürekliliğini etkileyebilecek tehditlerdir” dedi.
Lojistik ve Tedarik Zincirinin Kuruluşlardaki Riskleri ve Standardizasyonunun Önemi konusunda bilgi veren İstanbul Üniversitesi Tedarik Zinciri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat Erdal ise şunları söyledi; “Bilgi akışı ve entegrasyon noktasında dünyanın farklı ülkelerinde farklı ölçekler var. Bizim 37 numara dediğimiz ayakkabıya başka ülkede farklı bir numara verilebiliyor. Bunun dışında paketlerin üzerindeki etiketlerin, belgelerin ve kodların harmonize edilmesi gerekmekte. Ticareti hızlandırıcı ve basitleştirici bu önlemler Dünya Ticaret Örgütü tarafından desteklenmektedir. Dünya Gümrük Örgütü ise ülkeleri daha çok bilgisayarlar arasındaki bağlantılar noktasında bir araya getirmeyi istiyor."