Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi Ekim'de yüzde 4,6 artarken; mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi ise bir önceki aya göre yüzde 0,1 artış gösterdi.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut’un konuyla ilgili değerlendirmesi şöyle:
“Sanayi üretimi Ekim ayında 14,7 ile yaklaşık 5 yılın en büyük artışını gösterdi. Büyümenin en önemli öncü göstergelerinden biri olan sanayi üretiminin Eylül ayındaki sert düşüşün ardından Ekim ayında gösterdiği artış elbette sevindirici. Elbette bu artış sanayi sektörümüzdeki çözüm bekleyen sorunların halledilmesinin veya büyük reformların bir sonucu değil. Türk sanayisinde bir ay öncesi ile bir ay sonrasında değişen bir şey yok. Burada çalışma gün sayısındaki artışın etkisi olduğunu biliyoruz. Ancak, sebep ne olursa olsun sınırlı da olsa artış güzel bir şey. Böylesi sıkıntılı zamanlarda var olanı korumak bile bir mesele. Özellikle imalat sanayindeki hareket daha da önemli.
Türkiye son 20-25 yılda bölgenin gerçek anlamda sanayi devi oldu. Çin ve İtalya arasındaki en etkin sanayi ülkesiyiz. Ancak, teknolojideki dönüşüm ve küreselleşen dünya ekonomisinde artık herkes her şeyi üretebilecek pozisyona geliyor. Yani, günümüz ekonomisinde artık üretmek kadar, belki de ondan daha önemli olan şey satabilmektir. Satamadığınız ürünün bir anlamı yok. Rekabetin acımasız bir hal aldığı dünya ekonomisinde, ülkemizin acilen yeni bir dış ticaret stratejisi oluşturması gerekiyor. Masa başı çözümler değil, daha önce başarı ile yaptığımız gibi özel sektör ve kamunun bir kez daha iş birliği içinde ortak bir vizyon oluşturması gerekiyor. Dış ticaret sektörümüzün yeni bir dile, yeni bir stratejiye ihtiyacı var. Uzun vadeli planlamalara bağlı kalmak gerçekçi değil. Çünkü dünya ekonomisinin parametreleri çok hızlı değişiyor. Yakın geçmişteki çözümler bile yetersiz kalabiliyor. Ülkemiz son birkaç yıldır ciddi uluslararası sorunlar yaşıyor. Etrafımız ateş çemberi. Bir çok pazarımız elden çıktı veya eski pazarlara ulaşma anlamında yolarımız kapandı. Şimdi bir de Rusya pazarı sıkıntıya girdi. Biz iş dünyası asla umudunu kaybeden bir camia değiliz. Ancak, yeni pazarlara girmek kolay değil, süreç ve çaba gerektiriyor. Bunun için zaman kaybetmeden ihracatımızı arttıracak yolları konuşmalıyız. Üretime verilen destek kadar bu ürünleri pazarlamaya ve yeni pazarlar bulmaya daha çok destek verilmelidir. Bu yönde ilgili Bakanlıkların destekleri oldu ve hala var ama dünya ekonomisinin talepleri çok çabuk değişiyor. Daha esnek ve hızlı stratejiler sürekli yenilenmelidir. Raftaki ürünün bize yararı yok.”