İş Yatırım uzmanları Mersinli işadamlarını borçlanmalarını yabancı para birimleri yerine TL ile yapmaları konusunda uyardı. Global krizin henüz bitmediğini anlatan uzmanlar, önümüzdeki süreçte borsa açısından bakıldığında Amerikan endekslerinde daha yüksek seviyeler beklenirken, para birimi olarak halen doların tercih edildiğini belirtilip Euro pozisyonlarının azaltılması tavsiyesinde bulundu.
Altın konusundaki genel kanaat ise önümüzdeki birkaç ay içinde yükseliş beklenmiyor. Ancak ekonomik krizin etkileri arttığında altında da ralli başlayabilir. Bu nedenle yavaş yavaş yatırım portföylerine altının da dahil edilmeye başlanabileceği söyleniyor. Bonoların ise fiyatlarının yüksek olduğunu vurgulayan uzmanlar, bonoların satılmasından yana görüş belirtiyor.
İş Yatırım, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Eğitim ve Kalkınma Vakfı (EKAV) ortaklığında MTSO Toplantı Salonu’nda “Türkiye Ekonomisi ve Piyasalara Bakış” konulu bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıda İş Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Yiğit Arıkök açılış konuşmasını yaparken İş Yatırım Araştırma Direktörü Serhat Gürleyen Türkiye ekonomisi ve piyasalara bakış, Uluslararası Piyasalar Müdürü Şant Manukyan ise global piyasalara bakış konulu sunumlar gerçekleştirdi.
Açılış konuşmasını yapan Yiğit Arıkök İş Yatırımın 1996’da Sermaye Kanunu’ndaki değişiklikle Türkiye İş Bankası A.Ş tarafından kurulduğunu bildirdi. Yerli ve yabancı, kurumsal ve bireysel yatırımcılara sermaye piyasası hizmeti vermek adına yola çıktıklarını anlatan Arıkök, fon pazarının 1,4’ünü temsil ettiklerini söyledi. Halka açılan ilk aracı kurum olduklarına da değinen Arıkök, derecelendirme kuruluşları tarafından AA dereceleri aldıklarını bildirdi.
Gürleyen: “Hedeflerle göstergeler tutmuyor”
Türkiye ekonomisini ve seçim dönemi beklentilerini değerlendiren İş Yatırım Araştırma Direktörü Serhat Gürleyen, Türkiye’nin 2023 için önemli ve hırslı hedefleri bulunduğunu ancak göstergelerle hedeflerin örtüşmediğini söyledi. Türkiye piyasalarını gelişmekte olan ülkelerle karşılaştıran Gürleyen şöyle konuştu:
“Yalnızca borsa değil, tahvil, kur tarafından da dünyaya göre nasılız diye baktığımızda rakamlar sene başından beri en kötü performans sergileyen 3 piyasadan biri olduğumuzu gösteriyor. Büyük hedeflerimizle bu sonuçlar çok fazla uyuşmuyor. Şu anda bir seçim sürecindeyiz. Biz serbest piyasanın olduğu ve demokrasiyle yönetilen ülkelerde iki şeyin önemli olduğuna inanıyoruz. Biri piyasalardan gelen sinyaller diğeri seçim anketleri. Piyasalar dünyada yaşanabilecek bir dalgalanmanın bize ilk işaretlerini veriyor. Bu nedenle piyasaların doğru okunması önemli. Diğeri anketler. Bir ülkede iktidar partisi oy kaybediyorsa önemli bir mesajdır ve doğru okunmalı. Piyasalardaki düşüşü politikaya bağlamak doğru mu? Türkiye seçim sonuçlarına yönelik belirsizlikle mi dünyanın bu kadar gerisinde kaldı? Biz buna inanmıyoruz. Türkiye kendi dinamikleri yüzünden bir şeyler yolunda gitmediğinden dünyanın gerisinde kalıyor belki de son dönemde ekonomideki durumu iyi olmadığından geri kalıyor.”
“Mutsuzluk Endeksi ürettik”
İş Yatırım olarak ekonomik verilerle çalışarak seçim öncesinde partilerin aldıkları oy oranlarını özellikle iktidar partisinin oy oranını ekonomik verilerle ilişkilendirdiklerini anlatan Serhat Gürleyen, bunun için mutsuzluk endeksi ürettiklerini söyledi. Bunu hazırlarken işsizlik, enflasyon rakamları ve büyüme değişkenlerini kullandıklarını ve yalnızca Türkiye’yi değil, gelişmekte olan 20 ülkeyi araştırdıklarını kaydeden Gürleyen, “Çıkan sonuca göre dünyada enflasyon iniyor, Türkiye’de artıyor. Dünyada işsizlik artmıyor ama Türkiye’de artıyor. Dünyada büyüme yavaşlıyor, Türkiye’de dünyadan daha sert yavaşlıyor” dedi. Gürleyen, ortaya çıkardıkları sonuca göre Türkiye’nin mutsuzluk endeksinde Endonezya’dan sonra 2. sırada yer aldığını söyledi.
“Seçim sonrası piyasa dostu politika uygulanmalı”
Seçim sonrası yapılması gerekenlere de dikkat çeken Serhat Gürleyen, seçimlerden tek parti de çıksa, koalisyon da çıksa önemli olanın ekonominin başındaki kişi olacağını söyledi. Ekonominin başındaki kişinin piyasa dostu politika izlemesinin, yapısal reformlara devam etmesinin büyük önem taşıyacağını vurgulayan Gürleyen, “Bu yapılırsa dolar kuru yılı 2,60’la bitirebilir. FED faiz artırsın artırmasın ekonomi düzgün devam etmezse kur 2,80’lere çıkabilir” değerlendirmesini yaptı. Sonuç alınması için reçetenin ortada olduğunu ancak politikacıların bu reçeteyi uygulamak için kısa vadede risk alarak halkı karşısına almak zorunda kalabileceğini belirten Gürleyen, “Örneğin Almanya’yı başarıya ulaştıran politikaları uygulayan lider şu anda politik hayatta değil ama Almanya kazandı. Türkiye’nin orta vadede başarıya ulaşması için seçim sonrası gelecek politikacının kısa vadede risk alması lazım. Çünkü üretilecek çözümler, geniş tabanların, halkın hoşuna gitmeyebilir ama orta ve uzun vadede halk kazanır” değerlendirmesini yaptı.
Manukyan: “Dünya krizi bitmedi devam ediyor”
İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Müdürü Şant Manukyan ise 2007 – 2008’de başlayan dünya krizinin henüz devam ettiğini ancak Merkez Bankası’nın tarihte görülmediği kadar çok müdahale etmesi nedeniyle bunun rakamsal olarak hissedilmediğini söyledi. “Ancak kriz bitmedi ve sorunlar da çözülmediğinden önümüzdeki dönemde bu kriz tekrar global piyasaları vuracak” ifadelerini kullanan Manukyan, Avrupa’yı da ciddi bir krizin beklediğine dikkat çekti. “Yunanistan borcunu ödeyemez” diyen Manukyan şöyle konuştu:
“Yunanistan’ın 3 yolu var. Ya maliyetten hızlı büyüyecek ya enflasyon yaratacak ya da borcunuzu ödeyemeyecek. Yunanistan üçüncüyü yapacak ve ikinci kez bonoların silinmesi haberini alacağız. Diğer taraftan Almanya gerçeği var. Almanya stratejisini değiştirmediği, daha fazla yatırım yapmadığı, vergisini indirmediği sürece Biz Avrupa’da bu krizin devam ettiğini göreceğiz. Son birkaç haftada Almanya bonosu Amerika bonosundan yüksek. Bu yılın sonundan itibaren ciddi bir kriz olacak. Avrupa bonoları çok yüksek. Balon bono piyasası oluştu. Bu getiriler gerçek getiriler değil.”
Amerika’da ise belli oranda toparlanma olduğunu, Haziran’da FED faizinde artış beklediğini kaydeden Şant Manukyan, buradaki yükselişin devamının her türlü varlığa satış getireceğini söyledi.
“Çin çok daha yavaş büyüyecek”
Asya’yı da değerlendirip Çin’deki gelişmelere değinen Şant Manukyan, 2007 sonrasında kriz oluşunca Çin’in yatırımla büyümeye başladığını söyledi. “Çin’in borç oranı düşüktü. Büyüme hedeflerini yakalayabilmek için aşırı yatırım oldu” diyen Manukyan, tüm Asya ülkelerinin belli dönemlerde yatırımla büyüdüğünü hatırlattı. En verimli yatırım Tayvan, en verimsiz yatırımın Çin’de olduğunun anlaşılmasıyla birlikte Çin’in 2014’te büyüme modelini değiştirip tüketimle büyüme kararı aldığını kaydeden Manukyan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Büyüme oranı yavaş yavaş gerilemeye başladı. Çin faiz indirimine gitti bundan sonra da faiz indirimi ve munzam karşılıklarında indirim gelecek gibi gözüküyor. İlk kez geçen yıl son çeyrekte para çıkmaya başladı. Çıkan para yerine Çin gevşeme yapma ihtiyacı hissetti ama aynı zamanda kredilerin de çok artmamasını sağlamaya çalışıyor ikilem içinde. Önümüzdeki yıllarda Çin çok daha yavaş büyüyecek. Bu dönemde de Çin bankacılık sistemini temizlemeye çalışacak.”