MTSO Üyelerine pandemi sürecinde yaşanan olumsuz duygularla baş edebilme yöntemlerinin ipuçları verildi. Bu süreçte yapamadıklarımızdan ziyade yapabildiklerimize odaklanmamız tavsiyesinde bulunan uzmanlar, kişinin kendisine iyi gelecek aktivitelere zaman ayırmasının, umudunu kaybetmemesinin, olumsuz haberleri çok sık dinlememesinin ruh sağlığını güçlendireceğine dikkat çekti.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile TOBB ETÜ iş birliğinde, ‘Pandemi ve Toplum, İş Dünyası’ konulu çevrimiçi webinar programı düzenlendi. Toplantıda TOBB ETÜ Psikoloji Bölümü Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Ayşe Nuray Karancı, Dr. Gözde İkizer ve Dr. İlknur Dilekler katılımcılara bu süreci psikolojik açıdan daha güçlü atlatabilmeleri adına neler yapmaları gerektiğine değindi.
Karancı: “İyimserlik ruhumuza iyi gelir”
İnsanların maddi sermayesi kadar psikolojik sermayesinin de yaşamında büyük önem taşıdığını vurguladığı konuşmasında Prof. Dr. Nuray Karancı, bu sermaye içinde iyimserliğin büyük önem taşıdığını söyledi. “Kendimizi kandırmak değil ama normalleşme sürecine giren dünya ülkelerini de görüp olaylara daha olumlu bakmak, umudu kaybetmemek önemli” diyen Karancı, “Bu süreçte çalışanlarınıza da moral olması adına en küçük başarıyı dahi kutlayıp, paylaşım ortamları oluşturabilirsiniz. Çalışanlarınıza model olmanız, duygularınızı paylaşmanız, cezalandırmak yerine insanların kurallara uyması halinde neler kazanabileceğini vurgulamanız, her fırsatta gülmeye çalışarak kendimizi şarj edebilmeniz önemli” dedi.
Dilekler: “Stresle baş edebilme yolları biraz daha fazla kullanılmalı”
Dr. İlknur Dilekler ise sunumunu tehdit, kayıplar ve sürecin uzaması olmak üzere üç başlıkta topladı. Covid ile birlikte hissedilen tehdit algısının kişide korku, kaygı ve stres olarak ortaya çıkabileceğini kaydeden Dilekler, bu kaygının fazla artmaması halinde sağlığı korumada faydalı dahi olabileceğini söyledi. Bu süreçte özellikle gelecek kaygısının çok arttığını dile getiren Dilekler, özellikle gençlerin bu kaygı ile baş edebilmesine yardımcı olmak gerektiğine değindi. Kayıpların sevdiklerimizin kaybı yanında günlük yaşantımızdaki küçük detayların kaybı olarak da anlaşılabileceğini belirten Dilekler, bunun da büyük üzüntü, çaresizlik ve çöküntü hissi yaratabileceğine işaret etti. Son olarak sürecin uzamasıyla gelen belirsizlik ortamının da yorgunluk, bıkkınlık ve tükenme duygusu oluşturabileceğini kaydeden Dilekler, stresle başa çıkabilme yollarının biraz daha fazla kullanılması tavsiyesinde bulundu.
İkizer: “Covid olumsuzluklar yanında olumlu kazanımlar da getirdi”
Dr. Gözde İkizer ise sürecin olumlu yanlarına dikkat çekti. Bu süreçte kişilerin yaşamın kıymetini anladığını, bireysel güçlü yönlerini keşfettiğini, kişiler arası iletişime daha çok önem verildiğini kaydeden İkizer, “Yeni rutinler oluşturmalıyız. Bu süreçte yapamadıklarımızdan ziyade yapabildiklerimize odaklanmalıyız. Sürekli covid konuşmak, dinlemek, izlemekten vazgeçip bunu minimum düzeyde tutmalıyız. Bu süreçte rahatlatıcı aktiviteler yapmak, kendimize zaman ayırmak önemli. Stresimizin çok arttığı zamanlarda nefes egzersizleri yapmak iyi gelebilir. Duygularınızı paylaşmak, başkalarına destek vermek de iyi gelecektir” ifadelerini kullandı.
