Türkiye’nin AB vizyonunu bir medeniyet projesi olarak gördüğünü anlatan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, “AB’nin de bu süreci sürekli Türkiye’ye ayar verme aracı olarak değil, Türkiye gibi bir dostu kazanma anlamında bir süreç olarak görmesini arzu ediyoruz” dedi.
MTSO evsahipliğinde İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) tarafından ‘Türkiye – AB İlişkilerinde Ufuk Turu: Yeni Boyutlar, Yeni Hedefler’ isimli seminer düzenlendi. İKV tarafından Eskişehir, Denizli, Konya, Kayseri, Kocaeli ve Bursa gibi illerin ardından Mersin’de düzenlenen seminere Mersin Vali Yardımcısı Aylin Kırcı Duman, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ve MTSO Eğitim ve Kalkınma Vakfı Başkanı İbrahim Kiper de katıldı.
Seminerde İKV Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas, Türkiye – AB ilişkilerinde dönüm noktaları, sorunlar ve beklentilerini anlatırken; İKV Uzman Yardımcısı Ahmet Ceran, Türkiye – AB Vize liberalizasyon yol haritası ve geri kabul anlaşması üzerinde durdu. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi süreci ve iş dünyasına etkileri konusuna IKV Kıdemli Uzmanı Selen Akses değinirken, IKV Proje Müdürü Çisel İleri ise AB fon ve programlarını anlatarak iş dünyasının bu fonlardan nasıl yararlanabileceğine dikkat çekti.
Toplantı sonunda değerlendirme yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, MTSO’nun AB’nin Çerçeve programlardan ilk yaralanan Oda olduğunu ve RİS-MERSİN Projesi ile kentin ekonomik ve sosyal dönüşümünde büyük bir vizyon değişimi yaşadığını söyledi.
MTSO bünyesindeki AB Bilgi Bürosu ile hedefe ulaşma ve toplumu bilgilendirme anlamında etkin bir Oda olma özelliği taşıdıklarını vurgulayan Aşut, “Bu süreçte İKV ile omuz omuza çalıştık. Bizler hedef konuların mutfağı olduk. İş dünyası ve Odalar olarak sorunları ve çözümleri burada pişirdik, olgunlaştırdık ve ilgili Bakanlıklara ilettik” dedi.
Aşut konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu anlamda, panelde konuşulan her konu başlığı; vizesiz Avrupa’dan geri kabule; Gümrük Birliği’nin güncellenmesinden fon ve hibe desteklerine, Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı’nın etkilerine kadar iş dünyası olarak bu konuları defalarca konuştuk, tartıştık, pratik sonuçlarını ortaya koyduk ve görüşlerimizi yetkililerle paylaştık. Bundan sonra da ilgili kurumlarla iş birliği içinde olmaya devam edeceğiz. Çünkü sorun sadece AB üyeliği değildir. Konu da sadece üyelik değildir. Üye olmasak bile bu birliğin bir parçasıyız. Fonların ortak havuzuna para koyuyoruz ve buradan para alıyoruz. Öğrenci değişim programları ile kültür entegrasyonunun bir parçasıyız; gümrük birliği ile ekonominin parçasıyız.”
“Hiçbir şey vazgeçilmez değildir”
Son yanşan siyasi ve sosyal sorunların sonunda Türkiye’nin güvenliğin de parçası olduğunun görüldüğünü vurgulayan Şerafettin Aşut, şunları söyledi:
“Bundan dolayı onlarca hükümetin, yıllar harcadığı bu proje birkaç siyasi kriz ve soruna kurban edilecek bir değer değildir. Bugün ABD bile Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı ile bu ekonomik ve siyasi gücün vazgeçilmez olduğunu görüyor. İngiltere ayrılacakmış, AB zaten dağılacakmış gibi spekülasyonlarla değil; var olan ortamın ve AB’nin var olan gücünden ülkemiz adına, ekonomiden demokrasiye her alandaki gelişmesine katkı sunmak ve yararlanmak en akılcı yaklaşım olacaktır.
Elbette AB de bir gün dağılabilir veya gücünü yitirebilir. Ancak, en az onun kadar yeni bir güç ortaya çıkana kadar bu güçlü birliğin bir parçası olmak aklın ve gerçekliğin bir gereğidir. Bu bir kompleks değil, küresel dünyanın bir gereğidir. Elbette, hiçbir şey vazgeçilmez değildir. AB sürecinde bir sıkıntı olursa; Büyük önder Atatürk’ün dediği gibi ‘Yeni bir dünya kurulur ve Türkiye yerini alır.’
Bizler ülkemizin gücüne ve bağımsızlığına inanıyor ve değer veriyoruz. AB üyelik sürecini bu kazanımların dışında ülkemizin bağımsızlığına, birlik ve bütünlüğüne ve dahası terörle mücadelede zayıf düşürülmesi ve haksız çıkarımlısına neden olabilecek amaçlara alet etmek isteyen AB yetkililerini de uyarıyoruz. İş dünyası olarak bu konuda AB’den daha samimi olmasını istiyor ve bu coğrafyada kendilerinin de büyük payı olan terör ve savaşların faturasını milletimize ve ülkemize ödetemeyeceklerini hatırlatmak istiyoruz.”
İKV Nedir?
İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV), AB ve Türkiye-AB ilişkileri alanında uzmanlaşmış olan bir sivil toplum ve araştırma kuruluşudur. İKV, İstanbul Ticaret Odası ve İstanbul Sanayi Odası’nın ortak girişimi ile 1965’te kurulmuştur.
Bugün, kurucularının yanı sıra, başta TOBB olmak üzere TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi), TÜSİAD, İHKİB (İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği), İstanbul Ticaret Borsası, Türkiye Bankalar Birliği, TİSK (Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu), Türkiye Ziraat Odaları Birliği gibi iş dünyası ve sektörleri temsil eden mütevelli kuruluşlar tarafından desteklenmektedir. Yani, arkasında iş dünyası vardır. Çünkü, AB hedefi iş dünyasının ortak hedefidir. Sadece ekonomik değil, gelişmiş dünyanın parçası olma, küresel değerlerin ve gelişmişliğin bir parçası olma hedefidir.