Hastaların sağlık harcamaları oldukça yüksek. Bu sıkıntılı dönemlerinde biraz olsun kolaylık sağlanması adına özellikle hasta bezi gibi zaruri ve sık kullanılan ürünlerin KDV’sinin sıfırlanmasının faydalı olacağına inanıyorum.
MTSO 26 No’lu Meslek Komitesi, sektör sorunlarına odaklandı. Alt sektör temsilcileriyle bir araya gelen Komite Üyeleri, sorunları tespit edip ardından çözümü için lobi oluşturmaya hazırlanıyor. Bir taraftan sorunların çözümüne odaklanan üyeler, diğer taraftan sektör temsilcilerinin ihtiyaç duyduğu eğitimlere ağırlık verme hedefinde.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 26 No’lu Sağlık Hizmetleri, Medikal ve Kozmetik Meslek Komitesi Başkanı Hakan Dindar, çalışmaları hakkında bilgi verdi. Göreve yeni gelmeleri nedeniyle yol haritalarını çizmek adına ilk olarak alt sektör temsilcilerine yönelik toplantılar düzenleyip sorunları tespit etme kararı aldıklarını anlatan Dindar, ardından bu sorunların çözümüne yönelik çalışacaklarını söyledi.
Çalışmaya medikal sektörü ile başladıklarını bildiren Dindar, konuşmasını tespit ettikleri sorunlar hakkında bilgi vererek sürdürdü. Sektörde yaşanan en büyük sorun olarak haksız rekabeti gösteren Dindar, şunları söyledi:
“Geçtiğimiz yıllarda medikal sektöründe sistem değişikliğine gidildi. Buna göre faaliyet gösteren firmaların mesul müdür, satış elemanı gibi ek personel çalıştırması zorunlu oldu. Bu çalışanlarda 4 yıllık fakültelerden mezun olma şartı arandı. Ya da dükkanların belirli metrekarelerin altında olamaması gibi bir dizi şart getirildi.
Medikal sektör temsilcileri kendilerini bu sisteme hazırlamak, gerekli belgeleri almak, gerekli personeli bulmak adına ciddi bir çaba içine girdi. Maliyetler ciddi ölçüde arttı. Ancak sektör temsilcileri işlerini devam ettirebilmek için bu kadar titizlikle hareket ederken medikal malzeme satışına izin verilen eczaneler için bu şartlar aranmıyor. Bu durumda ekstra maliyetleri bulunmaması nedeniyle ürünleri daha uygun fiyatlarla satabiliyorlar ve haksız rekabet oluşuyor.”
Eczanelere medikal malzeme satışına izin veriliyorsa benzer kurallara uyum şartı aranması gerektiğini kaydeden Dindar, “Tek sorun bu malzemelerin eczanelerde satılıyor olması değil. Sektörde kalite artırmak adına bir takım çalışmalar yapılmasına rağmen uygulamalarda maalesef hassas davranılmaması. Çünkü medikal malzemeler son dönemlerde Tekzen, Koçtaş gibi mağazalarda dahi satılmaya başladı. Sektörümüzün kalitesi giderek azalmaya başladı” dedi. Hastanelerde hiçbir bilgileri olmamasına rağmen hasta bakıcıların dahi medikal malzeme satabildiğini kaydeden Dindar, bu sorunların çözümü için ilgili yerlerle önümüzdeki süreçte temasa geçeceklerini ve lobi çalışmalarına ağırlık vereceklerini anlattı.
“İnternet satışları bizi yoruyor”
Öte yandan internet satışlarının da sektör üzerinde önemli bir yük olduğuna değinen Hakan Dindar, “Yaklaşık 2 yıl önce Sağlık Bakanlığı tarafından medikal ürünlerin internet satışları yasaklanmış olmasına rağmen halen bu satışların devam ediyor olması da sektörü oldukça zorluyor” diye konuştu.
Bir taraftan haksız rekabetler nedeniyle satış fiyatlarını artıramazken diğer taraftan maliyetlerinin her geçen gün arttığına dikkat çeken Dindar, döviz kurlarının yükselmesinin hemen hemen tüm kalemlerin fiyatını artırdığına değindi. Bu dönemde stoklu çalışan firmaların sıkıntı yaşamadığını ancak yeni alım yapan firmaların ciddi fiyat farklarıyla karşılaştığını vurgulayan Dindar, “Satış fiyatlarımız neredeyse alış fiyatımız oldu. Kazançlarımız yok denecek kadar azaldı. Sektör temsilcilerinin bu durum ile mücadele edebilmesi her geçen gün zorlaşıyor” değerlendirmesini yaptı.
“Zaruri ürünlerdeki KDV oranları gözden geçirilmeli”
Fiyatları artıran diğer bir unsur olarak KDV oranlarını gösteren Hakan Dindar, özellikle zaruri olan malzemelerde KDV’nin sıfırlanmasının tüketiciler açısından büyük bir rahatlama getireceğine dikkat çekti. Bu uygulamanın doğrudan yüzde 18’lik indirim anlamına geleceğini ifade eden Dindar, girdi maliyetlerindeki artışa bağlı olarak ürün fiyatlarının yeterince arttığını buna bir de KDV eklenmesi ile birlikte tüketicinin de ciddi sıkıntı yaşadığını belirtti.
Birçok zaruri üründe KDV’nin sıfır olduğunu hatırlatan Dindar, “Örneğin tekerlikli sandalyede sıfır, ancak hasta bezinde yüzde 18 KDV uygulanıyor. Oysa bu da çok sık tüketilen bir sarf malzemesi ve kesinlikle zaruri bir ihtiyaç. Hastaların sağlık harcamaları oldukça yüksek. Bu sıkıntılı dönemlerinde biraz olsun kolaylık sağlanması adına özellikle bu üründe KDV’nin sıfırlanması gerektiğine inanıyorum” diye konuştu.
“Kalifiye eleman bulmak çok zorlaştı”
Hemen her sektörde olduğu gibi medikal sektöründe de yetişmiş eleman bulma noktasında sıkıntı yaşandığını anlatan Hakan Dindar, “Günümüzde gençlerin büyük bölümü maalesef masa başı iş, memuriyet istiyor. Bu nedenle bizim sektörümüz de dahil olmak üzere birçok alanda yetişmiş eleman bulmakta zorlanıyoruz. Komite olarak bir taraftan sektörün ihtiyaç duyduğu konularda eğitim verirken diğer taraftan sektöre kalifiye eleman yetiştirilmesi noktasında neler yapabileceklerini araştıracaklarını söyledi.
Bugüne kadar sektörde yaşanan en ciddi sıkıntının Üniversite Hastanesi alacakları olduğunu da hatırlatan Dindar, “Bu, özellikle ihale ile çalışan firmalarımızı geçmiş yıllarda olumsuz etkileyen en büyük sorundu. Ancak çözümü yönünde adımlar atılmaya başladı. Ödemeler yavaş yavaş gerçekleştiriliyor. Önümüzdeki süreçte firmalarımızın daha da rahat edeceğine inanıyorum” diye konuştu.
“SUT fiyatları gözden geçirilmeli”
Medikal sektörünün yanı sıra özel sağlık kuruluşlarının sorunlarına da değinen Hakan Dindar, özel hastanelerde Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyatlarının geçerli olduğunu hatırlatarak son 9 yıldır bu fiyatlarda bir artış yaşanmamasının sektöre sıkıntı verdiğine dikkat çekti. Devletten alınan fiyatlar artmamasına rağmen işletme giderlerinin 9 yılda yaklaşık yüzde 300 arttığını belirten Dindar, aradaki farkın hastalardan tahsil edilmeye başladığını söyledi. Dindar, hastadan alınan farkın minimuma indirilebilmesi adına SUT fiyatlarının en az yüzde 50 artırılması gerektiğini dile getirdi. Bir diğer sorun olarak farklı alanlarda farklı tarihlerde yapılan denetimleri gösteren Dindar, şöyle konuştu:
“Çok sayıda kurumdan farklı tarihlerde denetim yapılıyor. Örneğin Sağlık Bakanlığından, Maliye Bakanlığından, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından farklı zamanlarda farklı denetçiler geliyor. Bizler denetime hiçbir zaman karşı olmadık ama bu denetimlerin tek çatı altında toplanması halinde iş kayıplarının önüne geçilecektir. Ya da tüm personel denetime yoğunlaştığı için düşen hizmet kalitesinin önüne geçilecektir.”
Doktorlara getirilen kadro sınırlamasının ise bir diğer sorun olduğunu belirten Dindar, ara ara Sağlık Bakanlığı tarafından açılan kadroların yeterli gelmediğini, hastanelerin ihtiyaç duyduğu doktoru çalıştırmasına izin verilmesi gerektiğini ifade etti.
Konuşmasının sonunda Mersin’de devam eden havaalanı yatırımına paralel olarak kentte sağlık turizminin geliştirilmesine yönelik komite olarak yaptıkları çalışmaya da değinen Dindar, “Sağlık turizmini geliştirmek adına bir Ur-Ge Projesi yürütüyoruz. Yakın zamanda sektör temsilcilerini Odamızda toplayarak bilgilendirme yapacağız” dedi.