MTSO Haber Gazetemize her yıl olduğu gibi yaz aylarında verdiğimiz iki ay aradan sonra siz değerli okuyucularımızla tekrar buluşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Gazetemize bir süre ara versek de Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak 365 gün hizmet veren bir kurum olarak çalışmalarımıza ara vermeden devam ettik, üyelerimize hizmet vermeye devam ettik.
Odamızın omurgası olan komitelerimizle, Meclisimizle ve Yönetim Kurulumuzla Mersin’in ekonomi başta olmak üzere eğitimden sağlığa, kültür sanattan spora ve tüm sektörel projelere kadar birlikte çalıştık, sorunlara çözümler ürettik. Özellikle MTSO olarak etkin üyesi olduğumuz ulusal ve uluslararası oluşumlardaki görevlerimize, yani Mersin’i ve Mersin ekonomisini tanıtma çalışmalarımıza etkin bir şekilde devam ettik. Özellikle etkin ve karar verici bir rolümüz olan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu DEİK ve Akdeniz’de kıyısı olan 22 ülke ve yaklaşık 250 Ticaret ve Sanayi Odasının üye olduğu dev bir örgüt olan Akdeniz Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği ASCAME’deki görevlerimize devam ettik. Bir asrı geçen köklü tarihimizin arkasında işte bu disiplin, Mersin sevgisi ve kurumsallaşma vardır.
MERSİN’DE YEREL YÖNETİMDE YENİ BİR DÖNEM
2014 yılı ilimizde yerel yönetim anlamında bir değişime sahne oldu. Her ne kadar yeni bir yönetim gibi görünse de Sayın Burhanettin KOCAMAZ ve ekibinin uzun süre Tarsus Belediyesindeki tecrübeleri ve Mersin’i yakından tanımaları çok geçmeden Mersin’in sorunlarına hızlı müdahaleler getirdi. Mersin olarak, Mersin’in tüm dinamikleri olarak artık yapmamız gereken şey siyaseti, ayrımcılığı, basit partizanlıkları bir kenara bırakıp Mersin ortak paydasında buluşmaktır. Demokrasinin güzelliği ve gereği budur. Siyasi rekabet seçim sürecinin bir gereğidir; Ancak, seçim bittikten sonra ayrıştırıcı siyaset ve partizanlıklar bitmelidir. Kurumlar arasındaki etkin iş birliği için bu bir zorunluluktur. Unutmayalım bu kentin tüm kurumları hepimizindir. İnsanlar geçici ama kurumlar ve hizmetler bakidir, öyle olmalıdır. Elbette eleştiriler olur ama önemli olan bu eleştirilerde yapıcı ve samimi olmaktır. Önemli olan basit bir muhalefet yapmak değil, katkı koymaktır. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak öncelikle iş dünyamızın, üyelerimizin yerel yönetimle olan ilişkilerini yönetme konusunda, üyelerimizin çıkarlarını koruma konusunda her zamanki duruşumuzu devam ettireceğiz. Ancak, herkes için ilk öncelik Mersin’in çıkarıdır. Mersin varsa biz varız, işimiz var, aşımız ve huzurumuz var. Mersin’in yoksa kişisel ve kurumsal çıkarları korumanın bir yararı olamaz. Önce Mersin diyerek gerek Büyükşehir Belediyemizle gerekse alt Belediyelerle uyumlu iş birliğine ve olumlu katkılar sunmaya devam edeceğiz. Mersin’in tüm kurumları birbirinin rakibi değil destekçisi olmalıdır.
ŞİKAYET MAKAMI DEĞİLİZ; ÇÖZÜM MAKAMIYIZ
Mersin birçok gelişen kent gibi, dünyanın gelişmiş kentlerinin birçoğu gibi olumlu ve olumsuz gelişmeleri aynı anda yaşıyor. Bu aslında doğal bir şey. Hiçbir büyüme sancısız olmaz. Mersin bir yandan ekonomisini geliştirirken öte yandan bu gelişmeyi bir sıçramaya dönüştürecek olan birçok alt yapı projesini bürokrasiye kurban etmektedir. Aslında kurban edilen sadece Türkiye’nin en önemli üretim, istihdam ve ihracat kenti olan Mersin değil, Türkiye ekonomisidir. Avrupa-Asya ve Rusya-Afrika akslarında köprü ülke olma iddiası olan Türkiye’nin en önemli lojistik kenti olan Mersin’in "Lojistik Merkez" projesi çöpe atılıyor. Nedenini ne bilen var ne de merak eden? Arsa hazır, girişimci hazır, sermaye hazır ama okyanuslar geçiliyor derelerde boğuluyoruz. Mersin’in bu konuda iddiasını ve gücünü bilmelerine rağmen icra gücü olan yetkili resmi kurumlar çaba göstermiyor. Çevre ülkelerde ve Akdeniz’deki rakip ülkeler benzer projeleri yapıyor ve atı alan Üsküdar’ı geçiyor. Ondan sonra da üretici, ihracatçı tüm karını lojistik maliyetlere harcıyor, para kazanamıyor diye ağlıyoruz. Aynı sıkıntı bölgenin önünü açacak olan Çukurova Uluslararası Bölgesel Havaalanı için de geçerli. Bir firma ihaleyi alıyor ve daha sonra finansman sorunlarından dolayı inşaatı yarım bırakıyor. Böyle sorunlar olabilir. Yapılması gereken ihalenin tekrarı ve bu işi yapmaya niyetli yeni bir firmaya bu işin verilmesidir. Ancak bu konuda ne yerelden ne de ilgili bakanlıklardan hiçbir adım atıldığını göremiyoruz. Bilgilendirilmiyoruz. Sanki birileri söz konusu Mersin olunca gözlerini kapıyor, kulaklarını tıkıyor. Bunların Mersin’e kaybettirdiği yerli ve yabancı yatırımcı sayısı bırakın kent ekonomisini ülke ekonomisi adına bile küçümsenecek rakamlar değil. Buna hiç kimsenin hakkı yoktur. Mersin’i göz ardı etmek gibi kısır düşüncelerle aslında Türkiye’nin cezalandırıldığı unutulmamalıdır. Mersin bu gün vergi tahakkukunda Türkiye altıncısıdır. Yani, Mersin Türkiye’nin ekonomik anlamda en büyük ilk beş-altı kentinden biridir. Mersin Türkiye’nin istihdam yükünü çeken bir kenttir. Mersin Türkiye’nin sosyal yükünü çeken bir kenttir.
MERSİN HUZUR KENTİDİR
Mersin aldığı göçü sosyal huzura, işe ve aşa dönüştüren Türkiye’nin huzur kentidir. Mersin’den esirgenen yatırımların yüzde biri başka kentlerden esirgense o kentlerde sosyal patlamalar yaşanır, ekonomik çöküşler yaşanır. Mersin buna rağmen kendi göbek bağını kendisi keserek Türkiye’nin ekonomik ve sosyal zenginliği olmuş, örnek olmuştur. Son birkaç yıldır yaşanan Suriyeli göçü buna en güzel örnektir. Bir insanlık dramı sonucu ilimize sığına bu insanlara Mersin kucak açmıştır, ekmeğini bölüşmüştür ve başka yerlerdeki olayların hiç biri ilimizde gerçekleşmemiştir.
Biz Mersin iş dünyası olarak her zaman şunu söyledik; Oturduğunuz makamlar şikayet etme ve ağlama makamı değildir; Oturduğumuz makamlar çözüm üretme makamıdır. Bunun bilinci ile şikayet etmeden Mersin için çalışmaya devam edeceğiz.