“Değişmeyen yok olur” diyor bir bilge… Değişmek doğanın kanunu… Direnseniz de, istemeseniz de değişiyor her şey. Bazen çaba harcamasak da bir şeyler değişiyor. O halde önemli olan değişmekten daha çok, doğru bir şekilde dönüşmektir.
Olumsuza doğru değişmek değil, olumluya doğru, kaliteye doğru dönüşmektir esas başarı. Eğer tüm bunları kendi çabamızla ve aklımızla yapabiliyorsak işte o zaman her anlamda bir “Gelişme Devrimini” gerçekleştiriyoruz demektir.
Mersin son 5 yıldır bu dönüşüm yolunda ciddi anlamda yol kat eden nadir kentlerden birisidir. Bir söz vardır: “Yarını satın alacak tek şey, bugündür”… Evet, bugün Mersin’de başarılan ne varsa; Bugün Mersin’de yaşanan ne gibi olumlu şey varsa; Bu, tüm Mersin dinamiklerinin el birliği ile dün satın aldığı; Yani, geçmiş çabaların, gayretlerin, uykusuz gecelerin, işten ve ailelerden çalınan zamanların ve hepsinden önemlisi Mersin sevgisinin sonucudur. İnsanımıza duyulan saygının bir sonucudur. Çünkü, insan esastır. İnsanımıza hitap etmeyen hiçbir projenin önemi yoktur. Mersin son yıllarda insanı merkeze almayı başarmıştır. Mersin son yıllarda insanı değerli kılan en önemli şey olan bilgiyi merkeze almıştır. Mersin son yıllarda “önce insan, sonra ekonomi” demiştir. Bizler insanımızı ve kentin tüm kaynaklarını salt ekonomik gelişmeye hizmet eden şeyler olarak görmüyoruz. Tam aksine, ekonomiyi insanımıza hizmet eden, insanımızı mutlu etmek zorunda olan bir araç olarak görüyoruz. Zaten, ekonominin tanımı da bu değil mi? İşte bunlarda biri Akdeniz Oyunları ve kentimize kazandırdıklarıdır.
AKDENİZ OYUNLARI, ÖNCELİKLE BİR BARIŞ PROJESİDİR
Akdeniz Oyunları sadece bir spor organizasyonu değildir. Akdeniz Oyunları’nın kente getirilerini üç ana başlıkta görebiliriz. İlki, kentimize uluslararası standartta 500 milyon Türk Lirası değerinde spor tesisleri kazandırılmış olmasıdır. İkincisi, haftalardır dünya Mersin’i, spor ve huzurla özdeşleşen bir kenti konuşuyor. Bunun tanıtım değeri para ile ölçülemez. Turizmde bir hedefi olan Mersin için bu paha biçilmez bir tanıtımdır. Ayrıca, kurvaziyer turizm hedefimize bir de spor turizmi ilave edilmiştir. Oyunların üçüncü katkısı ise, belki de hepsinden daha önemli olan ve dünyanın en çok ihtiyacı olan barış ve kardeşlik mesajlarının dünyaya Mersin’den verilmiş olmasıdır. Artık, Mersin olarak yapmamız gereken şey bu tesislere sahip çıkmak ve uluslararası spor karşılaşmalarını Mersin’e getirerek bu tesisleri kentin ekonomik canlılığına entegre etmektir. Bu tesislerin yanı sıra, Havaalanı temelinin de atılmış olması sanırım artık Mersin’in genel bütçeye yaptığı katkılardan hak ettiği payı almaya başladığını gösteriyor. Bu bakış açısındaki değişimi ve bu bakış açısını değiştiren şeyi görmek gerekiyor. Mersin eski Mersin değildir. Mersin dinamikleri birliğini ve beraberliğini koruduğu sürece hayal ettiğimiz o “Mersin Lobisi” oluşacaktır. İşte lobi dediğimiz şey budur. Yani, sürekli bir şey isteyen değil, bakış açısını değiştiren güçtür lobi. Tüm bunlara katkıda bulunan herkese binlerce teşekkürler.
5 BİNLİK İMAR PLANI MERSİN’İN ÖNÜNÜ AÇACAK NİTELİKTE
Mersin olarak tüm kurumlarımız- kamu veya özel- aynı hızda koşmalıdır. Aksi takdirde hedeflerimize ulaşamayız. İşte bunun örneklerinden biri de imar planlarımızdır. Dünya yatırımcı ararken, biz ayağımıza gelen yatırımcıyı kapımızda bekletiyoruz. Neden? Çünkü imar planımızda ticaret alanları belli değildi; İmar planımızda turizm alanları, sanayi alanları, eğitim kampüsleri, sağlık alanları belli değildi… Büyükşehir Belediyemizin MTSO’da, Mersin’in tüm ekonomik odaklarına yaptığı bilgilendirme sonucunda, uzmanlarımızın tüm bu sıkıntıları giderecek, ekonomik anlamda kentin önünü açacak önerileri Büyükşehir Belediyemizin yetkililerine ilettik. Büyükşehir Belediyemizin kente gelecek yatırımların önünü açacak önerilerimizi plana dahil etmesi bizleri çok mutlu etti. Bakınız, turizmde hedefi olan bir Mersin’den bahsediyoruz; Ancak, dört ve beş yıldızlı birkaç otelimiz var. Neden? Çünkü 5 binlik planda otel yatırım alanları işaretlenmemişti. Sanayi yatırımcıları arsa bulamıyordu. Çünkü, 5 binlik planda ne sanayi vardı ne de kente yaymak istediğimiz, tek bir alandan kurtarmak istediğimiz küçük sanayi siteleri vardı. Özel okul ve üniversite yatırımcıları arsa bulamıyordu. Çok şükür, yeni imar planında tüm bu sorunlar çözüldü. Artık, Mersin Büyükşehir Belediye Meclisinden bu planın onanmasını bekliyoruz. Tüm Mersin bekliyor. Siyaset üstü bir tavırla, toplumun yararı gözetilerek, bu plan daha fazla bekletilmemelidir; Mersin’in geleceği bekletilmemelidir. Mersin’in daha nitelikli büyümesini, ticaret ve sanayi alanlarının kente homojen dağılmasını istiyorsak; Öte yandan, kentin ekonomisinin bir bölgeye sıkıştırılarak trafiğinin felç edilmesini istemiyorsak beş binlik plan acilen uygulamaya girmelidir.
MERSİN’İN YÜKSELİŞİ BAŞLIYOR;
ÇÜNKÜ, MERSİN BİRLİK DUYGUSUNUN NE OLDUĞUNU GÖRMEYE BAŞLADI
MTSO’da göreve geldiğimiz günden itibaren dışlayan, bölen ve ötekileştiren olmadık. İşte bu samimi sürecin sonucudur ki; Bugün Mersin iş dünyası kaynaşmış, kucaklaşmış ve dayanışmanın ne olduğunu görmüştür. Siyasetin, çağımıza yakışmayan etnik ayrımcılıkların, kültürümüze ve edebimize yakışmayan dini ve mezhepsel ayrımcılıkların basit tuzaklarına düşmeyen Mersin iş dünyası ve Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, seçim sonuçlarıyla Türkiye’ye demokrasi ve kardeşlik anlamında örnek olmuştur. Mersin’i gerçek anlamda temsil eden bir Yönetim ve bir Meclisimiz var. Kişisel farklılıklarımızın bir kenara kaldırıldığı ve toplumsal yararın öne çıkarıldığı bir felsefemiz var. Biz kendimize inanırsak, herkes bize inanır. İşte o zaman lobi denen şey ortaya çıkar. Lobi, Ankara’da kapılarda beklemek değildir. Lobi Ankara’nın Mersin’e bakışını değiştirecek mesajları vermektir. Lobi başkalarına “Biz bir ve beraberiz, bizi parçalayamazsınız, bizi ayrı ayrı değerlendiremezsiniz” mesajı vermektir. Bu mesajı birileri aldı ki; Bakınız, Mersin sanayisi ilk kez Türkiye sanayisinin kalbi olan Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kurulu-OSBÜK’te Yönetime girdi. Bu mesajı birileri aldı ki; Türkiye’nin en büyük Havaalanlarından birinin temeli Mersin’de atıldı; Birileri bu mesajı aldı ki; Akdeniz Oyunları’na bir buçuk yıl kala, Mersin’i yok saymadan ve görmezden gelmeden bu tesisler bir “Türk Mucizesi” olarak kente kazandırıldı.
Karşımızdakine “Beni anlamıyorsun” demeye hakkımız yok: Yeter ki, mesajımız sağlam olsun…