Bölgemizde çıkan mermer yurtdışında yoğun talep görüyor. Ancak ihracatımızın artması için maliyetlerimizin düşürülmesi, KDV iadesi alacaklarının zamanında ödenmesi, sık değişen düzenlemelerden vazgeçilip paralelinde gelen cezaların en aza indirilmesi ve devlet hakkı payının geçmişte olduğu gibi yüzde 2’lere çekilmesi önemli.
Madenciler son dönemlerde devlet hakkı payındaki artışlardan şikayetçi olduklarını dile getirdi. Geçen yıla kadar yüzde 2 olan devlet hakkı payının geçen yıl yüzde 4’e bu yıl ise yüzde 4,5’a çıkarıldığını belirten MTSO 23 No’lu Madencilik ve Mineral Ürünler Meslek Komitesi Başkanı Hüseyin Oynar, “Aynı zamanda son bir yıldır taban fiyat uygulaması da yapılıyor. Yani ürünün piyasa fiyatı dışında devlet yüksek bir fiyat belirliyor ve devlet hakkı da bu belirlenen taban fiyat üzerinden kesilince yüzde 4,5 yerine oran yüzde 20’lere ulaşıyor. Bunlar madenciler için oldukça yüksek rakamlar. Hiçbir madencinin kar payı bu kadar yüksek değil” dedi.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 23 No’lu Madencilik ve Mineral Ürünler Meslek Komite Başkanı Hüseyin Oynar, komite çalışmaları hakkında bilgi verip sektöre ilişkin değerlendirmeler yaptı. Komite olarak uzun süredir üzerinde durdukları en önemli konunun sektörel sanayi sitesi olduğunu hatırlatan Oynar, “Şu anda sektörün en büyük sorunu kendisine ait bir sanayi sitesi bulunmaması. Komite olarak bu sorunun çözümüne yoğunlaştık. Uygun arazi arayışlarımız devam ediyor. Ancak maalesef yaklaşık 8 yıldır arazi sorununu aşıp bir sonuç alamıyoruz. Yeni yerel yönetimlerle bir araya gelerek taleplerimizi yineleyip bu konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz” dedi.
İstedikleri standartlarda bir sanayi sitesi için yaklaşık 200 – 300 dönümlük arazinin yeterli olacağını anlatan Oynar, bu alanda depo ve atölyelerin, sosyal donatı alanlarının yer alacağını oluşacak sinerji ile firmaların da alıcıların da rahatlayacağını söyledi. Mevcut durumda atölyelerin şehrin içine sıkışıp kaldığını, binaların altında çalışmalarını sürdürdüğünü dile getiren Oynar, bu durumun hem ses kirliliğini hem de oluşan mermer tozlarıyla çevre kirliliğini beraberinde getirdiğini anlattı. Sitenin şehirden biraz uzakta kurulması ile birlikte kent içindeki ses kirliliğinin önüne geçilebileceğine de değinen Oynar, aynı zamanda kent trafiğinin de rahatlayacağını anlattı. Mermercilerin birleşerek kurmuş oldukları bir dernekleri, bir de kooperatifleri bulunduğu ve belli bir aidat gelirlerinin olduğunu da ifade eden Oynar, gerekli arazi tahsisi yapılması halinde üst yapının rahatlıkla tamamlanabileceğini söyledi.
İç piyasada inşaattaki sıkıntı mermerciyi de etkiliyor
İç piyasada ciddi sıkıntılar yaşandığına da dikkat çeken Hüseyin Oynar, özellikle inşaat sektöründe yaşanan daralmadan büyük ölçüde etkilendiklerini dile getirdi. Bir inşaatta mermerin projenin son aşamasında döşendiğini ve devam eden projelerde dahi son aşamaya gelindiğinde müteahhitte para kalmadığını anlatan Oynar, “Arkadaşlarımız bu nedenle büyük ölçüde paralarını alamıyor. Alamayınca kendi ödemelerini de yapamıyorlar. Sorunlar kısır döngü şeklinde artarak sürüp gidiyor” değerlendirmesini yaptı. Benzer şekilde kamu ihalelerinde de ödeme sorunu yaşandığını belirten Oynar, taahhütler yerine getirilmesine rağmen hak edişleri alma noktasında sıkıntı yaşandığını söyledi.
“İhraç pazarları iyi durumda”
İç piyasada sıkıntı yaşanırken ihraç pazarlarında taleplerin oldukça iyi olduğuna değinen Hüseyin Oynar şu bilgileri verdi: “Bölgemiz özellikle mermer konusunda çok iyi durumda. Türkiye genelinde iyi bir potansiyele sahip olduğumuzu söyleyebilirim. Erdemli ve Silifke’de toplamda 20’ye yakın ocak işletmemiz bulunuyor. Bu işletmeler ihracat ağırlıklı çalışıyor. Öncelikli pazarlar Çin, Hindistan, Bangladeş, Tayland, Tayvan, Endonezya, Malezya gibi ülkeler. Bu ülkeler sıcak olması nedeniyle gerek evlerin büyük bölümünde gerekse kamu binalarında mermer kullanmayı tercih ediyor. Nüfus yoğunlukları da fazla ve kendi ellerinde kaliteli mermer bulunmayınca ithalat yoluna gidiyorlar. Bu nedenle yoğun talep geliyor.”
“İhracatın önü açılmalı”
Mevcut durumda gerek ekonomik sıkıntıların aşılabilmemsi gerekse 2023 yılı ihracat hedeflerine ulaşılabilmesi adına ihracat artışının büyük önem taşıdığını vurgulayan Hüseyin Oynar, yurtdışından ürünlerine talep olmasına rağmen zaman zaman bürokratik engelleri aşmakta zorlandıklarını ve istedikleri ihracat performansını gösteremediklerini söyledi. “Bürokraside karşılaşılan en büyük sorun gecikme” diyen Oynar, “Bugün bir e-maili 2 dakikada yazıp 1 saniyede Amerika’ya gönderebiliyorsunuz oysa ülkemizde bir evrak, ilgili kurumlarda günlerce iki oda arasında gidip gelemiyor” diye konuştu. Gecikmelerin yanı sıra çok sık değişen uygulamalardan da şikayetçi olan Oynar, sık karşılaşılan değişiklikleri takip etmekte zorlanmaları nedeniyle cezalara maruz kaldıklarını söyledi.
“Rekabetçi yapımızın güçlenmesi için maliyetler düşmeli”
Yurtdışında hedef pazarlara mesafe olarak uzak olduklarını hatırlatarak bu nedenle ihracatta rekabetçi yapının güçlenebilmesi adına maliyetlerin minimuma indirilmesinin önemine dikkat çeken Hüseyin Oynar, “Ödediğimiz her ekstra ceza ya da yükselen devlet katkı payları maliyetlerimizi artırıyor ve bizleri rekabette zorluyor. Bu sıkıntıların ortadan kalkması adına bir düzenleme bekliyoruz” ifadelerini kullandı. Aynı zamanda ihracatta KDV alacakları noktasında ciddi gecikmeler yaşandığına da değinen Oynar, ihracatçının aldığı iadeler kadar kar edebildiğini, bunu da alamaması halinde iş yapmaktan vazgeçtiğini söyledi. Firmalar ihracattan vazgeçince ülkeye döviz girişinin azaldığını ifade eden Oynar, iadelerin en kısa zamanda ödenmesi gerektiğini vurguladı.
“Tüm girdi maliyetleri arttı”
Gerek cezalar gerek devlet katkı payları gibi ekstra maliyetlerin yanı sıra girdi maliyetlerinde de ciddi artışlar yaşandığına işaret eden Oynar, şu bilgileri verdi: “En büyük girdi kalemlerinden bir tanesi mazot. Bilindiği gibi mazot fiyatları inanılmaz arttı. Mazotla üretilen bir hammaddenin satışı da zor oluyor. Rakamlarımız dünya piyasalarının üzerinde kalıyor. Bunun yanında eleme tesislerinin kurulum maliyetleri de çok yüksek. Kullanılan araç gereçlerin büyük bölümü ithal. Aynı şekilde enerji maliyetleri de oldukça arttı. Bundan iki yıl önce bir mermer fabrikasına ortalama 15 bin lira elektrik faturası gelirken bugün aynı şartlarda çalışan işyerlerine en az 35 – 40 bin liralık faturalar geliyor. Bu rakamlarla yurtdışında rekabet edebilmek, talep olmasına rağmen çok zor. İşlerin düşmesine ve paralelinde istihdamın azalmasına neden oluyor. Maliyetlerimizin düşmesi halinde daha çok talebe yanıt verebileceğimize inanıyorum.” Aynı zamanda kurda yaşanan dalgalanmaların da ihracatı olumsuz etkilediğini kaydeden Oynar, malı sattıkları dönemle vadesi geldiğinde tahsilat yaptıkları dönem arasında sürekli bir kur farkı yaşandığını bunun zaman zaman ciddi kayıpları da beraberinde getirdiğini söyledi.