MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI
Türkçe English
MTSO 13. Yıl
ÇAĞRI MERKEZİ 0850 304 33 33
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin Cennet Cehennem

Kutuplaşma Koronavirüsten daha tehlikeli  28.09.2020 tarihinde yayınlandı

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak;  Oda Meclisimiz, Yönetim Kurulumuz ve bizce işin mutfağı olan, Mersin ekonomisinin sorun tespitlerinin, çözüm önerilerinin pişip olgunlaştığı yer olan 41 Meslek Komitemizle, Mersin ekonomisinin çarklarının düzgün işlemesi için çalışıyoruz. 41 Meslek Komitemiz 20 bine yakın işletmemizi temsil ediyor. Bu firmalarımız içinde İSO listelerine giren devler de var, orta ölçekli işletmeler de var, bunlara destek veren küçük işletmeler de var. Her biri çok önemli ve kentimiz için çok değerli. Tüm firmalarımız bir bütünün parçaları. Tek bir firmamızın kapanması demek bu ekonomiyi ayakta tutan payandalardan birinin çökmesi ve ekonominin zarar görmesi demektir. Bu sadece işverenlerle ilgili bir durum değildir. İşin istihdam boyutu var. Buradan ekmeğini kazanan insanlar var. İşin tedarikçi boyutu var. Bir domino taşı sırası gibi birbirini tetikleyen bir mekanizma var. MTSO olarak her firmamızı uzun soluklu firmalar haline germek en temel amacımızdır. Küçük veya büyük her bir firmamız Mersin ekonomisinin maddi ve manevi zenginliğidir, refahıdır, sosyal huzurudur.


Kutuplaşma Koronavirüsten daha tehlikeli 

Sorunun çözümüne odaklandık
Pandeminin ilan edildiği ilk günden beri işte bu firmalarımızı korumak, üretimlerinin-  kurallara azami uyarak, insan sağlığını en üst düzeyde koruyarak-  devam etmesini sağlamak temel görevimiz olmuştur. Pandeminin ilk gününden itibaren ülke genelinde alınan ekonomik önlemler paketine somut ve uygulanır anlamda en çok öneri getiren Oda olduk. Bir sorun var ve soruna odaklandık, bunun nedenlerine ve çözümlerine odaklandık. Kişilere, siyasete takılmadan, kişiler ve siyasetin de üstünde davranarak gerçekçi, işe yarayan çözümler ürettik. Tüm Mersin iş dinamikleri ile birlikte hazırladığımız raporları ilgili makamlarla anında paylaştık, siyaset üstü durduk ama yaptıklarımızla aslında siyasete en büyük desteği verdik. Ve bunu yaparken, asla bencilce kendini düşünen, sadece kendi çıkarını korumaya çalışan bir camia olmadık. Zaman dayanışma ve paylaşma zamanı dedik ve bu süreçte firmalarımız istihdamını korumaya çalıştı, öz kaynaklarını kullanarak, fedakarlıklar yaparak üretimine, istihdamına, ihracatına devam etti. Firmalarımızın neredeyse tamamı yılların birikimlerini, yedek akçelerini bu süreçte eritti. Bu kolay bir şey değil. Bu anlamda pandemi döneminde gerçekten iki camia var ki, ülkemizin sağlık, esenlik ve refahı adına haklarını vermek bir borçtur. Birincisi bu virüsle mücadelede en ön cephede savaşan doktorundan hemşiresine, hasta bakıcısına kadar sağlık teşkilatımızın her bir üyesi;  diğeri ise, ülke ekonomisinin çarklarını durdurmayarak ekonominin ayakta kalmasını sağlayan, işvereninden çalışanına, emekçisine kadar Türk iş dünyasıdır. Sorunu en çok hisseden bu iki camia hala büyük bir fedakarlık, azim ve vatan sevgisiyle çalışmaya devam etmektedir. Ne kadar destek verilse azdır. Birine verilecek destek sağlığımıza, diğerine verilecek her destek işimize, aşımıza, sosyal huzurumuza verilecek destek demektir.

Motivasyon ve moral çözümler kadar önemlidir
Böylesi sadece ülkemizin değil, tüm dünyanın etkilendiği bir sorun ortamında yapılması gereken şey, işte bu gerçek sorunlara, nedenlerine ve çözümlerine odaklanmak ve bunu yaparken ülkemizin her kesiminin düşüncesine kulak vermek olmalıdır. Motivasyon ve moral en az diğer destekler ve çözümler kadar önemlidir. Birlik, bütünlük ve dayanışma artık sloganlardan çıkmalı ve gerçek olmalıdır. Bunun da yolu hele bu günlerde olumsuz ve ayrıştırıcı siyasetin her kesim tarafından bir kenara bırakılması, kutuplaşma söylem ve eylemlerinin terk edilmesidir. Sorun hepimizin sorudur, ülke hepimizin ülkesidir. Kutuplaşma en az korona virüs kadar, belki ondan daha da tehlikeli bir şeydir. Çünkü bir gün korona virüs elbet biter ama kutuplaşmanın devam ettiği bir ülkeden hayır gelmez. Sürekli konuşulan ama adı bir türlü somut konmayan, ya da kısa vadede hemen bir etki sağlamadığı için belki çok yüz verilmeyen yapısal çözümler acilen masaya yatırılmalı ve toplumun her dinamiğinin görüşü alınmalıdır. Toplumsal dinamikler, meslek örgütleri kavga edilecek kurumlar olarak değil, aksine tecrübeli, nitelikli ve donanımlı insan kaynağı ile akıllarına başvurulacak kurumlar olarak görülmelidir. Bu anlamda bu yapısal sorunların başında gelen akılcı, bilimsel bir eğitim, beceri sahibi bir toplum, tarımı ve sanayisiyle üreten bir ekonomi ve evrensel bir hukukun tesisi ülkemizin başat konusu yapılmalıdır. Bunlar aslında gerçek kalkınmanın temelidir.

Güzel günleri birlikte getireceğiz
Bizler Ticaret ve Sanayi Odaları olarak bu amaca ve vizyona yönelik her çabanın içinde olduk, olmaya da devam edeceğiz. Aynı geminin içinde gidenlerden biri olarak, eğer gemide veya denizde bir sorun varsa sadece kendi kamaramızın konforunu değil, geminin akibetini düşünmek zorundayız. Bu anlamda iş dünyası olarak yaptığımız her öneri, değindiğimiz her sorun bir eleştiri olarak değil, ülkemize bir katkı olarak görülmelidir. Bizler sorunlara alışkın bir camiayız.  Bu sorunları da aşarız. Ama istediğiniz kadar üretin, ihracat yapın, istihdam sağlayın, ekonomik olarak belki büyüyor gibi görünürsünüz ama bahsettiğimiz yapısal reformlar samimi ve toplumun her katmanının dahil edildiği bir yolla masaya yaratılmazsa gerçek kalkınmayı yaratamayız. Çünkü kalkınma ekonominin büyümesinin ötesinde bir konudur. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak bu sıkıntılı süreçte bu vizyonla çalışmaya, kentimize ve ülkemize yararlı olmaya devam edeceğiz. Ülkemizde taş üstüne taş koyan herkesin yanında olmaya devam edeceğiz. Potansiyelimizi düşündükçe umutsuz olmamızı gerektirecek bir şey yok. Umutluyuz, azimliyiz, güzel günleri birlikte getireceğiz.

 

 

 

Ayhan KIZILTAN

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası 

Yönetim Kurulu Başkanı 

 

 



Sayfa gönderiliyor. Lütfen bekleyiniz

ARKADAŞINA GÖNDER