MTSO 15 No’lu Meslek Komitesi Meclis Üyeleri sektörün önümüzdeki süreçte bir adım daha ileri taşınması adına teknik eleman gereksiniminin iyi planlanması ve eğitim kalitesinin artırılmasını istiyor.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 15 No’lu Mühendislik ve Mimarlık Meslek Komitesi Meclis Üyeleri sektöre ilişkin değerlendirmeler yaparak sektörün gelişimi adına neler beklediklerini anlattı. Ülke ekonomisinde yaşanan dalgalanmalara paralel sektörde yaşanan sıkıntıları da değerlendiren Meclis Üyeleri bu sorunların aşılabilmesi adına yapılabileceklere dikkat çekti.
Güneş: “Sıkıntılı zamanlar için sigorta ve vergi muafiyeti getirilebilir”
15 No’lu Meslek Komitesi Meclis Üyesi ve Çağatay Güneş Mimarlık Sahibi Sadık Çağatay Güneş sözlerine komite hakkında bilgi vererek başladı. Ağırlıklı olarak inşaat sektörünün teknik
hizmetlerini satın aldığı çalışanların bulunduğu bir grubu temsil ettiklerini kaydeden Güneş, “Aynı zamanda inşaat sektörünün içinde bulunduğu kriz sebebiyle en çok etkilenen çalışan grubuyuz” dedi. Ağırlıkla mühendis, mimar, şehir plancısı, iç mimar, peyzaj mimarı gibi mesleklerin krizden çok etkilendiğini vurgulayan Güneş, şunları söyledi: “ Son iki yılda yeni yapı ruhsatı sayısı neredeyse hiç yok diyebiliriz. Durum böyle olunca hizmet üretilemedi ve sektör çalışanları çok olumsuz etkilendi. Birçok büro kapandı veya çalışanlarını işten çıkarmak durumunda kaldı. Böyle durumlarda sektör çalışanlarının sigorta ve vergi giderlerinden muaf tutulması veya faizsiz ertelenmesi kısmen ayakta kalmalarını sağlayabilir.”
“Çevreci projeler desteklenmeli”
Konuşmasını çevreci projelere ilişkin değerlendirmeleriyle sürdüren Çağatay Güneş şu açıklamaları yaptı: “Diğer bir önemli konu da yerel yönetimlerin müteahhitlere yönelik teşvik sisteminin oluşturulmasıdır. Eğer müteahhitler projelerinde çevreci unsurları göz önünde bulundurur ve kendi enerjisini üretebilen, kendi atıklarını zararsız hale getiren gerçek çevreci projeler oluştururlarsa bu müteahhitlere ruhsat harçlarında indirim veya muafiyetler sunulması gerekir.
Bu projeler aynı zamanda yerel yönetimlerin alt yapı yüklerini azaltacak ve işlerini kolaylaştıracaktır. Bu konuda gereken yönetmelik ve uygulama esaslarını belirlemek için üzerimize düşen görevleri yüklenmeye Komite olarak hazırız.”
Aynı zamanda eğitim konusuna da değinen Güneş, her alanda olduğu gibi bu sektörde de teknik eleman gereksinimin iyi planlanması gerektiğini söyledi. Gelecek yıllarda inşaat sektörünün birincil sektör olmasından vazgeçilip daha mikro düzeyde sürekli üretim
yapacak iş kollarının geliştirilmesinin sağlanması gerektiğine işaret eden Güneş, orta öğretim ve üniversite planlamasının da bu günden, bu hedef doğrultusunda yapılması gerektiğini vurguladı.
Arıcı: “Depreme yönelik bilimsel çalışmalar yapılmalı”
Komite Meclis Üyesi ve Arıcı Mimarlık Sahibi Selami Arıcı ise sözlerine kentte bekledikleri düzenlemelere değinerek başladı. Mersin’in deprem kuşağında yer aldığını hatırlatan Arıcı, şehrin deprem açısından sağlam yapılara kavuşturulması gerektiğini vurguladı. Mersin’in 3. derece deprem kuşağında bulunduğunu, geçmişinde büyük depremler bulunduğunu kaydede Arıcı, “Bu nedenle eski yapıların bulunduğu bölgelerde kentsel dönüşüm planlamalarının modellenmesini tartışmalıyız. Bu tartışmaları konunun uzmanı bilim insanlarının katılımıyla, kent içerisindeki mühendis ve mimarlarla beraber uzun çalıştaylarla sonuçlandırmalıyız” dedi.
Kentsel dönüşüm modellemelerinde imar artışına dayalı çözümlerin kentleşme adına iyi sonuçlar vermediğini ifade eden Arıcı, şehircilik adına doğru adımların geniş ölçekli ve kamusal düzenlemelerle mümkün olacağını söyledi. Bölgenin kat sayısının artırılması ve özel sektör müteahhitlerinin kat karşılığı denilen yöntemlerle inşaat yapmalarının doğru olmadığını anlatan Arıcı, bu uygulamanın bölgelerin nüfusunu artırdığını, paralelinde trafik sorununu daha da çözülmez hale getirdiğini söyledi.
Eğitim konusuna da değinen Arıcı, teknik eleman yetiştiren üniversitelerin eğitim kalitesinin yukarı çekilmesi gerektiğini vurguladı. Almanya’da üç yılda iyi mühendis yetiştiren bir altyapı varken Türkiye’de 4-5 yılda yeterli kalitede teknik eleman yetiştirmekte zorlanıldığını dile getiren Arıcı, “Bu kurumlarımızın da hızla altyapılarının ve eğitim kadrolarının iyileştirilmesi gerekiyor. Günümüzde hiç profesör kadrosu olmayan eğitim kurumları var. Bu kadar kolay üniversite kurulması ve mezun vermesi engellenmeli” dedi.