MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI
Türkçe English
MTSO 13. Yıl
ÇAĞRI MERKEZİ 0850 304 33 33
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin Cennet Cehennem

“BİRŞEYİ SATABİLMEK İÇİN MARKALAŞMAK ÖNEMLİ” 28.11.2015 tarihinde yayınlandı

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Vekili Kasım Tanrıöver, yeni dünya ekonomisinde üretmekten daha önemli olan konunun satabilmek olduğuna dikkat çekerek, “Bir şeyi çok iyi üretseniz de marka üzerinden katmadeğer yaratarak satamadıktan sonra bir işe yaramıyor” dedi.


“BİRŞEYİ SATABİLMEK İÇİN MARKALAŞMAK ÖNEMLİ”

Mersin Valiliği himayesinde, Büyükşehir Belediye Başkanlığı evsahipliği ve Mersin Ekonomi Platformu organizasyonu ile Ulu Resort Otel’de 2. Marka Kent Mersin Çalıştayı ve Kalkınma Zirvesi düzenlendi. 28-29 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilen zirvenin açılışında konuşan Kasım Tanrıöver, iyi satış yapabilmenin yolunun markalaşmaktan geçtiğine dikkat çekti. Konuşmasını bir örnekle sürdüren Tanrıöver şunları söyledi: 
“Ülkemizin ‘yerli otomobil’ sürecinde; ‘kendi ürettiğimiz bir araca neden uluslararası bir markanın adı altında bir pazarlama stratejisi yapılıyor?’ diye eleştirildi. Ben bu eleştiriye katılmıyorum. Çünkü günümüzde satmak üretmekten önemli hale geldi. Yerli bir aracı üretme gücümüz senelerdir var. Peki, bu güne kadar neden üretmedik? Satabileceğimize inanmadığımız için. Peki, otomotiv pazarının devlerin elinde olduğu bu acımasız piyasada bu yerli araç nasıl satılacak? Elbette bilinen bir marka altında. Uzmanlar otomotiv sektöründe yeni bir marka oluşturmanın maliyetinin 20 milyar dolar olduğunu söylüyor. Bir Alman otomobilinin ne kadar Alman olduğunu bilen var mı? Çoğu parçası başka ülkelerde üretiliyor ama biz onu Alman sanıyoruz. Bu anlamda Türkiye’nin yerli araçtaki markalaşma stratejisi bence yerindedir. 
Markalar dünyanın malıdır. Markanın milliyeti yoktur. Önemli olan üretip satabilmek ve katma değerin ülkeye girmesidir.”

“Markalaşmanın evrensel kurallarını bilmeliyiz”
Mersin’in markalaşmanın evrensel kurallarını bilmesi gerektiğine dikkat çeken Tanrıöver, markanın öncelikle cazip olmak anlamına geldiğini vurguladı. Mersin’in çok sayıda cazibe noktası bulunduğunu kaydeden Tanrıöver, “Denizimizden güneşe, mutfağımızdan doğamıza, doğal güzelliklerimizden tarihi değerlere, sanayi, turizm, tarım, gıda gibi ekonomik değerlerimize kadar çok büyük zenginliklerimiz var” dedi. Tüm bu özelliklerin Mersin’e Tanrı’nın bir armağanı olduğunu dile getiren Tanrıöver, “Ancak her şey olmak isteyen bir şey olamaz. Bu nedenle Mersin olarak var olan potansiyeli bir cazibe noktasına çevirmek için öncelik listesi yapmayız” ifadelerini kullandı. 
Sektörlerin belli alanlarına odaklanıp spesifik alanlarda uzmanlaşılması gerektiğine işaret eden Kasım Tanrıöver, “Örneğin turizmdeki alternatif turizm, kurvaziyer turizm, inanç turizmi stratejimiz doğrudur. Deniz, kum, güneş turizminde küçük Antalya olmak yerine, hedeflediğimiz alanlarda büyük Mersin olalım” dedi. 
Mersin’in tarımda da çok güçlü olduğunu ancak bakliyat ve narenciyedeki zenginliğin öne çıkarılmasının daha akılcı olacağını vurgulayan Tanrıöver, “Lojistikte aslında rakibimiz olmaması gerekirken; Gaziantep kendisine İskenderun’da liman yaratmaya çalışıyor” diye konuştu. Mersin’in lojistikte tek adres olduğunu anlamadığını kaydeden Tanrıöver, “Elbette marka kent olmak sadece turizmle, lojistikle, tarımla sınırlı bir konu değil. Bunun sağlık yanı var, eğitim ekonomisi var, kültür ekonomisi var. Neden Mersin, yeni üniversitelerle Orta Doğunun bir Kıbrıs’ı olmasın?” sorusunu yöneltti. 
Tüm potansiyeli aynı anda harekete geçirmenin çok gerçekçi olamayabileceğini kaydeden Kasım Tanrıöver, bu nedenle düzenlenen çalıştayı önemsediklerini söyledi.

“Marka bizim kültürümüzdür”
Markanın kenti yansıtması gerektiğine de dikkat çeken Kasım Tanrıöver, “Marka aynı zamanda bizim kültürümüzdür. Marka taklit değil, özgün bir kişiliktir” ifadelerini kullandı. 
Firmaların, STK’ların ve özellikle Mersin Ekonomi Platformu’nun bu konuya samimiyetle sarılmasını takdir ettiğini dile getirerek, birlikte hareket etmenin önemine değinen Tanrıöver, sözlerini şöyle tamamladı: 
“Kamu, yerel yönetimler, firmalar ve STK’lar uyum ve işbirliğinde çalışmazsa sonuç almak zorlaşır. Markalaşma yarım kalır. Hangi alanlarda öncelikli bir markalaşma öngörüyorsak bunun fiziki alt yapısı hazırlanmalı, insan kaynağı eğitilmeli, firmalar buna hazırlanmalı, kamunun ve yerel yönetimin desteği alınmalı ve bunlar bir zorunluluk olarak değil, gönüllülük esası ile kentin her bir ferdinin duyarlılığı ve sorumluluğu ile yapılmalıdır.” 
Mersin Ekonomi Platformu Dönem Başkanı Ferudun Gündüz açılışta yaptığı konuşmasında temel amaçlarının kentin markalaşma sürecine ne yapabileceğinin adımlarının belirlenmesi olduğunu söyledi. Önce hedeflerin belirlenmesi gerektiğini anlatan Gündüz, projenin başarıya ulaşması için tüm kesimlerin desteğine ihtiyaç olduğunu anlattı. 
Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ise, Mersin’in markalaşma konusunun tartışılmasında geç kalındığını ancak zararın neresinden dönülürse kar olarak değerlendirilebileceğini vurguladı. Markalaşmak için kentin sevilmesi gerektiğini dile getiren Kocamaz, kenti sevenin kent için gayret gösterebileceğine değindi. Kocamaz bunun için tüm kesimlerin desteğini beklediklerini söyledi. 
Mersin Valisi Özdemir Çakacak ise konuşmasında, günümüzde markalaşmanın şirketler için olduğu kadar şehirler ve ülkeler için de önem taşıdığını vurguladı. Kentin markalaşması için tüm kesimlerin ortak paydada buluşması ve sorunları kucaklaması gerektiğini dile getiren Çakacak, her kentin, ülkenin dünya refahından daha fazla pay almak için yarış içinde olduğunu ve markalaşan illerin çok daha fazla pay alabileceğini söyledi. Bir şehrin dünya ölçeğinde markalaşmasının kısa sürede olamayacağına da değinen Çakacak, iyi belirlenmiş bir stratejik plan dahilinde devam edilmesi gerektiğini anlattı.



Sayfa gönderiliyor. Lütfen bekleyiniz

ARKADAŞINA GÖNDER