MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI
Türkçe English
MTSO 13. Yıl
ÇAĞRI MERKEZİ 0850 304 33 33
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin Cennet Cehennem

Karanlığa Kızma... Bir Işık da Sen Yak! 30.10.2014 tarihinde yayınlandı

YENİ VALİMİZE MERSİN İŞ DÜNYASI OLARAK HOŞ GELDİNİZ DİYORUZ… Yaz aylarının nispeten durağan geçen ekonomik hareketlenmelerin ve organizasyonların ardından eylül-ekim ayları ile birlikte yoğun bir tempo başladı.


Bu vesile ile gerek Mersin’de, gerek bölgemizde ve Türkiye genelinde yaşanan son gelişmeleri siz değerli üyelerimizle ve okuyucularımızla paylaşmak istiyorum. Öncelikle kentimizin yönetiminde, ekonomik ve sosyal yatırımlarında önemli bir makam olan Mersin Valiliğindeki görev değişiminin kentimize hayırlı olmasını diliyorum. Görev yeri Kocaeli’ne çıkan bir önceki Valimiz Sayın Hasan Basri GÜZELOĞLU’na Mersin’e yaptığı katkılar için teşekkür ediyor, yeni Valimiz Sayın Özdemir ÇAKACAK’a başarılar diliyor ve Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak her çalışmasında, Mersin’in sorunlarının ekonomi başta olmak üzere çözümünde her zaman yanlarında olacağımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası kentin en önemli sivil toplum kuruluşlarının başındadır ve Mersin’in her alandaki gelişmesinde ya öncü olmuş yada en önemli paydaşlardan, çözüm ortaklarından birisi olmuştur. Bu vesile ile Sayın Valimize tekrar hoş geldiniz diyoruz.

TATARİSTAN KUZEYİN PARLAYAN YILDIZI; MERSİN ONLARIN GÖZDESİ

Bu hafta yaşanan önemli olaylardan birisi de gazetemizde detaylı bir şekilde işlenen Tataristan-Kazan ziyaretimiz olmuştur. Rusya Federasyonu’na bağlı bir devlet olan Tataristan Cumhuriyeti ülkemiz ve kentimiz için çok önemlidir. Çünkü, Tataristan’la iş yapmak demek Rusya ile dolaylı ilişkiye girmek demektir. Tataristan pazarına girmek demek, dolaylı şekilde engelsiz bir biçimde Rusya Federasyonu pazarına girmek demektir. Bazen devletlerin çözemediği işleri, iş dünyasının böylesi diplomasi girişimleri daha rahat çözebilmektedir. Bu anlamda iş dünyasının bu gücü daha etkin kullanılmalıdır. Tataristan ziyaretimizde bir ilk yaşandı. Sayın Cumhurbaşkanı Ekselans Rüstem MİNNİHANOV bize verilen bilgiye göre ilk kez bir Ticaret ve Sanayi Odasını makamında özel olarak kabul etmiştir. İlişkilerimiz çok öncesine dayandığı Sayın Cumhurbaşkanının Mersin’e olan bu ilgisi bizleri gerçekten gururlandırmıştır. Tataristan ziyaretimizin başından sonuna devlet protokolünün uygulanması, aynı zamanda Başbakan Yardımcısı olan Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ravil ZARİPOV’un tüm ziyaretimiz boyunca bize her yerde eşlik etmesi Tataristan’ın Mersin’e olan ilgisini göstermiştir. Mersin stratejik konumu ile Rusya Federasyonu için çok önemli bir yerdir. Mersin, Tataristan ve Rusya Federasyonu devletleri için Arap yarım adasına, Orta Doğu’ya ve Afrika’ya sıçrama noktasıdır. Ziyaretimizde karşılıklı yatırımlar için somut adımlar attık. Tataristan ziyaretimiz sembolik bir ziyaret değil, gerçek anlamda bir kazanıma dönüştü. Mersin girişimcilerini Tataristan’ı daha çok incelemeye bu sayımızdaki Tataristan ziyareti haberinin detaylarını okumaya çağırıyorum. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak bu anlamda her desteğe hazır olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum.

FUARLARDA KÜRESEL ANLAMDA BİR DÜŞÜŞ VAR; AMA ÖNCE KENTİN FİRMALARI FUARA SAHİP ÇIKMALIDIR

Yine bu hafta yaşanan önemli bir ekonomik etkinlik ise sekizincisi düzenlenen Mersin Yapı ve Emlak Fuarıydı. Geçtiğimiz yıl ile aynı sayıda katılımcı vardı. Tüm katılımcı firmalara teşekkür ediyorum. Fuarlar firmaların ürünlerini tanıttığı, müşteriler bulduğu, başka firmalarla iş birliği yapma imkanlarını yakaladıkları yerlerdir. Dünyanın her yerinde fuarlarda bir katılım azlığı görüyoruz. Ne yazık ki 2008-09 küresel krizi tam anlamıyla aşılmış değil. Dünya 2008 üretim seviyesine ve küresel ticaret hacmine daha yeni yeni ulaşıyor. Ancak satmak için üretmek, üretmek için de bu ürünleri satabilmek gerekir. Bunun için de yeni pazarlar, yeni müşteriler bulmak zorundayız. Kentin fuarlarına Mersin firmaları olarak ne kadar sahip çıkarsak Mersin ekonomisini ve dolayısıyla kendi firmalarımızın imajını yükseltmiş oluruz. Unutmayalım hepimiz Avrupa ve Dünya pazarlarına birer Mersin firması olarak tanınıyoruz. Firmalarımızın güvenilirliği, kalitesi ve gücü, Mersin’in ismi ile ve Mersin’in etkinliklerinin prestiji ile doğru orantılıdır. Mersin’in etkinliklerine sahip çıkalım ki, bu imaj hepimize yansısın. Her şeye rağmen Mersin fuar sayısını arttıran ve fuarlarını iptal etmeden düzenli yapan bir kent olarak prestijli fuarlar listesine girmiştir. MTSO olarak başlattığımız ve daha önce kendi organize ettiğimiz fuar organizasyonu artık özel bir işletmeye devir ettiysek de MTSO olarak her zaman fuarların destekçisi olmaya devam edeceğiz.

İŞ DÜNYASI ŞİKAYET EDEN DEĞİL, ÇÖZÜM BULAN BİR CAMİADIR

İster fuar isterse başka bir konu olsun eksikler mutlaka vardır. Önemli olan şikayet etmek değil, çözümün bir parçası olmak ve kente katkı koymaktır. Mersin iş dünyası kentine ve ülke ekonomisine katkı koymaya devam edecektir. Yakın çevremiz bir ateş çemberine dönüştü. Bir zamanların en popüler pazarları bugün içi savaşlarla boğuşuyor. 2008-09 krizi belki de dünya tarihinin gördüğü en uzun kriz oldu ve firmalar daha yeni yeni 2008’li yılların üretim seviyesini yakalamaya başladı. Mersin iş dünyası olarak şikayet etmedik, ağlamadık. Her zaman şunu ifade ediyoruz. İş dünyası olarak bizler her zaman her şeye hazır olmalıyız. Benzetme yerindeyse, sınav sistemi ne kadar değişirse değişsin, dersini çalışan öğrenci her zaman başarıya ulaşır. Sınav sisteminin değişmesi sadece buna hazır olmayan, çalışmayan öğrencileri etkiler. Benzer şekilde, krizler her zaman olur, olmuştur, olacaktır… Ekonomik krizlere kızıp işlerimizi bırakacak halimiz yok. Sonuçta, kaliteli üretiyorsanız, insan kaynağınızı yetiştiriyorsanız, maliyetlerinizi dengede tutabiliyorsanız, lojistik maliyetleri azaltabiliyorsanız ve önemlisi yeni pazarlar bulabiliyorsanız krizlere kızmanıza ve ağlamanıza gerek kalmaz; Çünkü, krizler buna hazır olmayanlar içindir. Bunun için kurumsallaşmak gerekir, gereken eğitimleri almak gerekir, dünyayı takip etmek ve sürekli pazarları gezmek gerekir. Sorunların olması bizim durmamız ve beklememiz anlamına gelmemelidir. Bizim işimiz sorunların arasından geçip hedefe ulaşmaktır. Aksi halde girişimci değil, memur olurduk.

Bu anlamda ister kentimizde, ister bölgemizde, isterse küresel anlamda hangi sorun, eksiklik veya sıkıntı olursa olsun, biz iş dünyasının görevi sorunun değil, çözümün parçası olmaktır, umutlu olmaktır topluma umut vermektir. Görevimiz sürekli şikayet ederek insanları umutsuzluğa sevk etmek değil, aksine olumlu katkılarda bulunarak insanları, iş dünyasını motive etmektir. Dışarıya kızmak yerine önce kendi içimize dönerek , “Acaba benim ve firmamın eksiği nedir?” sorusunu sormaktır. Hiçbir asker düşmana kızıp cepheyi terk etmez. İçimizde veya dışımızda ne olursa olsun, biz Mersinliler olarak kurumlarımızı bir araya getirmek zorundayız; ortak aklı bulmak ve çözümleri konuşmak zorundayız. Ekonomide, eğitimde, sosyal yaşamda, kültür ve sanatta, bu kenti ilgilendiren ne varsa; Bizi yükseklere çıkaracak ne varsa bu alanları geliştirmek, el birliği ile bu alanlara kalite getirmek zorundayız. Unutmayın insanı mikrop öldürmez; insan bağışıklığı ve sağlığı o mikrobu yenecek kadar güçlü olmadığı için ölür. Krizler elbette zararlar verir ama tek başına ekonomiyi çökertemez; Bizi sadece kendi eksiklerimizi gidermememiz, makro anlamda yapısal reformlarımızı tamamlamamamız, mikro anlamda ise firmalarımızı rekabete hazır hale getirmememiz çökertir. Mersinlilerin, Mersin girişimcisinin, Türk girişimcisinin ve devletimizin bunları yapacak gücü vardır. Yeter ki umudumuzu kaybetmeyelim. Yeter ki birbirimizi dinleyelim.


Sayfa gönderiliyor. Lütfen bekleyiniz

ARKADAŞINA GÖNDER