MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI
Türkçe English
MTSO 13. Yıl
ÇAĞRI MERKEZİ 0850 304 33 33
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin Cennet Cehennem

İyi Bir Koalisyon Birkaç Yılımızı Kurtarır; Eğitim Geleceğimizi Kurtarır 12.01.2016 tarihinde yayınlandı

Türkiye’nin iş dünyası olarak, ülkenin ekonomiye yansıyan gerçek sorunlarını gündeme getirmemize ve gerçek gündeme dikkatleri çekme çabamıza rağmen, ne yazık ki ülkenin her kahvehanesinde, her evinde, insanların bir araya geldikleri her yerde hükümet deviriyoruz, hükümetler kuruyoruz, koalisyonlar kuruyoruz... Koalisyonla yatıyor, siyasetle kalkıyoruz.


İyi Bir Koalisyon Birkaç Yılımızı Kurtarır; Eğitim Geleceğimizi Kurtarır

Bir seçim olmuştur ve millet olarak, parlamenter sisteme inanan Cumhuriyet vatandaşları olarak artık bu görevleri vekillerimize ve siyasi partilerimize devretmiş bulunuyoruz. Bence tüm vatandaşlar olarak, tüm kurum ve kuruluşlar olarak, STK’lar, dernekler veya ülke sorunlarının çözümünde aklımıza gelen her türlü duyarlı oluşumlar olarak ülkemizin gerçek sorunlarına eğilmek, sorunları tespit etmek ve çözümler üretmek gibi konulara odaklanmamız, enerjimizi oy vermek dışında etkin olmadığımız siyaset yerine bu sorunlara harcamamız gerektiğini düşünüyorum. Özellikle aydınlar, entelektüeller, akademisyenler, ülke sorunlarına duyarlı, çözüm üretme kapasitesi olan her bir bireyin gerçek gündem ve gerçek sorunlar üzerine odaklanması gerekiyor. Çünkü iyi bir koalisyon birkaç yılımızı kurtarır. Ama eğitimle ilgili sorunların doğru tespit ve çözümü geleceğimizi kurtarır. Evet ,eğitim alanına özellikle vurgu yaptım çünkü bu yazımızda biraz bu soruna değineceğiz.

OECD ülkeleri içinde eğitim seviyemiz alarm veriyor

Aslında MTSO Haber Gazetemizin hemen hemen her başyazısında eğitim ile ilgili sorunları ve çözümleri gündeme getiriyoruz. Her halde eğitim ile ilgili bizim kadar konuşan, proje yapan, çözüm üreten bir Oda yoktur. Her zaman dediğimiz gibi eğitimli insan kaynağı ekonominin kalbidir, ülkenin geleceğidir. Bu anlamda eğitim Odamızın merkezinde yer alan bir konudur. Bir önceki sayımızda hatırlayacağınız gibi OECD’nin her iki yılda bir yaptığı PİSA testlerinin ülkemiz adına vahim sonuçlarından bahsetmiştik. PİSA Testi sonuçlarına göre lise düzeyindeki Türk öğrencileri ne yazık ki, 65 OECD ülkesi içinde fen bilimleri başarısında 43’üncü sırada. Matematik ve karmaşık metinleri okuma- anlama becerisinde de durum farklı değil. Bu rakamlar doğal olarak ülkenin ekonomisine yansıyan rakamlardır. Neden bilim üretemiyoruz, neden sanayide ve diğer alanlarda ileri teknoloji üretemiyoruz sorularının cevabını bu rakamlarda aramıştık. Bu gün ise sorumuz şu; Neden matematik ve temel bilimlerde, hatta kendi ana dilimizi okuma becerisinde bu kadar kötü durumdayız? Sanırım bunun da cevabı eğitime harcanan parada yatmaktadır.

Eğitime ayrılan bütçe yetersiz

Bir ülkenin gelişmişlik düzeyini belirleyen en önemli faktörlerin başında, eğitime ve insana yapılan yatırımların seviyesi gelmektedir. Gelişmiş ülkelerin özellikle sanayi, tarım ve teknoloji gibi alanlarda yaptığı yatırımlara ve elde ettiği sonuçlara, eğitime ve insana yapılan yatırımla karşılaştırmalı olarak bakıldığında, bu alanlardaki gelişmelerin eğitime yapılan yatırımlarla doğrudan ilgili olduğu görülecektir. Eğitime ve insana yapılan yatırımlara özellikle OECD ülkeleri kapsamında bakmak, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin sıralaması konusunda görüş sahibi olmak açısından önemli. OECD ülkeleri 2014 yılında yayınlanan ve genel olarak bu ülkelerin eğitim sistemlerini detaylı bir şekilde ele alan “Bir bakışta eğitim” (Education at a Glance) raporu, Türkiye'nin de içinde yer aldığı çok sayıda ülkeden detaylı veriler sunmaktadır. Öğrenci başına harcanan tutara baktığımızda Türkiye, 36 ülke arasında 35. sırada. OECD ülkelerinin ortalamasının 9.251 dolar olarak kaydedildiği raporda, Türkiye'de öğrenci başına 3.240 dolar harcandığı görülmektedir. İsviçre'de bu rakam 16.090 dolar civarında, Amerika Birleşik Devletleri'nde 15.344, Almanya'da ise 10.904. Sanırım ülkemizin eğitime ayırdığı bütçenin ve öğrenci başına harcadığı paranın oranı eğitimdeki yerimizin nedenlerini gayet açık bir şekilde gösteriyor.

Okul öncesi eğitim ve ilköğretime yeterince yatırım yapılmıyor

Şili ve Çek Cumhuriyeti gibi sıralamada Türkiye'ye en yakın olan ülkelerin bile Türkiye ortalamasının neredeyse iki katı öğrenci başına harcama yaptığı görülmektedir. Türkiye'nin öğrenci başına en fazla yatırımı yükseköğretim seviyesinde yaptığını, bunun yanında ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında öğrenci başına düşen harcamanın OECD ülkelerinin ortalamasının çok altında olduğunu söyleyebiliriz. Buradan eğitim sistemimizde ilköğretim ve ortaöğretime gereken önemin verilmediği sonucunu çıkarmak mümkün. Zira gelişmiş ülkelerin büyük bir çoğunluğu ilköğretim ve ortaöğretime yükseköğretimden daha fazla yatırım yapmaktadır. Gelecek nesillerin istenen seviyelere gelebilmesi için temellerinin sağlam atılması büyük önem arz etmektedir. Burada gelişmiş ülkelerin yaptığı da aslında üniversite eğitimi almasa bile bireylerin kaliteli eğitim almasına olanak sağlamasıdır. Bu da gelişmiş ülkelerde meslek sahibi, becerisi olan bir insan kaynağı yaratmaktadır. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde öğrenciye yeterli yatırımı yapmaması, üniversite eğitimi almayacak olan bireylerin belli seviyenin üstüne çıkamaması, üniversite eğitimi almış bireylerin ise temelden kaliteli eğitim alamadıkları için gelişmiş ülkelerden aynı seviyede mezunlarla aralarında belirgin farkların ortaya çıkmasıyla sonuçlanmaktadır. Yani, lise düzeyine kadar beceri veremiyoruz; üniversitede de bilim yapacak beyinler yaratamıyoruz…

Ayrılan bütçe, sorunun büyüklüğüne denk olmalıdır

Yeterli yatırım ve iyileştirmeleri yapmadan, gelişmiş ülkelerin seviyesine gelmeyi düşünmek hayalden öteye gitmeyecektir. Kaliteli nesillerin yetiştirilmesi, kaliteli ve mutlu eğitmenlerle mümkündür. Ayrıca ilköğretim ve ortaöğretimde verilecek olan eğitimin öğretmen yetiştiren kurumların kalitesi üzerinde de etkili olacağını söylemekle yetinelim. OECD ülkelerinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısının ortalaması 14, Türkiye'de ise 21'dir. Gelişmiş ülkelerde bu oran 14'ün altında yer almaktadır. Hem teknoloji, hem sanayi hem de diğer akla gelebilecek olan sektörlerde dünyanın gelişmiş ülkelerinin arasında yer almak ve onlarla yarışır pozisyonda olabilmek için eğitime yapılan yatırımların artırılması gerçeğini kabul etmek gerekir. Öğrencilerin bilgiyi edinirken çağa uygun teknolojileri de gerçek anlamda kullanabildikleri, geniş sınıflarda ferah ortamlarda eğitim alabildikleri, öğretmenlerin hem ekonomik hem de ders yükü anlamında daha yüksek performans gösterebilecekleri ortamların oluşturulması, gelişmiş ülkelerin düzeyine ulaşmak için yeterli olmasa da en azından bu yolda bu amaçla atılacak önemli adımlar arasında düşünülebilir. 75 milyon nüfusun neredeyse 31 milyonunun (25.5 milyon ilk öğretim ve lise; 5.5 milyon üniversite) öğrenci olduğu düşünüldüğünde, bunun kolay olmadığını biliyoruz. Yunanistan’ın nüfusu bizim ilk öğretim ve lise öğrencisi sayımızdan az. Yük kolay bir yük değil elbette. O halde öncelikli sorun tespiti yaparak en büyük bütçeyi o sorunun çözümünde harcamak daha akıllıca olmaz mı?

Biz gerçek gündemlerden birisinin bu olduğunu düşünüyor ve oluşacak hükümetin ivedilikle bu konulara odaklanmasını bekliyoruz. Bizim görevimiz hükümet kurmak değil, hükümetleri bu sorunların çözümüne yönlendirmektir. Mersin iş dünyası olarak gerçek sorunları konuşmaya, sorunların çözümlerini gündeme getirmeye devam edeceğiz. Bırakalım her kurum kendi görevini yapsın.


Sayfa gönderiliyor. Lütfen bekleyiniz

ARKADAŞINA GÖNDER