MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI
Türkçe English
MTSO 13. Yıl
ÇAĞRI MERKEZİ 0850 304 33 33
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin
Mersin Cennet Cehennem

En Büyük Zenginliğimiz: İnsan Kaynağımızdır 11.12.2014 tarihinde yayınlandı

12-18 Aralık tarihlerinde Yerli Malı Haftası kutlanır. II. Dünya Savaşı sonrası oluşan ekonomik darboğazın ardından yabancı ülkelere para akışının önünün kesilmesi ve toplumsal tutum bilincinin oluşması amaçlanmıştır. Bu amaçla Atatürk başkanlığında, 1923 yılında İzmir İktisat Kongresi'nde yurdun bağımsızlığının korunması, yerli mallar üretilmesi ve kullanılması kararlaştırıldı.


Dönemin başbakanı İsmet İnönü 12 Aralık 1929 tarihinde TBMM’de bir konuşma yaptı. Konuşmasında ulusal ekonomi, yerli malı ve tutumlu olma konularını anlattı. 1946 yılından itibaren Yerli Malı Haftası olarak kutlandı. 1983 yılında adı Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası olarak değiştirildi. Haftanın amacı, yerli tüketimin bilinçli olarak artmasıdır. Bu hafta süresince tutumlu olmanın, yatırım yapmanın ve yerli malı kullanmanın önemi vurgulanır. Tüketilecek ürünlerin ülkede üretilen ürünlerden seçilmesinin gerekliliği anlatılır. Bu şekilde ülkenin zenginliklerinin artması amaçlanmaktadır. Ayrıca bilinçli tüketicilik konuları üzerinde durulur.

YERLİ MALI SADECE OKULLARDA KUTLANAN BİR OLAY OLMAMALIDIR

Ancak, yıllardır yerli malı haftası sadece okullarda kutlanan bir etkinlik olarak kabul edildi. Aslında olaya ekonominin temel parçası olan üretim ve sanayi açısından bakıldığında, yerli malı olayı ekonomik sorunlarımızın, özellikle cari açığımızın düşürülmesinde önemi bir etmendir. Cari açığımızın var olmasının en temel iki büyük nedeni vardır. Birincisi enerjide dışa bağımlı olmamızdan dolayı ithal etmek zorunda kaldığımız petrol ve doğal gaz giderlerimiz; ikincisi ise ithalatımızın ihracatımızdan fazla olması. Bunun da temel nedenlerinden birisi yerli ikame konusunda zayıf kalmamızdır. Yerli ara malı üretimimiz artmadıkça, ülkemizde yapabileceğimiz, üretebileceğimiz şeyleri ithal ettiğimiz sürece cari açığımız düşmeyecektir. Evet, günümüz küresel ekonomisinde yerli üretim artık yok olan bir kavramdır. Bir cep telefonunun tasarımı başka bir ülkede yapılıyor, farklı parçaları beş ayrı ülkede üretiliyor, başka bir ülkede montaj yapılıyor, diğer bir ülkeden satılıyor. Ancak bunlar küresel tröstler, büyük küresel sermayeler için geçerlidir. Onlar için bir malın milliyeti, ulusu, ülkesi yoktur. Ancak, bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için yerli malı ve ithalatta yerli malı ikamesi ekonomimiz için hayati bir konudur. Bu anlamda konu sadece tüketicinin yerli malı kullanması olayı değil, aynı zamanda üreticinin ürünlerinde yüzde kaç yerli malı ürün ve kaynak kullandığıdır. Öyle Türk malı ürünler var ki, yüzde 80’i ithal ara malından oluşuyor. Acaba bu ürüne yerli malı denilebilir mi? İhracatımızın içindeki yerli kaynak oranı acaba nedir? İşte bu anlamda yerli ara malı üretimi desteklenmelidir. Hükümetimizin dış ticaret ve sanayi strateji belgelerinde bu destekler var. Ancak, bu stratejiler uygulamaya daha etkin geçirilmelidir. Çünkü, ekonomisini korumadan büyüyen bir sanayi yoktur. Böyle bir gelişmiş ülke de yoktur.

EN BÜYÜK ZENGİNLİĞİMİZ İNSAN KAYNAĞIMIZDIR

Kendi kaynaklarımızın doğru değerlendirilmesi konusuna değinmişken, insan kaynağımızın etkin değerlendirilmesi konusuna değinmeden olmaz. Malum, 76 milyonluk büyük bir ülkeyiz. Nüfusumuzun yarısını; yani, yaklaşık 38 milyonluk dilimi kadınlarımız oluşturuyor. Dahası bu 36 milyonluk kadın nüfusumuz 30 yaş altı, genç ve dinamik bir nüfus. Peki bu zengin insan kaynağı potansiyelimizi ekonomiye ne kadar entegre edebilmişiz? Rakamlar iç açıcı değil. Evet sürekli bir artış var ama yeterli değil. Şu an için kadın nüfusumuzun sadece yüzde 26’sı ekonominin içinde. Ve sadece yüzde 6’sı girişimci. Bu, büyümek ve zenginleşmek isteyen bir ülke için yeterli bir rakam değildir. Nüfusunun yarısını yok sayan bir ülke nasıl büyük bir ülke olabilir? TEPAV’ın son raporlarına baktığımızda kadın girişimci sayısının en çok arttığı iller Eskişehir, Bilecik, İzmir, Kocaeli, Bursa, Ankara gibi batı illeri. Yani, kadınların daha uzun eğitim hayatına sahip olduğu, çalışma ve girişimcilik kültürünün oluştuğu, sosyal anlamda çalışan ve girişimci olan kadına olumlu bakılan bölgeler ve iller. Kadın girişimciliğin en az arttığı iller ise sürpriz değil; Hakkari, Şanlıurfa, Bitlis, Muş. Yani, kadınların ya çok az ya da hiç eğitim almadığı iller; sosyal anlamda kadınların çalışma ve girişimcilik kültürünün oluşmadığı bölgeler. Bu eğitim ve girişimcilik ekosistemini, kültürünü, buna olan toplumsal bakışı değiştirmediğimiz sürece, kadınlarımızı gerçek anlamda desteklemediğimiz sürece, kadınlarımızın zenginliğinden yaralanamayız.

BÖLGELER ARASI EŞİTSİZLİKLERİ KADINLARIMIZ YOK EDEBİLİR

Ülke olarak büyüyen ve gelişen bir ülkeyiz. Ve en çok şikayet ettiğimiz şey bölgeler arası gelir eşitsizliği. Bölgeler arası ekonomik ve sosyal eşitsizlikler sürekli dış destekler, merkezi yardım ve fonlarla azalmaz. Bunlar çoğu zaman gereklidir ama bunlar bir can suyu olarak kabul edilmelidir. Önemli olan bu bölgelerin kendi dinamiklerini, kendi kaynaklarını kullanmayı öğrenmeleridir. Bu da ilk olarak insan kaynağını iyi oluşturmak ve sonrasında iyi kullanmakla başlar. Bu bölgelerin doğru rol modellere ihtiyacı var. Ülkemizin her köşesindeki kadınlarımız ve gençlerimiz değerlidir, beceriklidir. Önemli olan bu cevherleri ortaya çıkaracak kararlılıktır. Her zaman söylediğimiz bir gerçek var; Bizim yer altı zenginliklerimiz yok. Altınımız, petrolümüz, doğal gazımız yok. Ama bizim hepsinden değerli bir zenginliğimiz var. İnsanımız, kadınlarımız, gençlerimiz… Ancak, insanımızı doğru ve etkin bir şekilde eğitmezsek, destek olmazsak, ekonomiye entegre edecek, zenginliğimizin parçası yapacak yollar aramazsak fakirlikten, bölgeler arası eşitsizliklerden, cari açıktan, işsizlikten şikayet etmeye devam eden bir ülke oluruz. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak kadınlarımızı girişimci yapacak projelere devam edeceğiz. Mersin olarak, kültürel anlamda bu eko sisteme sahip bir kent olarak bu zenginliğimizi görmezden gelen bir kent olmayacağız. Bu kent Mersin’e değer katan kadınlarla yükselmiş bir kenttir. İlk kadın belediye başkanlarından birine sahiptir. Bu kent bilim kadınlarından sanatçılara, kadın bürokratlardan siyasetçilere, Türkiye çapında tanınan kadın girişimcilere sahip ve onların omuzlarında yükselen bir modern dünya kentidir. Mersin iş dünyası olarak kadınlarımızın bu kente daha çok katkı sunmasını sağlayacak her projenin arakasında olduk, olmaya devam edeceğiz.


Sayfa gönderiliyor. Lütfen bekleyiniz

ARKADAŞINA GÖNDER